Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/8929
Karar No: 2018/75
Karar Tarihi: 15.01.2018

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/8929 Esas 2018/75 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/8929 E.  ,  2018/75 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar Orman Yönetimi ve ....A.Ş. ile davalı gerçek kişiler vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ....köyü 113 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 24.465,73 m2 yüzölçümü ile 1967 tarih ve 9 sıra numaralı tapuya istinaden tarla vasfıyla davalılar adına tespit edilmiştir.
    Davacı .... vekili, ... köyü 103, 104, 105, 106, 107, 112, 113, 114, 115 ve 116 sayılı adalar içinde kalan orman alanlarının, şirketçe kurulup, 49 yıl süreyle işletilecek olan ... Barajı ve HES sahasında kaldığını ve bu yerlerin Orman Bakanlığınca 2007 yılında baraj yapılmak üzere davacı şirkete tahsis edilerek 18.02.2008 günlü teslim ve tesellüm tutanağı ile kendilerine teslim edildiğini, ancak ilgili köyde orman parselleri askı ilanına çıkarıldığı halde, sözü edilen taşınmazların orman olarak tespit ve ilan edilmediğini bildirerek, çekişmeli taşınmazların orman olarak tespit ve tescilini talep etmiş, mahkemece uyuşmazlığın çözüm yerinin idare mahkemesi olduğu belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2010/9085-10036 sayılı kararında özetle “Yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 sayılı Kanun hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tespit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda "olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği" kabul edilip, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı Çevre ve Orman Bakanlığının ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmi ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işlemin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumetin Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzel kişiliği yada davaya konu taşınmaza zilyet olanlara yöneltilebileceği, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel yada tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle dava husumet yönünden red edilmeyip, kadastro mahkemesinin, dava dilekçesinde nitelikleri bildirilen taşınmazın tespit tutanağının, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle düzenlenip, Kanun ve Yönetmelik hükümlerine göre mahkemeye gönderilmesini Kadastro Müdürlüğünden istemesi gerektiği, tespit tutanağı düzenlenmeden keşif yapılması halinde, keşif sırasında belirlenecek hak sahiplerinin davaya katılması, bu arada tespit tutanağının gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirip 3402 sayılı Kanunun 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tespit tutanağında yazılı hak sahiplerini de davaya katıp, husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece resen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir.
    Bu ilkeler gözönünde bulundurularak davacı şirketin dava dilekçesine ekli krokide kırmızı işaretli olarak gösterilen sınırlar içinde kalan ve kendilerine tahsis edilmiş bulunan taşınmazlar hakkında dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gözönüne alınarak, bu taşınmazlar tam olarak tespit edilmeli, tamamının kadastro tespit tutanakları getirtilmeli; gerçek kişiler adına tespit edilenlerin tespit malikleri davaya dahil edilmeli, kesinleştirilen tutanaklar davalı hale getirildikten sonra işin esasına girilerek bu kısımların orman sayılan yerlerden olup olmadığı araştırılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma kararından sonra Orman Yönetimi taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile davaya müdahil olmuş, mahkemece çekişmeli taşınmaza ait dava dosyası tefrik edilmiş ve bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacıların tapu kadastro genel müdürlüğü ve diğer davalılar hakkında açmış olduğu davanın reddine, davacıların diğer davalılar hakkında açmış olduğu davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, Bingöl ili, Yayladere ilçesi, Çayağzı köyü, Kort mevkiinde kain 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişinin raporunda (A) harfi ile gösterdiği 15507,88 m²"lik kısmın kadastro tespitinin iptali ile, aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, ....mevkiinde kain 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, fen bilirkişinin raporunda (B) harfi ile gösterdiği 9087,85 m²"lik kısmının tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve ...A.Ş. vekili ile davalı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
    Mahkemece çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle orman vasfıyla Hazine adına, kalan kısmının ise davalı adına tespit gibi tesciline karar verilmiş ise de, taşınmazın en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki durumu davalıların dayandığı tapu kaydı tüm geldi gittileriyle birlikte getirtilip 3402 sayılı Kanunun 20. maddesi kapsamında uygulanmamıştır. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
    O halde mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ve davacının dayandığı 1967 tarih ve 9 sıra numaralı tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri ve krokileri, mahkeme kararı sonucu oluşmuşsa ilgili dava dosyası ve dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel ve dayanakları ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi)hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar
    kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı saptanmalıdır.
    Yapılacak araştırma sonucu çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, davacının dayandığı tapu kaydının 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısında hukuki kıymetinin olup olmadığı tartışılmalıdır. Şayet orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde ise bu kez davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmelidir. Bu cümleden hareketle; taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları huzuru ile dava konusu taşınmazlar başında yapılacak keşifte 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca öncelikle davacı tarafın dayanağını oluşturan tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı ile zemine uygulanmalı, uygulamada tapu kaydının haritası; haritası yoksa tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri esas alınmalı; yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, kaydın sabit sınırlı sayılıp sayılmayacağı değerlendirilmeli, buna göre tapu kaydının kapsamı kesin olarak belirlenmeli ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece belirtilen şekilde uygulama ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; davacı ... Yönetimi ve Darenhes A.Ş. vekili ile davalı gerçek kişiler vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/01/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi