Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3361
Karar No: 2020/7084
Karar Tarihi: 25.11.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/3361 Esas 2020/7084 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/3361 E.  ,  2020/7084 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın bir kısım alacak yönünden karar verilmesine yer olmadığına, bir kısım alacak talebinin feragat nedeniyle reddine ve bir kısım alacak talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davaya konu taşınmazları hafriyat döküm sahası olarak kullanmak üzere 13/11/2007 ve 14/11/2007 başlangıç tarihli kira sözleşmeleri ile kiraladığını, peşin olarak davalıya 2.206.600 TL ödeme yaptığını, kira süresinin mahallinde yer tesliminden itibaren başlayacağını, yer tesliminin ise hafriyat toprağı döküm izni alınınca yapılacağının kararlaştırıldığını, zemin etüdü ve ağaçlandırma projeleri yaptırarak izin için belediyeye müracaat ettiğini ancak uzun süre sebepsiz olarak cevap alamadığını, daha sonra ilgili izni alarak yer teslimi talebinde bulunduğunu ancak idarenin bu talebi yerine getirmeyerek sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini ve 1.870.000 TL para iadesinde bulunduğunu, sözleşmelerin hüküm ifade edileceğine ve ifa edileceğine güvenerek yapmış olduğu masraflar karşılığı olarak şimdilik 10.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, tazminat talebini de; ödenen kira bedelleri, KDV bedeli, ruhsat harcı, noter ücretleri, proje giderleri ve bir kısım bankadan kredi olarak temin edilen kira bedeli finansmanı için ödenen faiz karşılığı olarak açıklamıştır.
    Davalı; ilgili Bakanlık kararına istinaden sözleşmelerin feshedildiğini, kendisine atfedilecek kusur bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Yapılan yargılama sonucu Mahkemece, davacının kiraladığı taşınmaz için idareye ödediği kira bedellerini idari bir genelge sebebiyle geri aldığını ancak eksik ödenen kısmın tahsilini talep ettiğini, bu nedenle özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlık türü söz konusu olmadığını, Milli Emlak Genelgesinin idarece gereği gibi uygulanmadığı iddiası ile idareye karşı açılan bu davada mahkemenin yargı yolu sebebiyle görevli olmadığını, idari yargının
    görevli olduğu belirtilerek davanın yargı yolu sebebiyle reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 06/02/2019 tarih 2017/4217 Esas 2019/769 Karar sayılı ilamıyla, “ Uyuşmazlığın bu niteliğine göre dava tarihi ile alacak miktarı nazara alındığında davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. ...Bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı tarafından dava değeri ıslah edilmiş, Mahkemece yargılama neticesinde, dava esnasında ödendiği belirtilen KDV bedeli yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 25.000 TL lik harç bedeli yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davacı tarafça talep arttırımı netincesinde talep edilen 1.378.712,61 TL lik istem yönünden davanın reddine ve fazlaya dair istemlerin reddine yönelik karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2) Davacının, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince,
    Dairemizin 06/02/2019 tarih 2017/4217 Esas 2019/769 Karar sayılı bozma kararından sonra yapılan yargılama sırasında, davacı davasını ıslah etmiştir.
    Islah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. HMK"nın 176. maddesinde ıslah; “taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir" olarak tanımlanmıştır.
    Aynı Kanun"un 177. maddesinde ise, ıslahın tahkikata tabi olan davalarda tahkikat bitinceye kadar yapılabileceği öngörülmüş olduğundan ve temyiz faslında da, bozmadan sonra dahi ıslahın olanaklı bulunduğuna dair açık veya örtülü bir hüküm yer almadığından, Kanunun bu olanağı bir devre ve zaman ile sınırlandırdığı kabul edilmek ve bu nedenle bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı sonucuna varılması zorunludur.
    Nitekim, 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; "ıslah"ın; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 84. maddesinin (...177.m) açık hükmü dairesinde tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabileceği, Yargıtay"ca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağı açıklanmış, yine; Yargıtay İçtihadı Birleştime Genel Kurulunun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E.-2016/1 K.sayılı ilamı ile "Her ne sebeple verilirse verilsin, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesine gerek olmadığına" karar verilmiştir.
    Buna göre, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK"nın 177. maddesine göre, Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği gibi bozmadan sonra davanın ıslahı mümkün değildir. Bu nedenle red kararı verilen talepler bakımdan zaten usulüne uygun ıslahın mümkün olmamasına göre mahkeme kararı doğru ise de dava konusuna ıslah ile eklenemeyeceği belirtilen talepler bakımından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Ne var ki; yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması HUMK 438/7. maddesi gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle hüküm fıkrasının; 7 numaralı bendinde yer alan "Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 65.311,38 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine" ibaresinin hükümden çıkartılarak hükmün davacı yararına düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi