3. Hukuk Dairesi 2020/2410 E. , 2020/6722 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası hakkında Dairemizce verilen 03.07.2018 tarih ve 2017/8842 esas- 2018/7489 karar sayılı bozma ilamına karşı ilk derece mahkemesince verilen direnme kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; 6763 sayılı Kanun"un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK."nun 373. Maddesinin 5. fıkrası uyarınca dava dosyası Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Yerel mahkeme kararının davalı tarafından temyizi üzerine, Dairemizce uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; davanın, taraflar arasında kira sözleşmesi imzalanmadan önceki dönemlere ait haksız kullanım tazminatına ilişkin olduğundan mahkemenin görevli olduğu gerekçesiyle bozmaya karşı direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizin 6763 sayılı Kanun"un 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK"na eklenen geçici 4/4. maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının, 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu kapsamında sözleşmeli aile hekimi olarak görev yaptığını, 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanuna kapsamında sözleşmeli olarak görev yapan aile hekimlerinin uygun sayıda bir araya gelerek taşınmaz kiraları, personel ve malzeme giderlerini kendilerinin karşıladığını, bu giderler için aile hekimlerine ödeme yapıldığını, davalı ile 27.03.2014 tarihinde kira sözleşmesi yapıldığını, fakat, ... İlçesinde faaliyet gösteren ve aile hekimi olarak görev yapmakta olan davalının, 15.06.2011- 01.09.2012 tarihleri arasında, davacı kuruma ait taşınmazı kullanmasına rağmen, herhangi bir ödeme yapmadığını ve 5.633,33 TL kamu zararı meydana geldiğini belirterek haksız kullanım nedeniyle oluşan zararın tahsili için yapılan takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edilmesi sebebiyle takibin durduğunu belirterek icra takibine yapılan itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, kamu zararına neden olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında imzalanan 27.03.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin olduğu, davacının talebinin ise sözleşme yapılmadan önceki döneme ait haksız işgal tazminatına dayandığı, buna rağmen, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle kararın bozma nedeni yapılmasının hatalı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu bu kez yapılan incelemeden anlaşılmakla, Mahkemenin görev yönünden direnme kararı yerinde bulunduğundan, davacının esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelemesine geçildi;
Dava konusu taşınmazın, 15/06/2011- 01/06/2012 tarihleri arasında, davalı sözleşmeli aile hekimi tarafından herhangi bir bedel ödemeksizin kullanıldığı sabittir. 5258 Sayılı Kanun uygulanması ilişkin Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinin 16/c) maddesinde, "Aile Sağlığı Merkezi Giderleri: Sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimine, hizmet verdiği merkezin kira, elektrik, su, yakıt, telefon, internet, bilgi-işlem, temizlik, büro malzemeleri, küçük onarım, danışmanlık, sekretarya ve tıbbi sarf malzemeleri gibi Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinin 23 üncü ve 24 üncü maddeleri ile belirlenen asgari fiziki ve teknik şartların devamına yönelik giderleri için her ay tavan ücretin %50’sinin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan illerin satın alma gücü paritesi puanı ile çarpımı sonucuna göre bulunacak tutarda ödeme yapılır. Aile hekimliği pozisyonunun, sözleşmeli aile hekimi bulunmaması nedeniyle boş olması durumunda, bu ödeme müdürlüğün döner sermayesine aktarılır ve birimin giderleri karar defterinin ibrazı üzerine müdürlüğün döner sermayesinden karşılanır." hükmü getirilmiştir. Bu durumda Mahkemece, uzman bilirkişi ya da uzman kişilerden oluşacak bilirkişi heyetinden rapor alınarak; davalı aile hekimine, ecrimisil talep edilen dönemde kira bedellerine yönelik olarak ödeme yapılıp yapılmadığı üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hukuki olmayan gerekçe ile hüküm tesisi doğru görülmediğinden, hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK"nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.