12. Ceza Dairesi 2019/11817 E. , 2021/5615 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 62/1, 50/4-1.a, 52/2-4. maddelerine göre mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay tarihinde, ölen ... çalışmış olduğu, Kavak İlçesinde faaliyet gösteren ... Kireç Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi isimli işyerinde kireç makinesinin bunker denilen bölümünde titreşim makinesi denilen bir parçanın yerine takmak maksadıyla işyerine ait kepçeyle kireç makinesinin altına geldiği, kepçeyi ölen ..."in kullandığı ve makinenin takılacağı yerin yüksekte olması sebebiyle kepçenin kovasının ölen ... tarafından yükseltildiği, ..."in kovanın üzerine çıkarak bu parçayı taktığı ve işini bitirdiği esnada ayağının kepçe kovasının içerisinde kayması neticesinde dengesini kaybederek yüksekte duran kepçe kovasından kafasının üzerine düşmesi sonucu vefat ettiği, ... Kireç Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilisi ve sorumlusu sanık ..."nun asli kusurlu olduğunun kabul ve tespit edildiği olayda; taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; TCK"nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, asli kusurlu olarak bir kişinin ölmesine neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesi yerine 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinin uygulanması bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin kusur tespitine, eksik incelemeye, maktulün olayda tamamen kusurlu olduğuna, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.03.2020 tarihli ve 2018/12-399 Esas-2020/154 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saiki" gerekçesine ve (b) bendinde yer alan ""suçun işlenmesinde kullanılan araçlar" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi;
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanığa verilen temel cezanın belirlenmesinde gösterilen diğer gerekçeler yasal ve yeterli olduğundan, hükmün birinci paragrafında yer alan, "suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, failin güttüğü amaç ve saiki" ibarelerinin hükümden çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.07.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.