4. Ceza Dairesi 2021/8955 E. , 2021/11076 K.
"İçtihat Metni"
K A R A R
Tehdit suçundan sanık ..."in mahkumiyetine dair ...Ağır Ceza Mahkemesinin 26/01/2010 tarihli ve 2009/49 esas, 2010/9 sayılı kararının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 29/06/2015 tarihli ve 2012/19860 esas, 2015/42152 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, anılan kararın infazı sırasında, 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle infazının durdurulmasına ve uzlaştırma işlemleri için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine ilişkin ...Ağır Ceza Mahkemesinin 07/12/2016 tarihli ve 2009/49 esas, 2010/9 sayılı kararını takiben, taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığından bahisle 08/11/2013 tarihli anılan kararın aynen infazına ilişkin anılan Mahkemenin 26/01/2010 tarihli ve 2009/49 esas, 2010/9 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair mercii...Ağır Ceza Mahkemesinin bila tarihli ve 2017/294 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
"Mahkemesince, uzlaşma sağlanamadığına dair düzenlenen rapor nazara alınarak anılan cezanın aynen infazına karar verilmiş ise de;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır." şeklindeki,
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez." şeklindeki,
Aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez." şeklindeki,
Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır." şeklindeki,
Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/5. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir." şeklindeki,
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde yer alan, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır." şeklindeki,
Aynı Kanun"un 21/1-2. maddesinde yer alan, "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın mernis adresinin tespitini yaparak, mernis adresi ile bilinen en son adresin aynı olduğunun anlaşılması halinde 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi gereğince işlem yapılması, mernis adresinin farklı bir adres olduğunun anlaşılması durumunda ise mernis adresine aynı Kanun"un 10/1. maddesi gereğince tebligat yapılması gerektiği,
Somut olayda, uzlaştırmacı tarafından sanık ve müştekinin adresine uzlaşma teklif formunun taahhütlü mektup olarak gönderilerek fakat davet edilen tarih ve saatte muhataplar gelmedikleri gerekçesiyle uzlaşma sağlanamadığı yönünde rapor düzenlenmiş ise de, uzlaştırmacının sanık ve müştekinin adresine davetiye gönderdiği fakat posta alındısından evrakı kimin teslim aldığının anlaşılamadığı bu suretle gönderilen davetiye ile sanık ve müştekiye çağrıda bulunulduğunun kabul edilemeyeceği, uzlaştırmacının yukarıda detaylıca açıklandığı üzere bürodan bilinen son adresine uzlaştırma teklifinin gönderilmesini talep etmesi ve büronun da muhataplarına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatapların bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatapların mernis adresinin tespitini yaparak, mernis adresine 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılması gerekirken, müşteki ve sanığın bilinen son adresine çıkarılan davetiyeler üzerine uzlaşma sağlanamadığı şeklinde düzenlenen raporun usulünce tanzim edilmediği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddianamede açıklanarak hükümde kabul edilen eyleme, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulu tarafından kabul edilerek, Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nca onaylandıktan sonra 28/01/2020 tarih ve 31022 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay iş bölümü kararına, sanık hakkında hukuki alacağın tahsili amacıyla tehdit suçundan hüküm kurulmasına, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu"nun 27/12/2016 tarihli ve 2016/215, 19/04/2017 tarihli ve 2017/110 sayılı kararlarının içeriğine, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 13/12/2018 tarihli ve 2017/402 esas, 2018/644 sayılı kararına ve temyizin kapsamına göre, temyizin incelenmesi Yargıtay 6. Ceza Dairesinin görevine girdiğinden, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın 6. Ceza Dairesi"ne gönderilmesine, 29/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.