10. Hukuk Dairesi 2015/14254 E. , 2015/17350 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı .... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Asıl dava; 14.09.2002 tarihinde meydana gelen trafik-iş kazasında yaralanan sigortalıya bağlanan gelir, geçici iş göremezlik ödemeleri ve tedavi gideri nedeniyle uğranılan Kurum zararının 506 sayılı Yasa"nın 10 ve 26 maddeleri uyarınca davalı sürücü, sigorta şirketi ve işverenden teselsüle dayalı olarak tahsili istemine ilişkindir.
Birleşen dava ise; bakiye Kurum alacağının davalı sürücü ve işveren şirketten 506 sayılı Yasa"nın 10 ve 26. maddelerine dayalı olarak tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davalı şirketin kusurunun olmadığı ve 10. maddeye dayalı sorumluluğunun bulunmadığı kabul edilmişse de; 10. maddeye yönelik irdelemenin yetersiz olduğu anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasanın 9. maddesi - (Değişik : 25.08.1999 - 4447 / 12 md. Y.T. 08.09.1999) ""İşveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır.
(Ek : 14.07.1999 - 4410 / 1 md.) ...nın sigortalı olarak yurtdışı göreve atanan personeli için işe giriş bildirgeleri ise, Kuruma en geç üç ay içinde gönderilir. ""
Düzenlemesini öngörmektedir.Anılan yasanın 10. maddesine göre ise 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir.Yani, davalı işverenin 506 sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9 ve 10.maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için; işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.
İşverene ait işyerinin hangi tarih itibarıyla 506 sayılı Yasa kapsamına alınması gerektiği belirlenmeli, varsa işverence sigortalı hakkında verilen işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal tarihi belirlenmeli, sigortalının işverene ait işyerinde işe başladığı tarih açık ve net biçimde saptanmalı ve özellikle sigortalıya ait işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal ettiği tarih ile iş kazası aynı tarihe rastlıyor ise, işe giriş bildirgesinin daha önce verildiğinin ispat yükünün işverene ait olacağı gözetilerek sonucuna göre, davalı şirketlerin 10. maddeye dayalı olarak sorumlu olup olmadığı belirlenmelidir.
2-Öte yandan, trafik kazası nedeniyle sağlık hizmet sunucularınca verilen tedavi hizmet bedellerinin tamamının ... tarafından karşılanması esasının getirilmesi amacıyla 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih 6111 sayılı Yasanın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. ….” hükmü getirilmiştir.
6111 sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren geçici 1. maddesi ile de "Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri ... tarafından karşılanır. Söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59 uncu maddesine göre belirlenen tutarın % 20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülükleri sona erer…..” hükmü öngörülmüştür.
Davalıların, tedavi gideri nedeniyle Kuruma karşı sorumluluğunun, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirildiği ve anılan yasa, dava açldıktan sonra yürürlüğe girmekle; tedavi gideri alacağının konusuz kaldığı gözetilmemiştir.
3-Davalı sigorta şirketi bakımından, Kurumun 22.09.2004 tarihli yazısı gözetilerek, 01.10.2004 tarihinden itibaren temerrüt olgusunun oluştuğu kabul edilmişse de; söz konusu yazının, ... isimli başka bir sigortalıya ilişkin olduğu alaşılmıştır.
Sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı yönünden; ilgililerce gerekli belgeler eklenerek 2918 sayılı Kanunun 99. maddesi ile 26.7.2007 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Güvence Hesabı Yönetmeliği"nde öngörülen şekilde başvurulduğu halde
8 iş günü içerisinde ödeme yapılmamışsa 8 iş günlük sürenin sonunda temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Hiç başvurulmamış ya da gerekli belgeler eklenmeksizin başvurulmuş ise sigorta şirketinin temerrüdünden söz edilemez. Bu durumda faiz başlangıcının, şirkete karşı girişilen icra takip tarihi, ya da takibe girişilmeden dava açılmışsa dava tarihi olarak kabul edilmesi gerekir.
Dosya kapsamına göre, sigorta şirketi yönünden davadan önce temerrüde düşürüldüğünü gösterir belge bulunup bulunmadığı araştırılmaması, ayrıca; birleşen dava yönünden sigorta şirketine husumet yöneltilmediği halde, taleple bağlılık ilkesi ihlal edilerek karar verilmiş olması isabetsizdir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında araştırma ve irdeleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı ve davalı sigorta şirketi vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ...."ye iadesine, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.