22. Hukuk Dairesi 2014/11380 E. , 2015/20810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ücreti, asgari geçim indirimi ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini beyan ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının iş sözleşmesinin haklı devamsızlık haklı nedeni ile feshedildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının ücretinin miktarı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunu"nun 323. maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; davacı 1.400.00 TL ücret aldığını ,davalı ise asgari ücretle çalıştığını savunmuştur. Mahkemece yapılan emsal ücret araştırması cevabında, davacının 1.200,00 TL ücret alabileceği bildirilmiştir. Mahkemece dosyada bulunan maaş ödeme makbuzu esas alınarak davacı beyanı gibi aylık net 1.400,00 TL ücret aldığı kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de, işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş gözönüne alınarak emsal ücret araştırmasında bildirilen aylık 1.200,00 TL ücret aldığı kabul edilerek bu ücret üzerinden alacaklarının hesaplanması dosya kapsamına uygun düşecektir. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Taraflar arasındaki iş ilişkisinin, işveren feshi ile son bulup bulmadığı tartışmalıdır.
Dosya kapsamına göre 08.09.2009 tarihinden beri işyerinde operatör olarak çalışan davacı, 11.09.2012 tarihinde işten çıkarıldığını beyan etmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının 18.09.2012 tarihine kadar hizmetlerinin Kuruma tam olarak bildirildiği görülmüştür. Davacı dilekçesinde işveren tarafından çıkarıldığını ileri sürmüş ise de davacı tanık beyanları ve davacının iddia ettiği işçilik alacaklarının dosya kapsamı ile sabit olması karşısında davacının ödenmeyen işçilik alacakları nedeni ile eylemli feshi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı ve eylemli olarak feshedildiği kabul edilerek ihbar tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü bozma nedenidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.