3. Hukuk Dairesi 2020/1200 E. , 2020/6789 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali davasının kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Eczanesi"nin sahibi ve mesul müdürü olduğunu, davalı kuruma fatura edilen 2011 yılına ait 6 adet reçete ile ilgili olarak, 2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacılar Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokolün 5.3.2 ve 5.3.5. maddeleri gereği 2 uyarı cezası, 6.17. maddesi gereği 19.547,20 TL cezai şart bedeli, 4.3.6 maddesi gereği 6 adet reçete bedeli olan 3.909,44 TL"nin tahsiline karar verilmiş olduğunu, protokol ve yasa hükümlerinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirdiğini, medula sisteminin onayı ile ilaçları ilgilisine teslim ettiğini, işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı kurumun işleminin iptali ile muarazanın men"ine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; dava dışı sigortalı ... adına düzenlenen 6 adet reçete ile ilgili olarak verdiği yazılı bilgide, ilgili tarihlerde reçetelerde adı geçen doktorlara muayene olmadığını, reçeteleri kendisinin yazdırmadığını, yazılı olan ilaçları almadığını, reçete arkasındaki imza, telefon numarası ve yazıların kendisine ait olmadığını, reçete ekindeki raporu kendisinin çıkarttırmadığını ifade ettiğini, kurum tarafından yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davalı kurumca reçetelerin sahteliğinin araştırılmadığı, eczanenin konuyla ilgili kasıt ve kusurunun bulunduğuna dair bir tespit yapılmadığı, ilgili hastanın 13.03.2012 tarihinde şikayette bulunmuş ise de, 13.04.2012 tarihli dilekçesi ile şikayetini geri çekmek istediğini bildirdiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacının sahtecilik eylemine ilişkin kasıt ve kusurunun olmadığı gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı eczacı tarafından hasta veya hasta yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait altı adet reçetenin Kuruma fatura edildiği gerekçesiyle taraflar arasında imzalanan 2012 yılı Eczane Protokolü"nün 4.3.6., 5.3.2., 5.3.5. ve 6.17 maddeleri uyarınca verilen cezai şart, uyarı ve reçete bedelinin tahsiline ilişkin Kurum işleminin hukuka aykırı olduğunun tespiti ile iptali istemine ilişkindir.
2012 yılı Eczane Protokolünün 5.3.2. maddesinde; "Eczacının Kuruma fatura ettiği reçetelerde bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilaçların teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak hastanın ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmü uygulanmaz.";
Aynı Protokolün 5.3.5.maddesinde ise; "Hasta veya hasta yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetelerin Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde ilaç bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 6 (altı) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak, Kurum tarafından yapılacak soruşturma neticesinde hastaya teslim edilmek üzere hastanın ilaç alım tarihinden itibaren 60 (altmış) günü geçmeyecek sürede ilaçların eczanede bekletildiğinin saptanması halinde bu madde hükmü uygulanmaz." düzenlemesi yer almaktadır.
Protokolün 5.3.2. ve 5.3.5. maddelerindeki sorumluluğu bilerek sözleşmeyi imzalayan ve basiretli bir tacir gibi davranması beklenen eczacının, ilaçların tesliminde kendisinden beklenen özeni göstermesi ve ilaçların teslim edildiği kişinin hasta ya da yakını olduğunu gösterir belgenin ibrazını istemesi gerekmekte olup, anılan maddelerin uygulanabilmesi için hasta ya da yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetelerin Kuruma fatura edilmiş olması yeterli olduğundan, eczacı ya da çalışanlarının kastı veya dahili aranmaz.
Somut olayda; dava dışı sigortalı ... tarafından davalı kuruma verilen 13.03.2012 tarihli şikayet dilekçesinde; hiç kullanmadığı ilaçların adına rapor çıkartılarak defalarca reçete edildiğini, bu ilaçları almadığını bildirmiştir. Söz konusu şikayet dilekçesi üzerine davalı kurum tarafından başlatılan incelemede; 25.10.2011 tarihli reçete için hastanın poliklinik muayenesi olmadığı gibi reçete üzerindeki yazı ve imzanın ilgili doktora ait olmadığı, diğer 5 reçetenin ise protokol kaydının bulunduğu ve doktor imzalarının da kendilerine ait olduğu tespit edilmiştir. Toplam 6 reçete için hastanın davalı kuruma verdiği yazılı bilgide ise; ilgili tarihlerde bu doktorlara muayene olmadığı, reçeteleri kendisinin yazdırmadığı, yazılı olan ilaçları almadığı, reçete arkalarında yer alan telefon numarası, imza ve yazıların kendisine ait olmadığını ifade etmiştir. Davalı kurum tarafından yapılan inceleme sonucu, eczanenin konuyla ilgili olarak kasıt ve kusurunun bulunduğuna dair tespit yapılamadığı, ancak hastanın yazılı beyanına istinaden 6 adet reçetenin sahte olduğu düşünüldüğünden dava konusu cezai işlemin uygulandığı anlaşılmaktadır. Sigortalı ... 03.04.2012 tarihli kuruma verdiği dilekçede ise, ilaçları kullandığını hatırladığını, kullandığı ilaçların bilgisi dahilinde olduğunu, şikayetinden vazgeçtiğini bildirmiştir.
Davaya konu cezai işlemin, davalı kuruma yapılan şikayet üzerine gerçekleştirildiği, 6 adet reçeteden 5 tanesinin protokol kaydının bulunduğu ve doktor imzalarının da kendilerine ait olduğunun davalı kurum tarafından tespit edildiği, 6 adet reçeteye ilişkin cezanın ise ifadesine başvurulan hastanın beyanı üzerine tesis edildiği dikkate alındığında,
HMK"nın 31. maddesinde hüküm altına alınan hakimin davayı aydınlatma ödevi uyarınca, uyuşmazlığın konusunu oluşturan reçetelerde adı geçen hastanın mahkemece tanık olarak dinlenmesi, reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine teslim edilip edilmediğinin tespiti gerekmektedir.
O halde ilk derece mahkemesince; cezai işleme konu reçetelerin sahibi ... isimli hastanın tanık sıfatıyla beyanı alınarak, dava konusu reçeteler arkasındaki imzaların kendisine ait olup olmadığı sorulduktan sonra reçeteye konu ilaçları alıp almadığına dair beyanının alınması ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 19/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.