MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "dava konusu taşınmazların malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edildiği ve dava konusu 117 ada 96 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırıldığı, ancak komşu parsellerin tutanak ve dayanağı belgelerin getirtilerek araştırma ve inceleme yapılmadığı, dava konusu olan diğer parseller yönünden ise, tapuda kayıtlı olan 48 parsel sayılı taşınmaza uygulanan tapu kaydında davacıların miras bırakanı ...’ın 3/16, diğer parsellere uygulanan tapu kayıtlarında 1/2 payının bulunduğunun dosya içeriğinden belirlendiği, dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak tapu sicil müdürlüğü huzurunda yapılan alım satımlardan ayrı olan senetlerde düzenlendiği ve söz konusu sentelerin iptali için açılan davaların Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılmasına karşın, kararların taraflara tebliğ edilip kesinleştirilmediğinden, kararların kesinleştirilmesi gereğine ve tapuda kayıtlı olan taşınmazlarda bir kısım payların davada taraf olmayan 3. kişiler adına kayıtlı bulunduğu ve Kadastro Kanunu"nun 30. maddesi hükmüne göre davada taraf olmayan 3. kişiler hakkında da hüküm kurulabileceği dikkate alınmadan hüküm kurulmasının isabetsizliğine" değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 105 ada 17 parsel nolu 12.100,00 metrekarelik kısmın tarla vasfı ile davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline, 108 ada 31 parsel nolu 905,05 metrekarelik kısmın arsa vasfı ile davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline, üzerinde bulunan evin davacı ..."e ait olduğunun tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh düşülmesine, 108 ada 47 parsel nolu 1.016,62 metrekarelik kısmın arsa vasfı ile 1/2 hissesi ... ve ... oğlu ..."ın veraset ilamındaki hisseleri oranında kanuni mirasçıları adına, 1/2 hissesi davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline, üzerinde bulunan samanlığın davacı ..."e ait olduğunun tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh düşülmesine, 108 ada 48 parsel nolu 854,92 metrekarelik kısmın arsa vasfı 3/16 hissesi ... ve ... oğlu ..."ın veraset ilamındaki hisseleri oranında kanuni mirasçıları adına, 8/16 hissesi ... oğlu ..., 2/16 hissesi ... oğlu ..., 3/16 hissesi davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline, 113 ada 16 parsel nolu 2.466,00 metrekarelik kısmın tarla vasfı ile davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline; 115 ada 109 parsel nolu 5.300,00 metrekarelik kısmın tarla vasfı ile 1/2 hissesi ... ve ... oğlu ..."ın veraset ilamındaki hisseleri oranında kanuni mirasçıları adına, 1/2 hissesi davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline, 115 ada 79 parsel nolu 7.400,00 metrekarelik kısmın tarla vasfı ile davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline, 116 ada 69 parsel nolu 4.700,00 metrekarelik kısmın tarla vasfı ile davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline, 116 ada 109 parsel nolu 3.000,00 metrekarelik kısmın tarla vasfı ile davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline, 116 ada 227 parsel nolu 5.000,00 metrekarelik kısmın tarla vasfı ile 1/2 hissesi ... ve ... oğlu ..."ın veraset ilamındaki hisseleri oranında kanuni mirasçıları adına 1/2 hissesi davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline, 116 ada 324 parsel nolu 11.000,00 metrekarelik kısmın tarla vasfı ile 1/2 hissesi ... ve ... oğlu ..."ın veraset ilamındaki hisseleri oranında kanuni mirasçıları adına, 1/2 hissesi davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline, 116 ada 256 parsel nolu 5.300,00 metrekarelik kısmın tarla vasfı ile 1/4 hissesi ... oğlu ..., 1/4 hissesi ... oğlu ...,2/4 hissesi davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline, 117 ada 79 parsel nolu 42.800,00 metrekarelik kısmın tarla vasfı 1/4 hissesi ... oğlu ..., 1/4 hissesi ... oğlu ..., 2/4 hissesi davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline, 115 ada 10 parsel nolu 32.300,00 metrekarelik kısmın tarla vasfı ile ... ve ... oğlu ..."ın veraset ilamındaki hisseleri oranında kanuni mirasçıları adına tapuya tespit ve tesciline, 117 ada 96 parsel nolu 6.500,00 metrekarelik kısmın Hazine adına mera vasfı ile sınırlandırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde yer alan adil yargılanma hakkı ve bu hakkın garantileri olan "aleni yargılama ilkesi" ve "hukuki dinlenilme hakkı"nın amacı, yargılama sürecini ve kararın verilişini kamu denetimine açık tutmak suretiyle adaletin yerine getiriliş biçimini görünür kılmak, kamu eliyle karar verme sürecini denetleyerek kişinin adil yargılanma hakkını güvence altına almak ve adalete güveni korumaktır. Anılan prensipler, mahkemelerce duruşmada tefhim edilen hüküm sonucu ile gerekçeli kararın uyumlu olmasını zorunlu kılmaktadır. Nitekim, 10.04.1992 tarih 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile 6100 sayılı HMK’nın 298. maddesi hükümleri de gerekçeli kararın, tefhim edilen kısa karara uygun bulunmasını gerektirmektedir. Ne var ki, mahkemenin 12.01.2016 tarihli son celsesinde tefhim edilen kısa kararda "... İli ... İlçe ... Köyü, ... Mevkiinde bulunan 105 ada 17 parsel nolu 3.000,00 metrekarelik kısmın tarla vasfı ile davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline"" denilmiş gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ""... İli ... İlçe ... Köyü, ... Mevkiinde bulunan 115 ada 79 parsel nolu 7.400,00 metrekarelik kısmın tarla vasfı ile davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline"" yönünde karar verilmiş ayrıca tefhim edilen kısa kararda ""... İli ... İlçe ... Köyü, ... Mevkiinde bulunan 105 ada 17 parsel nolu 3.000,00 metrekarelik kısmın tarla vasfı ile davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline, denilmiş gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ""116 ada 109 parsel nolu 3.000,00 metrekarelik kısmın tarla vasfı ile davacı ... adına tapuya tespit ve tesciline"" karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında uyumsuzluk yaratılmış, hükmün infazında tereddüt oluşturulmuş olduğu gibi 6100 sayılı HMK"nın, "hükmün kapsamı" başlığını taşıyan 297. maddesinin (b) bendinde yer olan düzenlemeye göre, tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin karar başlığında eksiksiz olarak gösterilmesi zorunlu olduğu halde somut olayda, davalı ..."ün, gerekçeli karar başlığında davacı olarak gösterilmesi suretiyle, 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı şekilde karar başlığı oluşturulması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.