3. Hukuk Dairesi 2020/3752 E. , 2020/6533 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ... Oto. San. Tic. A.Ş’nden 31.12.2009 tarihinde 28.750,00 TL bedel karşılığında sıfır bir araç satın aldığını, çevresinin uyarıları sonucu aracın sol arka çamurluğunun boyalı olduğunu tespit ettirdiğini, aracın bu hali ile ayıplı olduğunu, durumu 26.11.2010 tarihinde davalı ... Oto. San. Tic. A.Ş’ne bildirerek aracın yenisi ile değiştirilmesini istediğini, kendisine 5.000 TL para teklif edildiğini, davalılara ayrıca 22.12.2010 tarihinde ihtarname gönderdiğini ileri sürerek, kendisine satılan ayıplı aracın ayıpsız bir benzer ile değiştirilmesini istemiştir.
Davalılar; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile, 1.500 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karar verilmiş; karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı eldeki dava ile davalılardan satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; araçtaki ayıbın niteliği gözetildiğinde, davacının seçimlik haklarından aracın misliyle değiştirilmesi hakkını kullanmasının iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, tarafların hak ve menfaatleri değerlendirildiğinde aracın misli ile değiştirilmesinin aşırı dengesizliğe neden olacağı, araçtaki ayıp nedeniyle seçimlik haklarından olan “bedel indirimi” uygulanmasının hakkaniyete daha uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile değer kaybı olarak tespit edilen 1.500 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
6502 sayılı yasa 11/3. maddesi hükmü ile “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” düzenlemesi yapıldığı gibi yine Türk Borçlar Kanunu’nun 227/4. maddesi hükmü ile de “Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.” düzenlemesi kanun koyucu tarafından öngörülmüş olup, birbirini tamamlayan bu iki hüküm ile yasa koyucu temel hukuk prensibi olarak iyiniyet kurallarının hayata geçirilmesini hedeflemekte ve her ne kadar seçimlik hakları yasa ile sayılmış ve bu seçimlik hakların içerisinde herhangi birini tercih etme bakımından tüketici serbest bırakılmış ise de, bunun sınırı olarak iyiniyet kuralları ve tarafların hak ve menfaatler dengesi nazara alınmak suretiyle sözleşmenin ayakta tutulması sağlanırken varlığı tespit ve kabul edilen ayıp nedeniyle tüketicinin bir kayıp veya zarara uğramasının da önüne geçilmesi hedeflenmiştir.
Somut olayda; Mahkemece dava konusu aracın ayıplı olduğu kabulü doğrultusunda, sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının hakkaniyete uygun düşmeyeceği değerlendirilmesi yapılmak suretiyle 1.500,00 TL değer kaybının tazmini hüküm altına alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece; hakimin takdiri ile davacının talebinin hakkaniyet gereği değiştirilmek suretiyle kabul edilmiş olması halinde davacı tarafın aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi mümkün değildir. Bu nedenle Mahkemece davacının talebine ilişkin olarak takdir hakkı kullanılmak suretiyle ulaşılan sonuç nedeniyle davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 4. bendinin hükümden çıkarılmasına, hükmün 5. bendindeki “Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin 1.398,80 TL"nin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 75,35 TL"nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,” ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine “Davacının yapmış olduğu yargılama gideri olan 1.398,80 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.