16. Hukuk Dairesi 2016/15055 E. , 2020/3307 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamlarında özetle; "inceleme, araştırma ve uygulamanın hüküm vermeye yeterli bulunmadığı belirtilerek; dava konusu olduğu anlaşılan 97, 98 ve 99 parsellere ait dava dosyaları ile bunların sınırında bulunan ve aynı tapu kayıtlarının kapsamında olduğu anlaşılan diğer parsellerin dava konusu olup olmadığının araştırılarak, dava konusu iseler dosyalarının birleştirilmesi hususunun düşünülmesi; davalar sonuçlanmış ise sonuçlarının gözönünde tutulması; tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavüllerinin varsa haritaları ile birlikte getirtilmesi, yörede orman sınırlamasının yapılıp yapılmadığının, yapılmış ve tespit gününden önce kesinleşmiş ise sınırlamaya ait harita ve tutanakların getirtilmesi ve kesinleşme tarihlerinin sorulması; yapılacak keşifte orman sınırlamasına ait varsa harita ve tutanakların uygulanması; sınırlama yapılmış ve orman kadastrosu tespit gününden sonra kesinleşmiş ise orman bilirkişisinden orman Kanunu’nun 1. maddesine göre taşınmazların orman olup olmadığı konusunda rapor alınması; tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının sınırları tek tek okunarak ve arazide gösterilmek üzere uygulanarak kapsamlarının belirlenmesi; dava konusu taşınmazların her iki tapu kaydının kapsamında kaldığının saptanması halinde bunlardan hangi kayda değer verileceğinin hükümde tartışılması; bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak ve dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 97, 98 ve 99 parsel sayılı taşınmazların tespitteki gibi aynı vasıf ve mahiyette tespit malikleri adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Her ne kadar bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, çekişmeli taşınmazlara komşu olan taşınmazların tespitine esas olan tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazları kapsadığı, dava konusu taşınmazlar üzerinde tespit malikleri yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamında; dava konusu taşınmazların sınırında bulunan ve aynı tapu kayıtlarının kapsamında olduğu anlaşılan diğer parsellerin dava konusu olup olmadığının araştırılarak, dava konusu iseler dosyalarının birleştirilmesi hususunun düşünülmesi, tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavüllerinin varsa haritaları ile birlikte getirtilerek mahallinde uygulanmak suretiyle kapsamlarının belirlenmesi hususlarına işaret edilmesine rağmen, komşu taşınmazların kadastro tutanaklarının onaylı suretleri ve varsa dayanak kayıtları getirtilerek dava konusu olup olmadıkları araştırılmamış, tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının tesislerinden itibaren tüm tedavülleri getirtilip mahallinde uygulanmamış, böylelikle bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazlara komşu olan taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, varsa dayanak kayıtları ve oluşmuş ise tapu kayıtları, davacı Hazinenin dayandığı 22.01.1934 tarih ve 47 sıra numaralı tapu kaydı ile davalı tarafın dayandığı 15.05.1932 tarih 60 sıra numaralı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritaları Tapu ve Kadastro Müdürlüğü ile Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından getirtilmeli, tapu kayıtlarının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği Kadastro Müdürlüğünden sorularak saptanmalı; revizyon görmüşlerse kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri dosya arasına alınmalı; dava konusu taşınmazlara komşu olan taşınmazların dava konusu olup olmadıkları araştırılmalı; dava konusu iseler ve ayrıca davacı Hazineye aynı tapu kaydına dayalı olarak aynı iddia ve sebeplerle açılan davalar olup olmadığı sorularak, açılmış davalar varsa taşınmazlar hakkında yapılacak araştırmanın birbirini etkileyeceği göz önüne alınmak suretiyle taşınmazlar hakkındaki davaların birleştirilmesi hususu düşünülmeli; bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile ziraat mühendisi bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla keşif yapılmalı ve yapılacak keşifte; tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının yönleri okunmak ve sorulmak suretiyle taşınmazlar başında uygulanmalı; yerel bilirkişilerin gösterdikleri sınırlar fen bilirkişisine işaret ettirilmeli; tapu kayıtlarında bilinmeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı tanınmalı, tapu kayıtlarında okunan yönler komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli; böylece tapu kayıtlarının kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli; dava konusu taşınmazların her iki tapu kaydının kapsamında kaldığının saptanması halinde bunlardan hangi kayda değer verileceği hükümde tartışılmalı; taşınmazların tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının kapsamlarının dışında kaldıklarının anlaşılması halinde; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların kime ait oldukları, kimden nasıl intikal ettikleri, kim tarafından ne şekilde kullanıldıkları ve kanunları uyarınca kaçak ve yitik kişilerden Hazineye kalan taşınmazlardan olup olmadıkları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak bilgi alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişisinden, taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğini, toprak yapısını, zirai faaliyete konu olup olmadıklarını, hangi tarihten beri hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü ve taşınmazların kullanım durumunu kesin olarak belirleyen somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, taşınmazların tüm yönlerinden çekilmiş fotoğraflarının da eklendiği, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.