10. Hukuk Dairesi 2014/503 E. , 2014/4572 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan ödemelerin 506 sayılı yasanın 26. maddesi uyarınca tahsili istemine ilişkindir.
Mahkeme, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda yazılı biçimde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı ile davalı .... ve Tic. A.Ş. avukatı ve davalı ...Seramik San. ve Tic. A.Ş. avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre hükmü temyiz eden tüm taraf avukatlarının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, iş kazasından doğan rücu tazminatı istemine ilişkin olup, 506 Sayılı Kanunun 26/1.inci maddesindeki “....sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere...” bölümünün, Anayasa Mahkemesince 23.11.2006 tarih ve 2003/10 Esas 2006/106 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, Kurumun bu maddeden doğan rücu hakkının, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayandığının kabul edilmesi ve bu kabul çerçevesinde, Kurumun rücu alacağının, ilk peşin değerin kusura tekabül eden miktarıyla sınırlı bulunmasına, öte yandan, kesinleşen önceki rücu davalarında hükmolunan miktarın mahsubu yapılırken, sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin esas alınması gerektiğine; şayet ilk peşin sermaye değerli gelirle birlikte artışlara da hükmedilmişse, artışların hükmolunacak rücu tazminatından mahsup edilmesine olanak bulunmamasına, bu çevrede meseleye fiili ödemeler açısından bakıldığında ise fiili ödemenin mevcudiyeti halinde, kurumun talep edebileceği miktarın hesabının da aynı şekilde gerçekleştirilmesi gerekmekte olup; şayet ilk peşin sermaye değerli gelirin kusur karşılığı, fiili ödeme miktarından düşük ise o takdirde ilk peşin sermaye değerine itibar edilmesi; aksine fiili ödeme miktarı ilk peşin değerden düşük ise o takdirde de fiili ödeme miktarının esas alınması gerektiğine göre, mahkemece, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının derdest davalara uygulanması gerektiği gerekçe gösterilerek yargılama yapılıp, hüküm tesis edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Mahkemece, davalı işverenliğe %70, sigortalıya %30 kusur izafe edilen bilirkişi raporu hükme esas alınarak, ilk peşin değerli gelir ve masrafların %70 kusur karşılığının yazılı biçimde kısmen hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, hükmüne uyulan bozma ilamında; husumetin sadece ...Plastik San. Tic. A.Ş.’ye yöneltildiği, anılan şirketin ise tüm aktif ve pasifleriyle birlikte 18.11.2004 tarihinde... San. Ve Tic. A.Ş.’ye devredilip, keyfiyetin 01.12.2004 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, bu nedenle husumetin... Seramik San. Ve Tic. A.Ş.’ye yöneltilip anılan şirket huzuru ile yargılama yapılması gerektiği belirtilmiş, Mahkeme de, bozma sonrası sürdürülen yargılama sürecinde ... Seramik San. Ve Tic. A.Ş.’ye husumet yöneltilmesi ve dava dilekçesi tebliğ edilmesini sağlamıştır. Bu duruma göre, hükmün sadece...Seramik San. Ve Tic. A.Ş. hakkında kurulması gerekirken, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline biçiminde karar tesis edilerek, hukuki varlığı ortadan kalkmış bulunan ...Plastik San. Tic. A.Ş.’yi de kapsayacak biçimde hüküm tesis edilmesi yerinde görülmemiştir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının (1) No’lu bendinin dördüncü satırında yer alan “davalılardan müştereken ve müteselsilen” sözcüklerinin silinerek yerine “davalı...San. Ve Tic. A.Ş.’den” sözcüklerinin yazılmasına, hüküm fıkrasının (2) No’lu bendinde yer alan “davalılardan müştereken ve müteselsilen” sözcüklerinin silinerek yerine “davalı ... San. Ve Tic. A.Ş.’den” sözcüklerinin yazılmasına, hüküm fıkrasının (3) No’lu bendinde yer alan “davalılardan müştereken ve müteselsilen” sözcüklerinin silinerek yerine “davalı ... San. Ve Tic. A.Ş.’den” sözcüklerinin yazılmasına, hüküm fıkrasının (4) No’lu bendinde yer alan “davalılara” sözcüğünün silinerek yerine “davalı ... San. Ve Tic. A.Ş.’ye” sözcüklerinin yazılmasına, hüküm fıkrasının (5) No’lu bendinde yer alan “davalılardan müştereken ve müteselsilen” sözcüklerinin silinerek yerine “davalı ...San. Ve Tic. A.Ş.’den” sözcüklerinin yazılmasına, hüküm fıkrasının (6) No’lu bendinin ilk satırında yer alan “Davalılar” sözcüğünün silinerek yerine “... San. ve Tic. A.Ş.” sözcüklerinin yazılmasına, yine aynı bendin
dördüncü satırında yer alan “davalılara verilmesine, kalanın davalılar” sözcüklerinin silinerek yerine “davalı ...San. Ve Tic. A.Ş.’ye verilmesine, kalanın davalı ... San. Ve Tic. A.Ş.” sözcüklerinin yazılmasına, kısa kararın da bu şekilde düzeltilmesine ve kararın düzeltilmiş bu biçimiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılardan alınmasına, 04.03.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.