3. Hukuk Dairesi 2020/1210 E. , 2020/6549 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı eczacının kuruma fatura ettiği reçetelerin, reçete sahibi kişilerin bilgi ve iradeleri dışında yazıldığını ve içeriğindeki ilaçların reçete sahiplerine verilmemesine rağmen kuruma fatura edilip bedelinin tahsil edildiğini, reçeteleri düzenleyen sağlık ocaklarındaki doktorların hastayı görmeden reçete düzenlediklerini, dava konusu ..., ..., ..., ... Ocaklarında yazılan usulsüz reçetelerin toplam bedelinin 8.560,96 TL olduğunu, 2003 yılı Eczane Sözleşmesinin 22. Maddesi gereğince bu bedelin ayrıca 5 katı tutarı olan 42.804,80 TL cezai şart olmak üzere toplam 51.365,76 TL nın her bir reçetenin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davalı vekilince konu ile ilgili olduğu anlaşılan reçete sahiplerinden ... , ... , ... , ... , ... , ... ,... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... ’in küpürlerin kendilerine ait olduğunu, ilaçları davalı eczaneden aldıklarını içerir dilekçe fotokopilerini dosyaya sunduğu, davalıların meydana gelen olayda katkıları bulunduğu somut şekilde tespit edilemediği, gerek Emniyet Müdürlüğü doktoru ... ’un beyanı, gerek davalı vekilinin sunmuş olduğu reçete sahiplerinin vermiş olduğu dilekçeler ve gerekse derdest olan Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki kanıtlar dikkate alındığında davalının sözleşme hükümlerine uymadığı ve eylemin haksız fiil oluşturduğuna dair yeterli ve inandırıcı kanıt bulunmadığı, bu nedenle davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında alınan rapor içeriği, dosyaya sunulan yazılı tanık beyanları, özellikle doktor ... beyanı birlikte değerlendirildiğinde, davalıların davacı kurumun zararına yol açtığı iddia edilen olay ile bağlantılarının ispatlanamadığı ve sahte ve usulsüz reçeteler ve kupürlere yönelik olarak davacı kurumun uygulamış olduğu cezai işlemin, iddiaların soyut nitelikte kalması nedeniyle yerinde olmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davalı eczane tarafından kuruma fatura edilen bir kısım reçetelerin sahte olduğu ve bu sahte reçetelerin ..., ..., ... ve ... Ocağı’nda çalışan doktorlar tarafından yazıldığı gerekçesiyle davacı kurumca teftiş yapılmış ve teftiş sırasında beyanı alınan bazı doktorlar; eczane kalfalarının getirdiği karnelere hastaları görmeden ilaç yazdıklarını kabul etmişler, dinlenen hemşire ... ise davacı eczacının kalfası tarafından getirilen sağlık karnelerine Dr. ... ’ın reçete yazdığını söylemiş, ayrıca sahte olduğu iddia edilen reçete sahibi hastalardan bazıları da "ilaçları istediğimiz halde eczane vermedi, karnemize eczane fazla ilaç yazdırmış" şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Bu nedenle davacı tarafından, fatura edilen sahte reçete bedelleri ve 2003 Yılı Bağ-kur Eczane Sözleşmesi’nin 22. maddesi uyarınca cezai şartın davalılardan tahsili istenmiştir. Söz konusu sahtecilik eylemine karşı ceza mahkemesinde yapılan yargılamada eczacı ve kalfası hakkında delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararı, yargıtay temyiz incelemesi neticesinde zamanaşımı nedeniyle düşme kararı olarak kesinleşmiştir. Ancak uyuşmazlığa konu reçeteleri yazan doktor ... hakkındaki ceza yargılaması devam etmektedir ve ilk derece mahkemesinin kararı; hastalar veya yakınlarının dinlenerek, hastane kayıtlarının karşılaştırılması, hastaların mevcut hastalıkları ile yazılan ilaçların uyumlu olup olmadığının belirlenmesi için bozulmuştur.
Hukuk hakimi T.B.K. 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile bağlı değildir. Ancak mahkumiyet ve tespit edilen maddi olgularla bağlıdır. Bu nedenle davalılara ve dava dışı Dr. ... ’a ilişkin ceza davası dosyaları getirtilmelidir. Ceza yargılamasında tanık sıfatıyla dinlenen hasta beyanları değerlendirildikten sonra gerekirse, davacının delil listesinde hastaların tanık olarak dinlenmesini talep ettiği de gözönünde bulundurularak, ayrıca HMK md. 31 uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında olmak üzere uyuşmazlığın konusunu oluşturan, teftiş sırasında dinlenen, cezai işleme konu reçetelerin sahibi hastaların yeniden tanık sıfatıyla beyanları alınarak dava konusu reçeteler arkasındaki imzaların kendilerine ait olup olmadıkları, reçeteye konu ilaçları alıp almadıkları sorularak; dosyada bir kısmı eksik olan teftiş raporunun tamamı getirtilmek suretiyle tüm deliller değerlendirildikten sonra davalıların kusurlu olduklarının belirlenmesi halinde, olaya uygulanan protokol hükümleri ile 2003 yılı Bağ-Kur protokolünden sonra yürürlüğe giren SGK eczane protokollerinin olaya uygulanması neticesinde, lehe olanı protokol hükümleri uyuşmazlığa tatbik edilerek bir karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar gözardı edilerek eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun"un 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 12/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.