4. Hukuk Dairesi 2016/3749 E. , 2018/553 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/06/2015 gününde verilen dilekçe ile hakaret eylemi nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan kaynaklı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, hakaret eylemi nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin, ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi Pataloji Bölümünde Uzman Doktor olarak görev yaptığını, olay tarihinde müvekkili tarafından takip edilen bir hasta hakkında görüşmek için aynı hastanede görev yapan davalı doktorun odasına girdiğini, davalının, müvekkiline bağırarak "muhbir, ispiyoncu" dediğini, davalıya cevap vermeden odadan çıkan müvekkilinin arkasından geldiğini ve hastane koridorunda da bağırarak "Bu ispiyoncuyu benden uzak tut, al götür burdan" diyerek müvekkiline hakaret ettiğini, davalının ceza mahkemesinde hakaret suçu nedeniyle yargılanarak mahkum olduğunu belirterek manevi zararının giderilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davalının hakaret suçundan yargılanarak mahkum olduğu, davalının davacıya söylediği sözlerin hakaret içeren sözler olduğu ve kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.TBK 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre de kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak gösterilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Somut olaya gelince; davaya konu ve sözler bir bütün olarak dikkate alındığında, olay tarihi, olayın gelişim şekli, tarafların konumu ve yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alındığında, davacı yararına hüküm altına alınan tazminat miktarı fazla olup daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.