Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1255
Karar No: 2020/6556
Karar Tarihi: 12.11.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/1255 Esas 2020/6556 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/1255 E.  ,  2020/6556 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri başlıklı 64. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi kapsamındaki tedavilere ilişkin faturalama işlemi olduğu gerekçesi ile kurum alacaklarından 63.202,41 TL’nin mahsup edileceğinin bildirildiğini ancak bu tutara ilişkin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı; 5510 sayılı SGK yasasına göre yabancı ülke vatandaşlarının genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayıldığı tarihten önce mevcut olan kronik hastalıklarının tedavisi SGK tarafından karşılanmamaktadır. Dava konusu ... vatandaşıdır. Türkiye’ye gelmeden önce kendisinde kronik böbrek yetmezliği hastalığı mevcuttur. Türkiye’de SGK sigortalısı olduktan sonra yaptığı ilk başvurular bu hastalıkla ilgili diyaliz tedavisine ilişkindir. Daha sonra da bu hastaya Özel Medical Park Hastanesi’nde kronik böbrek yetmezliği nedeni ile böbrek transplantasyonu yapılmıştır. Davacının, dava dışı hastaya verdiği tedavi hizmeti kurumun karşılamadığı bir rahatsızlığa ilişkin olduğu için davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 64/c. Maddesine göre yabancı ülke vatandaşlarının; genel sağlık sigortası veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayıldığı tarihten önce mevcut kronik hastalıklarının tedavi giderleri SGK tarafından karşılanmayacağı, davaya konu kesintiye dayanak olarak gösterilen dava dışı Azerbaycan vatandaşı ... 03/08/2011 tarihinde ... Diyaliz Merkezinde diyaliz tedavisi olduğu, daha sonra da iki kere daha bu hastanede tedavi gördüğü anlaşıldığından, dava dışı hastanın kronik böbrek yetmezliği bulunduğuna, bu nedenle tedavi gördüğüne göre, hastanın kronik hastalığının tescilden önce var olduğunun kabulü zorunludur. Bu nedenle davalı kurumun 5510 sayılı Kanun"un 64/c. Maddesine dayalı kesintisi usulüne uygundur gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından istinaf edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince; Somut olayda dava dışı hastanın SGK kapsamına alınmadan önce kronik böbrek hastası olduğu, mahkemece hükme esas alınan konusunda uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre kurumca yapılan kesintinin 5510 Sayılı Kanunun 64/c maddesine ve taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerine uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
    HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
    Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
    Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
    Somut uyuşmazlıkta, dava dışı Azerbaycan vatandaşı ... 01.11.2011 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tedavi giderlerini karşıladığı kişiler kapsamına alınmıştır. Ancak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri başlıklı 64. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca, kurum mensubu sayılmasından önce bulunan kronik rahatsızlıklarına ilişkin tedavi giderlerinin kurumca karşılanmayacağı açıktır. Davalı tarafından bu yasal düzenlemeye rağmen ...’ya davacı hastanede böbrek transplantasyonu yapılarak bu hizmetin kuruma fatura edildiği iddia edilmiştir. Her ne kadar dosya kapsamında bulunan SGK kayıtlarından, dava dışı hastanın müstahaklık tarihinden önce 03.08.2011’de ... diyaliz merkezinde diyalize girdiği, yani hastanın SGK mensubu olmadan önce böbrek yetmezliği kronik hastalığının bulunduğu ve 5510 sayılı yasa gereği bu hastalığına ilişkin tedavi giderlerinin davalı kurum tarafından karşılanmayacağı sabit ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı hastanenin MEDULA sisteminden, dava dışı hastanın önceki tedavi kayıtlarını görüp göremediği, hastanın davacı hastaneye, hastalığının SGK kapsamına alındıktan sonra başladığını bildirmiş olması, hastanın dava konusu kronik hastalığını SGK’ya bildirip bildirmediği, davacının hasta ...’nın SGK’nca karşılanmayacak olan kronik hastalıklarını
    MEDULA sisteminden tespit edip edemeyeceği ve bu husustaki yasal düzenlemeler ile taraflar arasındaki sözleşme hükümleri tartışılmadan görüş bildirilmesi hatalı olmuştur. Bu nedenle mahkemece yapılacak olan taraflar arasındaki sözleşmeler, SUT hükümleri ve ilgili mevzuat hükümlerinde yetkin; hastane yöneticisi ve sosyal güvenlik uzmanı kişilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden hastane MEDULA sistemi, SGK kayıtları, dava konusu hastanın geçmiş tedavi kayıtları değerlendirilmek suretiyle, davacı tarafından verilen tedavi hizmetinin davalı tarafından ödenmesi gerekip gerekmediği yukarıda belirtilen hususlar tartışılarak, tarafların önceki rapora karşı yaptıkları itirazlar da karşılanmak suretiyle, tereddüde yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca, iş bu karara karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun"un 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 12/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi