Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17829
Karar No: 2015/23003
Karar Tarihi: 02.07.2015

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/17829 Esas 2015/23003 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/17829 E.  ,  2015/23003 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
    Davacı ile davalı arasındaki dava hakkında... İş Mahkemesince verilen 24.10.2013 tarihli ve 2013/560 esas, 2013/693 karar sayılı kararın davacı vekilince temyizi üzerine Dairemizce 10.09.2014 tarihli ve 2014/18960 esas, 2014/23498 karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı vekili onama kararının maddi hataya dayandığını ileri sürerek mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 455. ve devamı maddeleri uyarınca maddi hatanın düzeltilmesi ve hükmün bozulmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
    Maddi hatanın giderilmesi isteğini içeren dilekçe ve ekleri incelendi.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-520 esas, 1988/89 sayılı kararında belirtildiği üzere Yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar, ve 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
    Dairemizce daha önceki temyiz incelemesi sırasında,geçici işçi olarak çalışan davacının en son 02.07.2011 tarihine kadar çalıştığı, davalı tarafından 11.01.2012 tarihinde işe başlatılmayacağının belirtilmesi üzerine iş sözleşmesinin sona erdiği, davacının feshin geçersizliği ve işe iade talebini içeren davasını, 10.02.2012 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesi uyarınca bir aylık süre içerisinde açtığı, 11.01.2012 tarihli işveren yazısının aslının ve davacıya tebliğ edildiği tarihin araştırılmadığı hususunun gözden kaçtığı anlaşıldığından, Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararın maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verildi, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, iş sözleşmesinin, norm kadro fazlası ve ihtiyaç fazlası işçi olduğu gerekçesiyle işverence haklı ve geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; davacının 2008 yılından bu yana geçici işçi pozisyonunda 2011 yılına kadar kanunun amir hükümlerine göre her yıl altı ayı aşmayan mevsimlik iş ilişkisine dayalı çalışmalarda bulunduğunu, sürekli ve kadrolu olmayıp mevsimlik işçi olduğunu, yönetmelik hükümlerinin açık olduğunu, buna göre il genel meclisince davacının talepleri yönünde bir ihtiyaç görülmediğinden ve ihtiyaç fazlası ve norm kadro fazlası işçi olduğundan meclis tarafından geçici işçilere ilişkin bir düzenleme ve karar alınmadığını, dolayısı ile meclis kararlarını uygulamakla yükümlü olan idarelerinin bu merkezde kalarak davacı ile aralarında geçici iş ilişkisine dayalı bir iş ilişkisi kurulmasına meclis tarafından ihtiyaç görülmediğinden davacının talebini reddettiğini, idare tarafından yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak, davacı feshin 11.01.2012 tarihinde yapıldığını ileri sürmüş ise de Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre 02.07.2011 tarihinde işine son verildiği, dava devam ederken 05.12.2012 tarihinde işe başlatıldığı, feshin 02.07.2011 tarihinde gerçekleştiği, iş başvurusunun 11.01.2012 tarihi olduğu, işten ayrılma ve öğrenme tarihinin başka, tekrar işe alınma tarihinin başka olduğu, işe başlama talebinin reddinden sonra davanın açıldığı ancak fesihten sonraki dava açma süresinin geçirildiği gerekçesiyle davanın süresinde açılmadığından reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Taraflar anlaşırlarsa işçi aynı sürede uyuşmazlığı özel hakeme götürebilir.
    Bir aylık dava açma süresi hak düşürücü nitelikte olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Dairemizce bir aylık dava açma süresinin başlangıcı fesih iradesinin işçiye ulaştığı tarih olarak kabul edilmektedir.
    Mevsime tabi olarak yapılan işlerde ve geçici işçi olarak çalışılan işlerde, belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçi hizmet edimini, ancak iş mevsiminde ifa etmekle yükümlüdür. Mevsimlik çalışmanın sona ermesi sebebiyle işyerinden ayrılmak zorunda kalan, fakat iş sözleşmesi bozulmamış olan işçi, ertesi mevsim başına kadar işverene hizmet etmek, işveren de ona ücret ödemek zorunda değildir. Bir başka anlatımla, işçi ve işverenin iş sözleşmesinden doğan temel borçları bir sonraki mevsim başına kadar askıya alınmaktadır. Askı döneminde, işçinin iş görme, işverenin ise ücret ödeme borcu ortadan kalkmakta, ancak işçinin sadakat ve kısmen işyerindeki kurallara uyma talimat borçları, işverenin ise gözetme borcu ve eşit işlem borçları devam etmektedir. İşçi mevsim başında işbaşı yapınca, tarafların askıda olan temel borçları yeniden aktif hale gelmektedir. Mevsim sona ermiş olmasına rağmen, iş sözleşmesi bozulmamış olduğu için yeni mevsim başında tarafların tekrar sözleşme yapmalarına gerek kalmaksızın işçinin iş görme edimini ifa, işverenin de işçisine iş verme ve ücret ödeme borçları yeniden yürürlük kazanacaktır.
    İş sözleşmesinin askıda olması, işçinin askı süresi içinde başka bir işverenin emrinde çalışmasına engel değildir. Çünkü işverenin işçisine ücret ödeme borcu, işçinin de iş görme borcu askı süresince yerine getirilmediği için, işçi işe tekrar başlayana kadar, başka bir işverenin İş Kanunu kapsamına giren işyerinde çalışabilir. Bu durumda, yapılan iş, bir tür yıl bazında kısmi süreli iş özelliğini taşıyacaktır.
    Mevsimlik iş sözleşmesi ve geçici işçi olarak çalışan işçiler, 4857 sayılı Kanun"un 18. ve diğer maddelerinde düzenlenen feshin geçerli sebebe dayandırılması, sözleşmenin feshinde usul, fesih bildirimine itiraz ve usulü ile geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları hükümlerinden yararlanırlar. Buna göre mevsimlik işçi ve geçici işçinin, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışması, işyerindeki kıdeminin altı aydan fazla olması, işveren vekili olmaması ve işyerinde otuz ve daha fazla işçi çalışması halinde, iş güvencesi olarak belirtilen bu hükümlerden yararlanacaktır. İşveren mevsimlik işçi ve geçici işçinin, iş sözleşmesini, ister fiilen çalışılan dönem olsun, ister askıdaki dönemde olsun, geçerli sebep olmadan feshedemeyecektir. Bir başka anlatımla işveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve geçerli fesih sebebini açıkça belirtmek zorundadır. Belirtmek gerekir ki işçinin, mevsimlik işte mevsim bitiminde veya geçici işçi olarak çalışılan işlerde vize süresinin bitimlerinde, iş sözleşmesinin askıya alınması sebebi ile feshin geçersizliğini ve işe iade istemi olanağı bulunmamaktadır. Zira iş sözleşmesi feshedilmemiş, yeni mevsim başına kadar askıya alınmıştır.
    Somut olayda geçici işçi olarak çalışan davacının en son 02.07.2011 tarihinde davalıya ait işyerinde çalıştığı, 11.01.2012 tarihinde işe başlatılmayacağının belirtilmesi üzerine iş sözleşmesinin sona erdiği anlaşılmaktadır. İş sözleşmesinin askıda olduğu 02.07.2011-11.01.2012 tarihleri arasındaki dönemde dava açma süresi olan bir aylık hakdüşürücü sürenin askıda olduğu kabul edilmelidir. Buna göre, işverenenin davacıyı işe başlatmayacağını bildirdiği 11.01.2012 tarihli yazının aslı getirtilerek, yazının doğruluğunun tesbiti halinde, davacının feshin geçersizliği ve işe iade talebini içeren davasını 10.02.2012 tarihinde 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesi uyarınca bir aylık hakdüşürücü süre içerisinde açtığı kabul edilmelidir. Hal böyle olunca, mahkemece, ilgili belge getirtildikten sonra, davanın esasına girilerek, işverence bir kısım işlerin altişverene verilerek gördürülmesine dair işletmesel kararın feshin geçersizliği için tek başına geçerli neden oluşturmayacağı, işletmesel kararın tutarlı uygulanıp uygulanmadığının araştırılması gerektiği de gözetilerek, feshin geçerli olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi