1. Hukuk Dairesi 2016/3340 E. , 2020/3624 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ..."nun ... parsel sayılı taşınmazını ve ... parsel sayılı taşınmazdaki payını 2. eşinden olan davalı oğluna mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak satış yoluyla devrettiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazların tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, satışın gerçek olduğunu, mirasbırakanın davacılara da kazandırmalarda bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; "...Davalının cevap dilekçesinde davacılara yapılan kazandırmalar olarak belirttiği ... ve ... nolu parsellerin kayıtları dosya içerisine getirtilmemiş, tanıklar davalı savunmaları doğrultusunda dinlenmemiş, ayrıca murisin eşi olan ... da dahil olmak üzere tüm mirasçılarına kazandırmalarda bulunup bulunmadığı denetime elverişli olacak şekilde araştırılmamıştır. Hal böyle olunca, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarıda değinilen anlamda bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere eksik soruşturma ile hüküm kurulmuş olması isabetsizdir." gerekçeleriyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1908 doğumlu mirasbırakan ...’nun 09.08.1996 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak ilk eşinden olma davacı çocukları ..., ..., ..., ... ve ... ile ikinci eşi ...’dan olma davalı çocuğu ... ve kendisinden sonra ölen eşi ...’u bıraktığı, mirasbırakanın ... parsel sayılı taşınmazdaki 105/528 payını 08.09.1989 tarihli akitle, ... parsel sayılı taşınmazını da 07.03.1988 tarihli akitle davalı oğlu ..."na satış suretiyle devrettiği, ayrıca mirasbırakanın geride paydaşı olduğu oniki parça daha taşınmazının kaldığı anlaşılmaktadır.
Muris muvazaasına dayalı hukuksal nedenine davalarda mirasbırakanın gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Davacı taraf, 6100 sayılı HMK’nın 190. ve 4721 sayılı TMK’nın 6. maddeleri uyarınca mirasbırakanın mal kaçırma iradesi ile hareket ettiğini kanıtlamalıdır.
Somut olayda, dosya içeriği, toplanan deliller ve özellikle tanık beyanlarından; mirasbırakan tarafından tüm mirasçıları kapsayan bir paylaştırma yapılmadığı ancak, mirasbırakanın davacı çocuklarından mal kaçırmasını gerektiren bir nedenin varlığı ortaya konulamadığı, ancak getirtilen kayıtlardan ve Uyap sisteminden temin edilen verilerden mirasbırakanın ölümü ile geriye mirasçılarına oniki parça daha taşınmaz bıraktığı, mirasbırakan mal kaçırma kastı ile hareket etseydi terekesindeki taşınmazları da davalıya temlik edebileceği sonucuna varılmaktadır.
Tüm bu olgu ve deliller, yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın yaptığı temlikler ile mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla hareket etmediği, davacı tarafın muvazaa iddiasını, 6100 sayılı HMK’nun 190. ve 4721 sayılı TMK’nun 6. maddeleri uyarınca ispat edemediği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; dava konusu ... parsel sayılı taşınmazdaki davalı ...’ın satış yoluyla dava dışı kişilerden edindiği ve dava ile bir ilgisi bulunmayan payların da iptal ve tescil kapsamına alınması da hatalıdır.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine 08/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.