1. Hukuk Dairesi 2018/4998 E. , 2020/3984 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakan Muhammer Karasu’nun çekişme konusu 2645 parsel sayılı taşınmazını , davacı mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla oğlu olan davalıya satış suretiyle devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmaz bedelinin bir kısmını murisin Bağ-kur prim borcunu ödemek, bir kısmını da elden nakit vermek suretiyle taşınmazı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temlik işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Dairece, “...Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan Muhammer Karasu’nun çekişme konusu 2645 parsel sayılı taşınmazı oğlu davalı Mustafa Karasu’ya temlik ettiği, davalının da anılan taşınmazı yargılama sırasında 04.10.2011 tarihinde dava dışı ...’ a satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, 1086 sayılı HUMK."nun l86. ve 6100 sayılı ...nun 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre, iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Bu usul kuralının kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi gerektiği de açıktır. O halde, dava konusu taşınmazın davalı tarafından dava dışı kişiye temlik edilmesi nedeniyle HUMK."nun 186. maddesi (6100 sayılı HMK."nun 125. maddesi) hükmü uyarınca, davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması ve bu yöndeki usulü eksikliğin giderildikten sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda taşınmazı devralan davalı ...’ın iyiniyetli olmadığı, temlikin gerçek bir satış olmayıp, davalının temlik edenle birlikte hareket ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin karar, Dairece bu kez; ‘’ … Somut olaya gelince; murisin eşi ve diğer çocukları yani taşınmazda hak sahibi olacak isimler dahi Mustafa’nın babasına baktığı,bütün ihtiyaçlarını karşıladığı , Bağkur’dan emekli olması için ödenmesi gereken meblağın büyük kısmını ödediği, murisin de bunların karşılığı ve minnet duygusu ile taşınmazı davalıya temlik ettiğini beyan etmişlerdir. Bu durumda davalılardan Mustafa Karasu’ya yapılan ilk temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı yapılmadığı kanaatine varılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, fazla yatırılan 376,60-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıya iadesine, 10/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.