9. Hukuk Dairesi 2010/49312 E. , 2013/9418 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ(MÜSTEMİR YETKİLİ)
DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti alacağı, ücret alacağı, ikramiye alacağı ile cezai şart alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.03.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, davalı iş yerinde 01.06.1988 tarihinden 12.02.2008 tarihine kadar İdari ve Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı olarak çalıştığını, davalı işverence iş aktinin 4857 sayılı İş Kanununun 17 ve 18 maddeleri gereği sonlandırdığını, davacının en son aylık ücretinin 7.084,00 TL olduğunu , davalı şirketin mali kriz içerisinde olması sebebiyle davacının iki yılı aşkın bir süredir aylık ücretinin bir kısmının ödendiğini, bu sebeple de müvekkilinin ... 16. Noterliğinin 16 Ekim 2006 tarih ve 22793 sayılı ihtarnamesini keşide ederek o tarihe kadar birikmiş ücret alacaklarının ödenmesini ihtar ettiğini, buna rağmen davalı iş yerinin ücretlerini işten çıkış tarihine kadar eksik ödediğini, davacının çalıştığı süre içerisinde iş yoğunluğu nedeniyle yıllık izinlerini neredeyse hiç kullanmadığını, davalı iş yerinin iş akdinde belirtilmesine rağmen ikramiye alacaklarını da ödemediğini belirterek ücret alacağı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ikramiye alacağı, izin ücreti ve cezai şart alacağının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı işveren, davacının son aylık ücretinin 7.084,00 TL olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davalı işverenliğin kayıt ve defterleri üzerinde yapılacak inceleme ve dosyaya ibraz olunan bordro ve belgelerden davacının son maaşının 7.084,00 TL olmadığının anlaşılacağını, davacının yazılı kesin kanıt sunamadığını, davacının sunmuş olduğu ikinci sözleşmede cezai şarta yer verilmediğinin görüldüğünü bu sebeple ilk sözleşmeye itibar edilemeyeceği, davacının yıllık izin kullanmadığı iddiasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, cevap dilekçesinin ekinde sunduğu belgelerden davacının yıllık izin kullandığının anlaşıldığını, davalı işverenliğin davacının iş akdini haklı nedenle feshettiğini, haksız olarak iş akdinin feshi durumunda davacıya cezai şart ödeneceğinin yazdığını, müvekkilinin davacının iş sözleşmesini haksız ve hukuka aykırı olarak feshetmediğini, davalı şirketin 2001 yılından bu yana ekonomik kriz içinde olduğunu, borçlarını ödeyemediğini, cezai şartın tek taraflı işçi lehine konulması nedeni ile geçerli olmadığını, aynı zamanda cezai şartın fahiş olduğunu, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı alacaklarının ve faiz taleplerinin dayanağı olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının davalı iş yerinde 01.06.1998-12.02.2008 tarihleri arasında 9 yıl 8 ay 11 gün çalıştığı, bilirkişi raporuna göre 20.146,30 TL kıdem tazminatını, 7.877,33 TL ihbar tazminatını, 23.788,00 TL yıllık izin ücreti alacağını, 43.200,00 TL ikramiye alacağını, 29.736,00 TL cezai şart alacağını ve 128.960,00 TL ücret alacağını hak ettiği ve davasını ıslah etmediği gerekçesiyle taleple bağlı isteklerin kabulüne karar verilmiştir.
Kararı yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçi iş sözleşmesine dayalı olarak cezai şart isteğinde bulunmuştur. Mahkemece isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içinde davacı işçi ile imzalanmış iki ayrı iş sözleşmesi bulunmaktadır. Tarihsiz sözleşmede davacının işe 20.05.1998 tarihinde işe başlayacağı yazılıdır. Aylık ücreti de 5.000 USD olarak öngörülmüştür. Cezai şart sözleşmenin 5. maddesinde düzenlenmiştir.
Taraflar arasında 29.05.1998 tarihli ikinci bir sözleşme imzalanmış olup belirtilen sözleşmede davacının 01.06.1998 tarihinde işe başlayacağı belirtilmiştir. Davacının 01.06.1998 tarihinde işe başladığı Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından anlaşılmaktadır. İkinci sözleşmede cezai şart öngörülmemiş, sözleşmenin toplam 10 maddeden oluştuğu belirtilmiş ve önceki sözleşmeye atıf yapılmamıştır.
Her iki sözleşmede yazılı olan işe başlama tarihleri dikkate alındığında davacının 20.05.1998 tarihinde işe başlayacağını öngören sözleşmeye rağmen belirtilen tarihte fiili çalışmanın başlamadığı, bunun üzerine 29.05.1998 tarihinde 01.06.1998 tarihinde iş başı yapılmasını öngören yeni bir sözleşmenin imzalandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda tarih içermeyen ilk sözleşmenin yürürlüğe girmediği ve taraflar arasında 29.05.1998 tarihli sözleşmenin yürürlüğe konulduğu kabul edilmelidir. Nitekim davacı işçi ikinci sözleşmeye dayalı olarak da ikramiye talebinde bulunmuştur.
Tarih içermeyen ancak davacının işe başlayacağı tarih itibarıyla ilk sözleşme olduğu anlaşılan yürürlüğe konulmamış sözleşmeye dayalı cezai şart isteğinin kabulü hatalıdır. Mahkemece isteğin reddine karar verilmelidir.
3- Davacı işçi çalıştığı süre içinde ücretlerin tam olarak ödenmediğini ileri sürerek isteklerde bulunmuştur. Davacı vekili 12.03.2009 tarihli dilekçe ile ödenmeyen ücret dönemlerini 2004, 2005, 2006 ve 2007 yıllarının tüm ayları olarak açıklamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen dört yıl için davacı işçiye 2008 yılında ödenen son ücret üzerinden ücret hesabı yapılmış, işverence yapılan fiili ödemeler düşülerek bakiye 128.960,00 TL ücret hesabı yapılmıştır. Davacının iş sözleşmesindeki ücretinin yıllar içinde arttığı anlaşılmakla istek konusu dönem ücretlerinin belirlenmesi suretiyle hesaplamaya gidilmesi gerekirken, geçmiş 4 yıl için 2008 yılı ücretinden hesaplama yapılması hatalı olup kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 990.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.