16. Hukuk Dairesi 2013/7846 E. , 2013/9373 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 101 ada 2 ve 111 ada 1 parsel sırasıyla 533716,22 ve 402451,44 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar mera olarak sınırlandırılmıştır. Davacı ... 101 ada 2 ve 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazların bir bölümü için, davacı ... 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü için kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak ayrı ayrı dava açmışlar, yargılama sırasında aynı nedene dayanarak ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ayrı ayrı bölümlerine yönelik olarak, ..., ... ve ... 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ayrı ayrı bölümlerine yönelik olarak davaya müdahale etmişlerdir. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 23.08.2010 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerin ..., (B) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerin ..., (E) harfi ile gösterilen bölümün ... adına, 22.07.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda (G) harfi ile gösterilen bölümün ..., (F) harfi ile gösterilen bölümün ..., (O) ve (P) harfleri ile gösterilen bölümlerin ..., (H) harfi ile gösterilen bölümün ..., (J) harfi ile gösterilen bölümün eşit hisse ile ... ve ..., (I) ve (K) harfleri ile gösterilen bölümlerin ..., (R), (T) ve (S) harfleri ile gösterilen bölümlerin ... adına, 14.11.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (Y) harfi ile gösterilen bölümün eşit hisse ile Osman ve ..., (Z) harfi ile gösterilen bölümün ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dava konusu köyde yapılan kadastro çalışmalarının aniden bastıran şiddetli yağmur nedeniyle usulüne uygun yapılmadığı, ilçe, genellikle dağlık bir yapıya sahip bulunduğundan tarıma elverişli arazinin az ve değerli olduğu, tarıma elverişli olabileceği anlaşılan hemen hemen bütün toprakların tam kapasite ile ekilip biçildiği, ekim yapılmayan yerlerde ise toprakların bol yağış alması sebebiyle biten otların ekonomik amaca uygun olarak malikleri tarafından biçilip satıldığı, dava konusu parsellerde de durumun bu şekilde olduğu, çekişmeli taşınmazlar üzerinde uzun yıllardır ekilip biçildiği belli olan, etrafı yapay sınırlarla çevrili bulunan ve köy merası olarak kullanılmayacağı açıkça belli olan bir çok kesimin mahkemece de gözlendiği, bu nedenle davacıların haklı oldukları ve davalarını ispatladıkları gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak, Mahkemece üç ayrı fen bilirkişi raporu esas alınarak ve sadece fen bilirkişi raporunda belirtilen harflere atıf yapılarak infazı kabil olmayacak şekilde hüküm kurulmuş, davacılar adına tescile karar verilen taşınmaz bölümlerinin hangi parselden ifraz edileceği ve kalan taşınmaz bölümlerinin tapuya ne şekilde tescil edileceği veya sınırlandırılacağı belirtilmemiş olduğu gibi, fen bilirkişi raporunda müdahil davacı ... adına tescile karar verilen (O) ve (P) harfleri ile gösterilen bölümlerin dava dışı 101 ada 95 ve 96 parsel, müdahil davacı ... adına tescile karar verilen (R) ,(T) ve (S) harfleri ile gösterilen bölümlerin dava dışı 101 ada 94, 95 ve 97 parsel sayılı taşınmazlar içinde kaldığı bildirilmesine karşın, dava dışı taşınmazlar hakkında da davacılar lehine tescil hükmü verilmiştir. Ayrıca, adlarına tescil kararı verildiği halde müdahil davacılar ..., ... ve ..."un belgesiz zilyetlik yoluyla edindiği taşınmaz bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılmamış, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitinde mera olarak sınırlandırıldıkları göz önüne alınarak, usulünce mera araştırması yapılmamış ve hükme çekişmeli taşınmazların öncesi ve davacıların çekişmeli taşınmazlar üzerindeki zilyetlikleri konusunda yetersiz, soyut, denetime elverişsiz soyut bilirkişi ve tanık sözleri ile aynı nitelikte yetersiz, denetime elverişli olmayan zirai bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Böylesine eksik araştırma ile hüküm kurulamaz. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, çekişmeli taşınmazların mera olarak sınırlandırıldıkları göz önüne alınarak taşınmazlar başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi ile aynı yönteme göre belirlenecek zilyetlik tanıkları ve 3 kişilik zirai bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yansız bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde davacı ve müdahil davacıların her birinin ayrı ayrı zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, öncesinin kamu orta malı mera niteliği taşıyıp taşımadığı ve çevresinde kamu orta malı mera bulunup bulunmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, taşınmazın fiziksel yapısı, eğim durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin baskın olduğu mahkemece gözlenerek ayrıntılı olarak tutanağa geçirilmeli, zirai bilirkişi kurulundan arazinin eğimi, toprak yapısı, mera parseli ile arasında doğal ya da yapay sınır veya ayırıcı unsurların bulunup bulunmadığı, bitki örtüsü, öncesinin kamu orta malı niteliğinde mera ya da tarla olup olmadığı ile ilgili çekişmeli taşınmaz ile komşu parselleri mukayeseli olarak değerlendiren ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, fotoğrafçı bilirkişi aracılığı ile taşınmazı tüm yönleriyle gösterecek fotoğraflar çekilmeli ve fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmaz bölümleri işaretlettirilmeli, fen bilirkişisinden keşfi ve uygulamayı izlemeye elverişli, tek bir rapor üzerinde taşınmazların dava edilen tüm bölümlerini gösterecek şekilde rapor alınmalı, davacı ve müdahil davacıların belgesiz zilyetlik yoluyla edindikleri taşınmaz bulunup bulunmadığına ilişkin araştırma yöntemine uygun şekilde eksiksiz yapılmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre infazı kabil şekilde ve sadece dava konusu taşınmazlar hakkında bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik incelemeyle ve usul ve yasaya uygun olmayan gerekçe ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 02.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.