10. Ceza Dairesi 2020/309 E. , 2020/999 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, 24/01/2020 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanıklar ... ve ... hakkındaki kamu davasının düşürülmesine dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/09/2018 tarihli ve 2017/323 esas ve 2018/1111 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 30/01/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık ...’ın 17/06/2016 tarihinde işlediği iddia edilen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda, 23/06/2016 tarihinde TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süreyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
Tedbirin infazına başlaması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyelerinin tebliğine rağmen sanığın kuruma müracaat etmemesi üzerine erteleme kararı kaldırılarak 13/12/2016 tarihli iddianameyle kamu davası açıldığı,
Yapılan yargılama sonucunda ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2018 tarihli ve 2016/892 esas ve 2018/118 sayılı kararıyla “ısrar koşulu gerçekleşmediğinden dolayı dava şartının bulunmadığı” gerekçesiyle sanığın “beraatine” karar verildiği, sanık lehine kazanılmış hak teşkil eden hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin 06/03/2018 tarihinde kesinleştiği,
2- Sanık ...’nın 25/08/2014 tarihinde işlediği iddia edilen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda, 18/12/2014 tarihinde TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süreyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, erteleme kararına itiraz hakkı bulunduğu belirtilmek suretiyle tebliğ edildiği, sanığın karara itiraz etmediği,
Ancak sanığın erteleme süresi zarfında 13/02/2015 tarihinde tekrar uyuşturucu madde kullandığı gerekçesiyle erteleme kararı kaldırılarak 19/02/2015 tarihli iddianameyle dava açıldığı,
Yapılan yargılama sonucunda ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/10/2015 tarihli ve 2015/161 esas ve 2015/970 sayılı kararıyla sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtay"a gönderildiği, henüz temyiz incelemesinin sonuçlanmadığı,
3- Kanun yararına bozma talebine konu olan dosyada ise her iki sanığın 24/02/2017 tarihinde işlediği iddia edilen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmeden 01/03/2017 tarihli iddianameyle kamu davası açıldığı,
Yapılan yargılama sonucunda ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/09/2018 tarihli ve 2017/323 esas ve 2018/1111 sayılı kararıyla “sanıklar hakkında önceki suçları bakımından açılan kamu davalarında dava şartı oluşmadan dava açılmış olduğu, bu nedenle yargılama konusu olan suç nedeniyle de henüz dava şartı bulunmadığı” gerekçesiyle “davanın düşürülmesine” ve “sanıklar hakkındaki önceki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının infazına devam edilerek sonucuna göre bu suç nedeniyle dava açılıp açılmayacağının tayin ve tespit edilmesi için dosyanın ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verildiği, hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "1) Sanık...yönünden yapılan incelemede;
... 2. Asliye Ceza mahkemesinin 13/09/2018 tarihli kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın şüpheliye usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, bu halde kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden bahisle düşme kararı verilmiş ise de, 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/1. Maddesinde, yer alan “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde düzenlemeler karşısında, somut olayda mahkemesince açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun sonuç ve biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, düşme kararı verilerek dosyanın sonuçlandırılmasında,
2) Sanık ... yönünden yapılan incelemede;
Sanık hakkında daha önceden yapılan soruşturma evresi sonucunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 18/12/2014 tarihli ve 2014/17938 soruşturma, 2014/233 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararı müteakip, sanığın erteleme süresi içerisine yeniden uyuşturucu madde kullandığından bahisle, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/10/2015 tarihli ve 2015/161 esas ve 2015/970 sayılı kararı ile sanığın mahkumiyetine karar verildiği ve anılan dosyanın temyiz incelemesi amacıyla Yargıtay"a gönderildiğinin anlaşılması karşısında, aynı erteleme kararına istinaden sanığın 24/02/2017 tarihinde yeniden uyuşturucu madde kullanması nedeniyle anılan erteleme kararının ikinci kez ihlali niteliğinde değerlendirilemeyeceği, bu halde 24/02/2017 tarihinde işlenen suçların ayrı bir soruşturma yapılarak sonucuna göre durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, düşme kararı verilmesinde, isabet görülmemiştir." denilerek, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/09/2018 tarihli ve 2017/323 esas ve 2018/1111 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
1) Sanık ... hakkındaki kanun yararına bozma talebinin incelenmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrasında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu nedeniyle yapılan soruşturmalarda kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verileceği öngörülmüş, 4. fıkrasında erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılması gereken durumlar sayılmış, maddenin 6. fıkrasında ise “Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasında, “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmü yer almaktadır.
İnceleme konusu olayda, her ne kadar sanık ... hakkında kanun yararına bozma talebine konu olan 24/02/2017 tarihli suç bakımından TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmeden kamu davası açılmışsa da,
17/06/2016 tarihli önceki kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın ihlal edilmiş olması nedeniyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2018 tarihli ve 2016/892 esas ve 2018/118 sayılı kararıyla sanığın “beraatine” karar verildiği ve sanık lehine kazanılmış hak teşkil eden hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin 06/03/2018 tarihinde kesinleştiğinin anlaşılması karşısında,
Bu durumda artık önceki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının hukukî geçerliliğini yitirdiği ve kanun yararına bozma talebine konu olan 24/02/2017 tarihli sonraki suça ilişkin olarak TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine engel olmayacağı, bu nedenle “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı” verilmeden açılmış olan kamu davasında yargılama şartı bulunmadığından, sanık hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesinin sağlanması amacıyla “durma kararı” verilmesi gerekirken “davanın düşmesine” karar verilmesi yasaya aykırı olduğu gibi, CMK’nın 223. maddesinde sayılıp davanın esasını çözen karar türlerinden “düşme” kararıyla yargılamanın sonlandırıldığı ve "düşme” kararının sonucu olarak sanığın bütün yükümlülüklerinin ortadan kalkması gerektiği halde, "düşme" kararı verildikten sonra ayrıca “sanık hakkında tekrar dava açılıp açılmayacağının tayin ve tespit edilmesi için dosyanın ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilerek hüküm karıştırıldığından, kararın infaz kabiliyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda kovuşturma şartının gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda Mahkeme tarafından CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere sanık ... hakkındaki “davanın durmasına” ve dosyanın kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, “kamu davasının düşmesine” karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine “sanık hakkında tekrar dava açılıp açılmayacağının tayin ve tespit edilmesi için dosyanın ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması ve hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde Mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebi bu yönüyle ve değişik gerekçeyle kabul edilmiştir.
2) Sanık ... hakkındaki kanun yararına bozma talebinin incelenmesi:
TCK’nın 191/6. maddesinde “Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.” şeklinde düzenleme yer aldığı,
Somut olayda, sanık hakkında 25/08/2014 tarihli ilk suç bakımından verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlal edilmiş olması nedeniyle 19/02/2015 tarihli iddianameyle kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/10/2015 tarihli ve 2015/161 esas ve 2015/970 sayılı kararıyla sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, bu nedenle artık kanun yararına bozma talebine konu olan 24/02/2017 tarihli ikinci suç bakımından, TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmeden dava açılma koşulunun oluştuğu,
Bununla birlikte, Mahkemece ikinci suça ilişkin yapılan yargılama esnasında, “ilk suçtan verilmiş olan mahkûmiyet kararının, yargılama şartı yokluğu nedeniyle yasaya aykırı olduğu, ve bu nedenle ikinci suç bakımından da yargılama şartı bulunmadığı” kanaatine varılmışsa, ilk suçtan verilen karar temyiz edilmiş olduğundan, temyiz incelemesinin sonucunun beklenebileceği, yoksa bir kanun yolu incelemesi olmadan bir Mahkeme kararının diğer bir Mahkemece kendiliğinden yok sayılamayacağı anlaşıldığından, ikinci suçtan açılmış olan davaya devam edilmesi gerekirken, “ilk suç bakımından verilmiş olan mahkûmiyet kararında dava şartı gerçekleşmediği” gerekçesiyle, davanın düşmesine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu gibi, CMK’nın 223. maddesinde sayılıp davanın esasını çözen karar türlerinden “düşme” kararıyla yargılamanın sonlandırıldığı ve "düşme” kararının sonucu olarak sanığın bütün yükümlülüklerinin ortadan kalkması gerektiği halde, "düşme" kararı verildikten sonra ayrıca “sanık hakkında tekrar dava açılıp açılmayacağının tayin ve tespit edilmesi için dosyanın ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilerek hüküm karıştırıldığından, kararın infaz kabiliyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda sanık ... hakkında dava şartı bulunduğu gözetilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, “kamu davasının düşmesine” karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine “sanık hakkında tekrar dava açılıp açılmayacağının tayin ve tespit edilmesi için dosyanın ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması ve hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde Mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebi bu yönüyle ve değişik gerekçeyle kabul edilmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; 24/02/2017 tarihli suç bakımından her iki sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/09/2018 tarihli ve 2017/323 esas ve 2018/1111 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 17.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.