Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1080
Karar No: 2020/3925
Karar Tarihi: 09.09.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/1080 Esas 2020/3925 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2020/1080 E.  ,  2020/3925 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın taraflarca istinafı üzerine...Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02.07.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ...’ın 1005 ada 54 parsel sayılı taşınmazını davalı gelini ...’a 02.02.1977 tarihinde satış suretiyle devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muavazaalı oduğunu ileri sürerek tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı vasisi, kısıtlı ...’nin çekişmeli taşınmazı bedelini ödeyerek edindiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen kararın taraf vekilleri tarafından istinafı üzerine, ....Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk dairesince; davalının istinaf başvurusunun reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, vekalet ücreti yönünden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1903 doğumlu mirasbırakan ...’ın 26.07.1983 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak ikinci eşinden olma davacı kızları ...ve... ile dava dışı ikinci eşinden çocukları ....,,...,..,... ve kendisinden önce ölen kızı ...’in kızı ... ile ilk eşinden olma kendisinden önce ölen dava dışı oğulları .... ve ...’in altsoylarının kaldıkları, mirasbırakanın dava konusu
    1005 ada 54 parsel sayılı taşınmazını 02.02.1977 tarhinde davalı gelini ...’ye (oğlu ...’nin eşi) satış suretiyle temlik ettiği, taşınmazın 01.09.2005 tarih ve 8650 yevmiyeli şuyulandırma işlemi ile 4937 ada 15 parsel ile 4937 ada 8 parsel sayılı taşınmazları oluşturduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; mahkemece hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme imkanı yoktur.
    Şöyle ki; dava konusu taşınmazın mirasbırakanın temliki gerçekleştirdiği 1977 yılındaki halinin gerçek değerinin net olarak tespit edilmediği, davalının çekişme konusu taşınmazı alabilmek için eşi Rabbani’nin taşınmaz sattığını, buradan elde edilen gelir ve yakınlarından alınan borç ile taşınmazın satın alındığını savunduğu halde sattığını bildirdiği 3229 ada 20 parselin geldisi olan parsellere ilişkin kayıtların getirtilerek savunmanın ve mirasbırakanın ölümünden sonra yapılan kadastro çalışmalarında mirasbırakandan zilyetlik yoluyla mirasçılara intikal eden taşınmazların araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
    O halde, yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, çekişmeli taşınmazın temlik tarihindeki halinin gerçek değerinin tespit edilmesi, davalı tarafından bildirilen 3229 ada 20 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan parsellere ilişkin kayıtların tapu idaresinden eksiksiz olarak temin edilmesi, mirasbırakandan zilyetlik yoluyla mirasçılara intikal eden taşınmazların araştırılması, toplanacak delillerin toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek, mirasbırakanın diğer mal varlığı da gözetilmek suretiyle mirasbırakanın temlikteki iradesinin tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
    Kabule göre de; mirasçılardan ... ...tarafından açılan mirasçılık belgesinin iptali istemli ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/10-221 sayılı kararı ile Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2004/1417-1224 sayılı ve...4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/714-464 sayılı veraset ilamlarının iptaline karar verildiği halde, iptal edilen veraset ilamı esas alınarak fazla payın iptaline karar verilmesi de doğru olmamıştır.
    Davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nun 371/1-a maddesi gereğince...Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.037.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






























    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi