22. Hukuk Dairesi 2014/12301 E. , 2015/23510 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ücreti ile asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili davacının, davalıya ait işyerinde 26.07.2005-09.10.2010 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesini bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebiyle haklı olarak feshettiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı definde bulunarak, davacının daha iyi şartlarda başka bir iş bulması sebebiyle işi bırakıp gittiğini, hiçbir rahatsızlığı bulunmamasına rağmen rahatsızlığını ileri sürerek çalışmaktan kaçındığını, hizmet sözleşmesini kendisinin feshetmesi sebebiyle kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazanmadığını, 2009 yılı hariç yıllık izinlerini kullandığını, asgari geçim indirimi alacaklarının ödendiğini, fazla çalışma yapmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiği, davacının ihbar ve kıdem tazminatına hak kazandığı, yıllık izin ücreti alacağı olduğu, fazla çalışma yaptığı, asgari geçim indirimi alacaklarının ödendiği gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İhbar süreleri ve ihbar tazminatı yönlerinden taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
Fesih bildiriminin yazılı olarak yapılması, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 109. maddesinin bir sonucudur. Ancak yazılı şekil şartı, geçerlilik şartı olmayıp ispat şartıdır.
Fesih bildirimi karşı tarafa ulaştığı anda sonuçlarını doğurur. Ulaşma, muhatabın hâkimiyet alanına girdiği andır.
Fesih bildirimi karşı tarafa ulaşması ile sonuçlarını doğurur ve bundan tek taraflı olarak dönülemez.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir sebep olmaksızın ve usulüne uygun bildirim süresi tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanun"un 24 ve 25. maddelerinde yazılı olan sebeplere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar süresi tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih sebebi bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
İhbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olması sebebiyle, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir sebebe dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. İşçinin 4857 sayılı Kanun"un 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi sebeplerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez.
Somut olayda, davacı 09.10.2010 tarihli fesih bildirimi ile, “Bildiğiniz gibi işyerinizde 5 yıldır çalışmaktayım. Aylık ücretim 626 TLsıdır, Günlük çalışma saatleri iş kanununa göre günlük 7.5 saat olmasına rağmen beni, sabah 08 ile akşam 19.00 arasında çalıştırdınız. Karşılık olarak bu güne kadar tarafıma hiçbir mesai ücreti vermediniz. Ayrıca haftalık çalışma toplamı 45 saat olmasına rağmen Cumartesi günleri de çalıştırarak bu çalışmalarım için de iş kanunu gereği Pazar günleri verilmesi gereken 2 yevmiyeyi de hiç vermediniz. Yıllık izinlerimi 5 yıl boyunca kullanamadım. Bu sebeple 5 yılda toplam 70 gün izin ücreti alacağım bulunmaktadır. İşyerinizde İş kanununun ilgili hükümlerine rağmen yukarıda belirttiğim fazla mesai ve Pazar günü çalışma ücreti ile yıllık izinlerimi kullandırılmamam sebepleriyle iş sözleşmesini İşkanununun 24/2-e maddesi gereği haklı sebeplerle fesih ediyorum.” diyerek iş sözleşmesini feshetmiştir. Fesih bildirimi davalıya 14.10.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde iki ayrı fesih sebebi beyan etmiştir. Birincisi, işyeri sorumlu müdürünün yeni bir konteyner geleceği ve boşaltılması gerektiği yönündeki bildiriminin tüm işçilere duyurulmasına rağmen, davacının rahatsızlığı sebebiyle çalışmaya katılamaması üzerine işverence işten çıkarıldığıdır. İkincisi ise, davacının, iş hukukundan kaynaklanan alacaklarının ödenmemesi sebebiyle hizmet sözleşmesini 4857 sayılı Kanun"un 24/II-e maddesi uyarınca feshettiğidir. Davalı, davacının daha iyi bir iş bulması sebebiyle işten kendisinin ayrıldığını iddia etmektedir. İşten ayrılış bildirgesinde işten ayrılış kodu (03-İstifa) olarak bildirilmiştir. Mahkemece, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiği kabul edilmiş ise de, davacının, dava dilekçesindeki çelişkili beyanları, fesih bildirim yazısı, tanıkların beyanları ve... kayıtları birlikte değerlendirildiğinde, davacının iş sözleşmesini bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebiyle haklı olarak feshettiği ortadadır. Hal böyle olunca, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir sebebe dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmayacağından, ihbar tazminatının reddi yerine hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.07.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.