22. Hukuk Dairesi 2014/8927 E. , 2015/23499 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, fazla mesai, prim alacağı ile maaş artış fark alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde saha satış elemanı olarak 12.05.2008-05.07.2013 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, fazla mesai, prim alacağı ve maaş artış fark alacağının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının tüm işçilik alacaklarının kendisine ödendiğini, fazla mesai ücretlerinin her ay hesaplanarak maaş ödemeleri ile birlikte ödendiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının, davalıya ait işyerinde 12.05.2008-05.07.2013 tarihleri arasında en son brüt 3.100,00 TL ücretle çalıştığı,tanığın birlikte çalıştığı süre ile sınırlı olmak üzere fazla çalışma yaptığı,maaş artış farkı alacağı ve prim alacağı talebinin ıspatlanamadığı gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde taraflar temyiz etmiştir.
Davalı Temyizi Yönünden:
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalı vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Kanun"un geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun"un 427, 432 maddeleri uyarınca REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Davacının Temyizine Gelince:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, maaş farkı alacağı ve prim alacağı bulunup bulunmadığı hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, tanık beyanlarına göre normal mesainin 08:30-18:00 saatleri arası olduğu, ancak çalışmanın 20:00-20:30 saatlerine kadar uzadığı, tanıklardan ..."nin davacı ile son 5 ay aynı şubede çalıştığını beyan ettiği, diğer tanıkların banka müşterisi olduğu, bu nedenle hesaplamanın görgüye dayalı beyan olarak kabul edilen son beş aylık süre için yapılması gerektiği, ücret bordrolarından son beş aylık dönemde fazla mesai ödemesi yapıldığı anlaşıldığından bu ödemelirn mahsup edilmesi gerektiği belirtilerek,kalan 34 saat fazla mesai alacağı olduğu kabul edilmiş ise de, davacı dosyaya fazla mesai çalışmalarını gösteren çizelgeler sunmuştur. Bu çizelgelerin aksi işverence eşdeğer belgelerle ıspat edilememiştir. Bu durumda çizelge sunulan dönemlerle ilgili çizelgelere göre, ücret bordrolarıda dikkate alınarak hesaplama yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Ayrıca, prim alacağı ve maaş farkı alacağı delil sunulmadığı gerekçesiyle reddedilmiş ise de, davacı delil listesinde işyeri kayıtlarına dayanmıştır. Bu durumda, prim alacağı ve maaş zamlarına ilişkin işyeri uygulamasının ne olduğu işyeri kayıtlarından tesbit edilerek, davacıya daha önce prim ödemesi ve maaş zammı yapılıp yapılmadığı, davacı ile aynı işi yapan çalışanlara prim ödemesi ve maaş zammı uygulaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, bu alacaklara hak kazanma veya kazanamama kriterleri tesbit edilerek, davacının bu alacaklara hak kazanıp kazanmadığının sonucuna göre değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.07.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.