16. Hukuk Dairesi 2013/8974 E. , 2013/9992 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Çakırlı Köyü çalışma alanında bulunan 105 ada 23 parsel sayılı 490,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve taksim nedeniyle ve eşit paylarla ..., ..., ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı ... dava konusu taşınmaz içerisinde sınırlarını göstereceği bölümün adına tescili talebi ile, davacı ... ise dava konusu taşınmaz içerisinde sınırlarını göstereceği bölümün kadim yol olduğu iddiasıyla dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davaların reddine dava konusu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazın tarafların ortak murisi ..."dan intikal ettiği ve yöntemine uygun taksim edildiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz tapu kaydı, tapu dışı satın alma, pay satın almalara ve paylaşmaya dayalı olarak davalılar ...ve ... adına tespit edilmiştir. Kök muris ..."nın sağ olan oğlu ..."ın oğlu ve terekeye göre üçüncü kişi konumunda olan davacı ..., dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerinin yol olduğu iddiasıyla; kök muris ... mirasçısı davacı ... ise (A) ile gösterilen bölümün yol olduğu, (C) ile gösterilen ve üzerinde serenti bulunan bölümün ise paylaşım nedeniyle kendisine ait olduğu iddiasıyla dava açmışlardır. Temyize konu, fen bilirkişisinin raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin tespite esas alınan ve kök muris adına olan tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı yöntemince belirlenmediği gibi, tapu kaydının kapsamında kalması halinde varlığı davacı ... tarafından da kabul edilen paylaşım sırasında bu bölümlerin yol olarak bırakılıp bırakılmadığı da araştırılmamış, ayrıca bu paylaşımda fen bilirkişisi raporunda (C) harfi ile gösterilen ve üzerinde serenti bulunan bölümün kime kaldığı da belirlenmemiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde taşınmazların bulunduğu yeri iyi bilen, yaşlı, yansız yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında tespite esas alınan tapu kaydı okunup, sınırlarının mahalli bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmesi, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli ve bu şekilde dava konusu taşınmazın (A) ve (B) ile gösterilen bölümlerinin tespite esas alınan tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız olarak saptanmalıdır. (A) ve (B) harfi ile gösterilen bölümlerin tapu kaydı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde yerel bilirkişi ve tanıklardan bu bölümlerin paylaşımda yol boşluğu olarak bırakılıp bırakılmadığı sorulmalı; paylaşım sonucunda fen bilirkişisi raporunda (C) harfi ile gösterilen ve üzerinde serenti bulunan taşınmazın kimin miras payına düştüğü, kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı, paylaşma bozulmuş ise kimin ne zaman ne şekilde bozduğu olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı; tespit tutanağının edinme sebebinde davacı ..."in tapudan gelen hissesinin yarısını çocuklarına sattığı belirtildiğinden, bu durumun aksini iddia eden davacı ..."in, iddiasını ispatla yükümlü olduğu dikkate alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve (C) harfi ile gösterilen bölüm üzerinde bulunan serentinin bir bölümünün dava dışı 19 parselin üzerinde kaldığı da göz önünde bulundurularak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 30.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.