3. Hukuk Dairesi 2020/59 E. , 2020/6579 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA 3. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen abonelik tesisi davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davacıların davaya konu ... Mah. 8814 Ada 9 Parsel sayılı taşınmazda bulunan kat malikleri olduğunu, siteye genel iskan belgesi alınamadığını, yüklenicinin bir kısım işleri eksik bırakması sebebiyle genel iskan belgesi düzenlenmediğini ve elektrik aboneliği tesis edilmediğini beyanla, davacılara ait konutlara imar kanunun geçici 11.maddesi uyarınca geçici abonelik tesisine izin verilmesini istemiştir.
Davalı; davaya konu taşınmazın genel iskan belgesinin bulunmadığını, bu tip yapılara abonelik tesisinin TCK"ya göre suç teşkil ettiğini, elektrik güç tesisleri yönetmeliğine göre yapılması gereken işlemler tamamlanmadan abonelik tesis edilemeyeceğini beyanla, mahkemece tedbiren verilen tesise ilişkin kararın kaldırılmasını ve davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacılardan ... ile ... tarafından açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davacılar yönünden ise; İmar Kanunun geçici 11. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesince; incelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava, geçici abonelik tesisine ilişkindir.
3194 sayılı İmar Yasası"na, geçici 16. maddenin eklenmesine dair, 7143 sayılı yasanın 16. maddesinde “Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir. Yapının bulunduğu arsanın 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununa göre belirlenen emlak vergi değeri ile yapının Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen yaklaşık maliyet bedelinin toplamı üzerinden konutlarda yüzde üç, ticari kullanımlarda yüzde beş oranında alınacak kayıt bedeli başvuru sahibi tarafından genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilmek üzere merkez muhasebe birimi hesabına yatırılır. 6306 sayılı Kanun kapsamında kullanılmak üzere kaydedilen gelirler karşılığı Bakanlık bütçesine ödenek eklemeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödenek, dönüşüm projeleri özel hesabına aktarılarak kullanılır. Kayıt bedeline ilişkin oranı iki katına kadar artırmaya, yarısına kadar azaltmaya, yapının niteliğine ve bölgelere göre kademelendirmeye, ayrıca başvuru ve ödeme süresini bir yıla kadar uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir.” denilmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; ilk derece mahkemesinin karar tarihi olan 29.11.2017 tarihinden sonra 18.05.2018 tarihinde yürürlüğe girip geçmişe etkili sonuçlar doğuran ve usuli kazanılmış hakkın istisnasını oluşturan 3194 sayılı İmar Yasası’na, geçici 16.maddenin eklenmesine dair, 7143 sayılı yasanın 16. maddesinde düzenlenen İmar Barışı Yasası uyarınca eldeki davada inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
Davacılar vekili, temyiz aşamasında dava konusu taşınmaza ait 28/06/2019 tarihli yapı kayıt belgesini dosyaya sunmuştur.
Dairemiz 02.03.2020 tarihli eksiklik talep yazımız üzerine mahkemece; 29.06.2020 tarihli yazı ile ... Elektrik Dağıtım A.Ş’ye davaya konu taşınmaza yapı kayıt belgesi alındıktan sonra geçici ya da sürekli elektrik aboneliği tesis edilip edilmediği hususu sorulmuş, cevaben ... başlangıçlı 2 adet elektrik aboneliği olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Bu durumda; 3194 sayılı İmar Kanununda yapılan değişiklik ve davacılar vekilinin sunduğu yapı kayıt belgesi değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Ayrıca davacılar vekili, taşınmaz maliki olmadıklarından açtıkları dava husumet yokluğundan reddedilen ... ile ...’in dava tarihinde taşınmaz maliki olduklarını ileri sürmektedir. Bu durumda mahkemece; davacıların malik olduklarını ileri sürdükleri taşınmazların güncel ve tedavüllü tapu kayıtları dosyaya getirtilerek, davacıların malik olup olmadıkları hususunun incelenmesi ve buradan varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanunun 371.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 16/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.