20. Hukuk Dairesi 2017/3985 E. , 2018/192 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R
Davacılar vekili dava dilekçesinde; .... mahallesi, 366 ada 9 parselde tapuya kayıtlı taşınmaz üzerinde davacılar ile davalıların paydaş olduklarını, her bir bağımsız bölüme isabet eden hisse oranlarının, bağımsız bölümlerin kat irtifakının ve kat mülkiyetinin kurulduğu tarihteki değerleri, konumları, kullanım şekilleri ve alanları ile orantılı olarak tahsis edilmemiş olduğunu beyan ederek; arsa paylarındaki hataların giderilmesini, bağımsız bölümlere özgülenmiş mevcut arsa paylarının iptali ile arsa paylarının bağımsız bölümlerin değerleri ile orantılı olarak yeniden belirlenip özgülenerek tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmaz üzerinde 10 adet bağımsız bölüm bulunmakta olup, binada 12.11.1970 tarihinde kat mülkiyetine geçildiği, gerekçeli ve yeterli 11.03.2015 tarihli bilirkişi raporu da nazara alınarak, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 3/2. maddesi gereği mülkiyete konu olan anataşınmazın bağımsız bölümlerinden her birinin konum ve büyüklüklerine göre gerekli hesaplamaların yapılması gerektiği, kat mülkiyeti ve kat irtifakına konu olan bağımsız bölümlerin arsa paylarının tespitinin, mülkiyet sahiplerinin kişisel beyanlarına bağlı olarak değil, teknik bilgilerine göre ve bağımsız bölümlerin konumları ile büyüklükleri esas alınarak hesaplanan değerleri ile orantılı olarak, projesinde tahsis edilen arsa paylarının nazara alınarak yapılacağı, arsa payın düzeltme davalarında Kat Mülkiyeti Kanununun 3. maddesi gereğince kat mülkiyetinin kurulma anının esas alınacağı, 12.11.1970 tarihi itibariyle dairelerin alanları, manzaraları, bulundukları kat ve yön gibi unsurlar 574,20 m2 olduğu dikkate alındığında taşınmazın arsa alanının, 100 pay üzerinden;
1 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 7,001 pay,
2 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 4,018 pay,
3 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 13,358 pay,
4 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 8,680 pay,
5 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 19,801 pay,
6 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 8,821 pay,
7 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 19,566 pay,
8 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 12,497 pay,
9 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 1,403 pay,
10 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 4,855 pay olarak düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulüne, dava konusu ... mahallesi, 366 ada, 9 parselde tapuya kayıtlı taşınmazda, karara ekli 11.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen oranlara göre arsa paylarının düzeltilmesine ve tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davalılar vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; ana taşınmazın bağımsız bölümlerine ait arsa paylarının değerlerine göre yeniden belirlenerek tapuya tescil edilmesi istemine ilişkindir.
1- HMK"nın 297/2. maddesi; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar
edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmünü amir olup, hüküm fıkrasının tarafların taleplerini karşılayacak şekilde açık ve maddeler halinde infazda tereddüt yaratmayacak şekilde oluşturulması gerekirken, anılan kanun hükmüne aykırı olacak şekilde, "gerekçe" kısmında; 11.03.2015 tarihli bilirkişi raporuna dayanılmak suretiyle hüküm kurularak, "11.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen oranlara göre arsa paylarının düzeltilmesine ve tapuya tesciline" şeklinde yazılması, diğer taraftan mülkiyet hakkına esas olacak şekilde tarafların arsa paylarının değiştirilmesine yönelik verilen kararın "hüküm" kısmında ise infazda tereddüt yaratacak şekilde bilirkişi raporuna atıf yapmakla yetinilmesi, hüküm fıkrasının açık, şeffaf ve uygulanabilir şekilde gerekçe ile uyumlu, talepleri tek tek karşılama ilkesine aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 304. ve devamı maddelerinde "tavzih" kurumu açıkça düzenlenmiş ve aynı yasanın 305. maddesi, "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." hükmünü amir olup; buna göre tavzih ancak gerekçeli kararın "hüküm" fıkrası üzerinde kullanılabilecek bir usuli kurumdur. Mahkemece, 23.11.2015 tarihli tavzih kararında, "11.03.2015" tarihli ek rapora dayanılmakla birlikte, sehven "25.12.2014 tarihli bilirkişi raporundaki oranlar" belirtilerek kararın hatalı yazıldığı yönünden tavzih talebinde bulunulması üzerine, arsa paylarının değiştirildiği anlaşılmakla, hükmün tavzih edilebilmesi için kanunun aradığı şartlar gerçekleşmemesine rağmen mahkemece davacı vekilinin istemi doğrultusunda 23.11.2015 tarihli ek karar ile; "Gerekçede 11.03.2015 tarihli ek raporun karara esas alındığı yazılmasına rağmen, 25.12.2014 tarihli bilirkişi raporundaki oranlar hatalı olarak yazıldığından bu oranların 11.03.2015 tarihli ek rapordaki oranlara göre yazılmak suretiyle, taşınmazın arsa alanının 574,20 m2 olduğu da dikkate alındığında, 100 pay üzerinden;
1 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 7,13 pay,
2 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 4,06 pay,
3 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 13,55 pay,
4 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 10,76 pay,
5 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 17,25 pay,
6 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 10,93 pay,
7 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 17,04 pay,
8 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 12,79 pay,
9 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 1,42 pay,
10 no.lu bağımsız bölümün yeni arsa payının 5,01 pay olarak kararın tavzihine," şeklinde yazılmak suretiyle, gerekçe kısmında, HMK"nın 305/2 maddesine aykırı biçimde hüküm sonucunu değiştirecek şekilde tavzih kararı verilmesi doğru görülmemiş, yukarıda anılan yanılgılarla karar verilmesi ve kanunun aradığı şartlar gerçekleşmemesine rağmen hükmün tavzihi, HMK"nın 298/2. maddesinde yer alan "Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz." hükmüne de aykırı olmakla, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, sair yönler incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/01/2018 günü oy birliği ile karar verildi.