19. Hukuk Dairesi 2018/1998 E. , 2020/446 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki görülmekte olan itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 22. Hukuk Dairesi tarafından verilen davalı vekilinin istinaf talebinin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı şirketin ... Finansal Kiralama A.Ş. ile yapılan finansal kiralama sözleşmesi ile davalı şirketten 03.12.2014 tarihinde 146.692,69 USD bedelli torna tezgahı satın aldığını, ancak makinenin tesliminden kısa bir süre sonra arıza meydana geldiğini, davalıya bildirilmesine rağmen arızanın giderilmediğini, makinenin halen kullanılamadığını ve dava açmak için dava dışı ... Finansal Kiralama A.Ş."den muvafakat alındığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere makine bedeli olan 351.482,00 TL ile makinenin kullanılabilmesi için alınan takım ve malzeme bedeli 20.000,00 TL olmak üzere toplam 371.482,00 TL"nin ihtarın tebliğ tarihi olan 02.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalı ve davacı arasında herhangi bir hukuki ilişkinin bulunmadığını, husumetin yanlış yöneltildiğini, davacının usulüne uygun yetki almadan davayı açması nedeniyle aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacının finansal kiralama şirketinden aldığı yetki belgesinde sözleşmeden dönme yetkisinin bulunmadığını, davacının sadece kendi ödediği miktarı isteyebileceğini, kendisinin dahi ödemediği bedeli talep edemeyeceğini, davaya konu makinenin ayıplı olmadığını, bir ayıp varsa bunun kullanım hatasından kaynaklandığını ve süresinde ayıbın ihbar edilmediğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre satışa konu makinanın arızalandığı ve davalı tarafın çalışanlarının müdahalesi sonucu servis raporlarının tanzim edildiği, servis raporlarına göre arızaların 2 yıllık garanti süresi içerisinde meydana geldiği, dava ön şartı olan temsil yetkisinin mevcut olduğu, makinenin ayıplı olduğu, makinenin teslim alınmasından sonra yapılacak basit bir muayene ile ayıbın tespitinin mümkün olmadığı, en az 5 ay kadar makinenin çalıştırılmasından sonra ayıplı olup olmadığının belirlenebileceği, servis raporlarına göre önemli iki arızanın makinenin kurulumundan yaklaşık 4 ay sonra ortaya çıktığı, ayıbın basit bir müdahale ile onarılmasının mümkün olmadığı, ancak üretim yerinde, fabrika şartlarında yapılacak araştırmalar ve incelemeler sonucunda onarılmasının mümkün olduğu, ayıbın kullanım hatasından değil makinenin üretimindeki imalat hata ve kusurlardan kaynaklandığı, makinede yapılan imalatlar sırasında ihtiyaç duyulan yardımcı ekipman bedelinin 18.534,19 TL olduğu, 6098 sayılı Yasa"nın 227.maddesindeki seçimlik haklardan sözleşmeden dönme hakkını kullanmasında haklı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile; 06.09.2015 tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmak suretiyle 370.016,19 TL"nin davalıdan tahsiline, sözleşmeye konu torna tezgahının davalı tarafa iadesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince yapılan yargılamaya göre, davacı tarafından satın alınan torna tezgahının ayıplı olması nedeniyle dava dışı finansal kiralama şirketinden 29.09.2015 tarihli muvafakat alındığı, ancak bu muvafakatnamede sözleşmeden dönme ve bedel iadesini talep etme yetkisinin verilmediği, duruşma açılarak dava dışı finansal kiralama şirketine müzekkere yazılıp muvafakatinin olup olmadığının sorulduğu, dava dışı şirketin 28.12.2017 tarihli yazı cevabında muvafakat verdiğinin anlaşıldığı, davalı vekilinin davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığına ilişkin istinaf nedenlerinin yerinde görülmediği, dava konusu makinenin davacının iş yerine 01.01.2015 tarihinde kurulduğu, servis kayıtlarına göre 08.01.2015 tarihinden başlamak üzere farklı tarihlerde meydana gelen arızalar nedeniyle servise başvuru yapıldığı, makinenin ayıplı ürün olarak kabul edilmesi gerektiği, ayıbın basit bir müdahale ile onarılmasının mümkün olmadığı, mevcut ayıbın kullanım hatasından kaynaklanmadığı, makinenin üretimindeki imalat hata ve kusurlardan kaynaklandığı ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinin usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf mahkemesince ilk derece mahkemesinin yapmış olduğu tahkikat yeterli görülmeyerek istinaf incelemesi duruşmalı yapılmış ve dava dışı finansal kiralama şirketine müzekkere yazılarak davacıya verilen yetki belgesinin içeriği tespit edilmiş bunun üzerine ilk derece mahkemesi kararını benimseyerek, istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. İstinaf mahkemesince ilk derece mahkemesi tarafından yapılan tahkikat yeterli görülmeyip, ilave tahkikat yapılması halinde ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış sayılır. Yapılan ilave tahkikat sonunda ilk derece mahkemesi kararının doğru olduğu sonucuna varılsa bile istinaf mahkemesinin işin esası hakkında yeniden karar vermesi gerekmektedir. Bu durumda istinaf mahkemesi kararının temyizen bozulması halinde dosya istinaf mahkemesine iade edilecektir. İstinaf başvurusunun esastan reddi halinde istinaf mahkemesi kararının bozulması durumunda dosya ilk derece mahkemesine iade edilecektir. İstinaf mahkemesince esasen ilk derece mahkemesi kararı kaldırıldığı ve ilave tahkikat yapıldığı halde kendisi yeniden karar vermeyip, sanki ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılmamış gibi istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Ayrıca HMK"nın 297. maddesinde mahkemece yazılan kararda bulunması gereken hususlar belirtilmiş olup, istinaf mahkemesi başkan ve üyeleri ile katibin karar başlığında yer alması gerekirken yazılmamış olmasının muhakeme hukukuna aykırı olduğu görülmekle bu sebeple de kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 2017/846 esas ve 2018/345 karar ve 13/03/2018 tarihli hükmünün BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 12.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.