Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3886
Karar No: 2020/3628
Karar Tarihi: 08.07.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/3886 Esas 2020/3628 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2019/3886 E.  ,  2020/3628 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar ve bir kısım davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02.07.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden birkısım davacılar vekili Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen diğer davalılar ve davacılar gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, paydaşı bulundukları ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parseller hakkında Sulh Hukuk Mahkemesinin 1963/244 Esas Sayılı davası sonunda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiğini ve İcra Müdürlüğünün 1966/1 sayılı dosyasında satışlarının yapıldığını, ... ve ... sayılı parselleri ihaleden satın alıp bedellerini ödediklerini ancak satış evrakları tapuya gönderilmediği için diğer paydaşların hakları kalmadığı halde halen kayıtlarda paydaş gözüktüklerini ileri sürerek 1078 ve 1080 nolu parsellerdeki davalılar adına olan kayıtların iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.
    Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, taşınmazların imar şuyulandırma işlemine tabi tutulduklarının ve imar parsellerinin oluştuğunun anlaşıldığı, uyuşmazlığın ancak idari yargıda çözümlenebileceği gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı, Dairece, “... davanın imar uygulamasına yönelik bulunmadığı sicilden kaynaklanan yolsuz tescile ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Öyle ise imarın dayanağı idari işlemin mahkemenin görevini etkilemeyeceği uyuşmazlığa Adli Yargı yerinde bakılması gerekeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; işin esasının incelenerek tüm delillerin eksiksiz toplanması, imar uygulama işleminin ayakta durup durmadığının açıklığa kavuşturulması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu ... ve ... sayılı parsel sayılı taşınmazlara birlikte ..., ... ve ... sayılı parsel sayılı taşınmazlarda da taraflar paydaş iken ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1963/244 Esas, 1965/114 Karar sayılı izale-i şuyu davasında ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiği, ... İcra Müdürlüğünün 1966/1 sayılı satış dosyasında da .., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların ihalesinin gerçekleştirildiği ve sicile yansıtıldığı, çekişmeli ... ve ... parsel sayılı taşınmazların kayıtlarına ise 26.07.1966 tarih ve 498 yevmiye numaralı işlem ile satış şerhi verildiği, ancak herhangi bir devir işleminin yapılmadığı, bölgede 1999 yılında 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi uygulaması ile imar parsellerinin oluştuğu anlaşılmaktadır.
    Davacılar ... İcra Müdürlüğünün 1966/1 sayılı satış dosyasında yapılan ihale ile dava konusu taşınmazları satın aldıklarını ileri sürmüşlerdir. Ne var ki; ihale evrakları ve satış dosyası temin edilemediği gibi, Tapu İdaresinin İcra Memurluğuna yazdığı 26.07.1966 tarihli yazıda da dava konusu taşınmazları satın alanların kimlik bilgilerine dair bir açıklamaya yer verilmemiştir.
    Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır. Öte yandan, iddianın ileri sürülüş şekli ve davanın niteliği gereği tanıkla ispatı da mümkün değildir.
    Somut olaya gelince; toplanan deliller yukarıdaki ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde, HMK 190. ve TMK 6. maddeleri gereğince, tescilin yolsuz olduğu iddiasının davacılar tarafından kanıtlandığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Diğer taraftan, ölü ... Karısı ...’ın terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olup, bir kısım mirasçıların davayı kabulüne ilişkin beyanlarına da sonuç bağlanamaz.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Kabule göre de, imar uygulaması sonucu oluşan dava konusu taşınmazlara yalnızca çekişme konusu ... ve ... parsel sayılı taşınmazlardan gelen payların iptaline karar verilmesi gerekirken, davaya konu edilmeyen ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlardan imar uygulaması sonucu dava konusu ... ada ... parsel, ... ada ... parsel ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazlara gelen payları da kapsar şekilde tapu iptali ve tescile karar verilmiş olması da isabetsizdir.
    Bir kısım davalılar vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davalılar vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşı temyiz eden davacılardan alınmasına ve aşağıda yazılı 29,20.-TL bakiye harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 08/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi