Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4129
Karar No: 2020/7125
Karar Tarihi: 26.11.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/4129 Esas 2020/7125 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/4129 E.  ,  2020/7125 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki hizmet akdinden kaynaklanan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalıya ait ... plakalı minibüste 18.10.1992 - 04.08.2009 tarihleri arasında şoför olarak çalışmasına rağmen 18.10.1992 - 16.07.1997 ile 01.01.2000-09.06.2002 tarihleri arasındaki çalışmalarının SGK"ya bildirilmediğini, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, hasılatın %20"sine tekabül eden 50-60 TL günlük kazanç elde ettiğini ve hiç yıllık izin kullanmadığını, işverenin bu borçlarına mahsuben bir kısım banka borcunu ödediğini, henüz ödenmeyen bakiye borç bulunduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçi alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
    Davalı; davacının evli bir kadınla ilişki yaşadığını, uyarıldığı halde son zamanlarda bu bayanı dolmuşta yolculardan para toplama elemanı gibi taşıyan davacının, akşamları son seferleri yapmamaya da başladığını, uyarılması üzerine davacının işten ayrılmayı tercih ettiğini, hak etmemesine rağmen davacıya para ödendiğini ve ibraname alındığını ve ayrıldığı tarihte aldığı son ücretinin günlük ortalama 25-30 TL olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İş Mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile; 15.899,20 TL net kıdem tazminatının, 3.295,91 TL net ihbar tazminatının, 1.561,75 net yıllık izin ücretinin tahsiline ve fazlaya ilişkin taleplerin reddine dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin, 14.04.2015 tarihli, 2015/5657 Esas, 2015/7114 Karar sayılı ilamıyla "gerek davacı tarafın kabulünde olduğu gerekse davacı ve davalı tanık anlatımlarından anlaşıldığı üzere, davalının da davacının çalıştığı minibüste çalıştığı, çalışan sayısının üçü geçmediği sabittir. Bu nedenle dava konusu olayda esnaf faaliyeti söz konusu olup mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek isteklerin kısmen hüküm altına alınması hatalıdır." gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece; bozmaya uyularak, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.
    Görevli Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 12.895,91 TL kıdem tazminatının akdin fesih tarihinden (04/08/2009) itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının yıllık izin ve ihbar tazminatı talebinin reddine, davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve fazla çalışma ücretine ilişkin olarak İzmir 4. İş mahkemesi"nin 2010/669-2013/317 E-K sayılı ilamında bu taleplerin kabul edilmediği davacı temyizi bulunmadığından usulü kazanılmış hak gözetilerek bu taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle görevsiz mahkemece verilen karara yönelik davacının temyiz talebinin olmaması nedeniyle doğan usulü kazanılmış hakkın varlığı ile delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı, davalının minibüsünde 18-10.1992-04.08.2009 tarihleri arasında çalıştığını iddia ederek, haklı bir neden olmadan sona erdirilen hizmet akdinden doğan kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, genel tatil ve hafta tatili ücretlerine dair alacaklarını talep etmiştir. Davalı ise, davacının SGK hizmet cetvelinde belirtilen sürelerde yanında çalıştığını, kendisinin işten çıktığını ve buna rağmen kendisine dava konusu alacak ve tazminatlara ilişkin ödeme yaptığını, başka bir alacağı olmadığını beyan etmiştir. Bu durumda; iddia ve savunma karşısında, mahkemece, öncelikle taraflar arasındaki hizmet süresine ilişkin itilaf giderilmelidir. Dinlenen tanık beyanları ile sigortalı hizmet cetveli birlikte değerlendirilerek, tanıkların; davacının, davalı yanında çalıştığını beyan ettiği tarihlerin, hizmet cetvelinde başka bir iş yerinde çalışıldığına dair kayıt yok ise davalı yanında çalışması olarak kabul edilmek suretiyle hizmet süresi belirlendikten sonra, ücret konusundaki itilaf nedeniyle davacının çalıştığı tarihlere ilişkin emsal ücret araştırılması yapılmalı ve bu miktarlar ile tanık beyanları ve tarafların iddiaları da dikkate alınarak ücretin belirlenmesi gerekir.
    3-Mahkemece; taraflar arasındaki hizmet akdinin feshedildiği tarih itibariyle 818 Sayılı BK"nin uygulanması gerektiği yönündeki kanaati yerinde olmuşsa da, gerekçede çelişki oluşturularak İş Kanunu yönünden kıdem tazminatı hesaplanarak kıdem tazminatına hükmedilmesi hatalıdır. Zira taraflar arasındaki uyuşmazlık BK’nda düzenlenen hizmet akdinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle alacak ve tazminat talepleri belirlenirken sadece 818 sayılı BK’nin uygulanması gerekir. Uyuşmazlığa ilişkin 818 Sayılı BK’nin 344. maddesi’nde, "muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi feshedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasından iki taraftan birini artık akdi icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim takdir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli bir askeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez." hükmü, yine BK’nin 345/1. maddesi’nde ise, "Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinden ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzere, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur." hükmü ve yine anılan maddenin 2. fıkrasında ise, "bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutarak taktir eder." hükmü vazedilmiştir. Yine BK.nun 334. maddesinde, " İşveren işçiye mutat serbest saatler ya da günler vermekle yükümlüdür. İşveren feshi ihbar yapılmasından sonra başka bir iş aranması için işçiye uygun bir zaman vermek zorundadır. Bu durumlarda, işverenin çıkarlarını olabildiği kadar gözetmek gerekmektedir." BK"nin 340./II. maddesinde ise, iki haftalık bir ihbar süresi öngörülmüştür.
    Somut olaya dönülecek olursa; maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava hizmet akdinin haksız olarak davalı tarafından feshedilmesi nedeniyle hak kazanılan işçilik alacakları isteğine ilişkindir. Nitekim davalının iddia ettiği gibi, davacının evli olmasına rağmen başka bir kadınla ilişki yaşaması ve bu kadını davalının minibüsünde çalıştırması ve davacının çalışma günlerinde bu kadın nedeniyle son seferlerini yapmamış olması nedeniyle kusurlu olduğunu ve kendisinin işi bıraktığına dair dinlenen davalı tanıklarının beyanları görgüye dayalı olmadığı ve davalının hizmet akdini haklı bir nedenle feshettiğine dair başkaca bir delil sunamadığından davacının hizmet akdinin, davalı tarafından, haklı bir neden olmadan feshedildiği anlaşılmıştır. Bu durumda davacı BK madde 345’de yer alan tazminata hak kazandığı gibi davalı fesih için gerekli ihbar süresinin sonunu beklemeden sözleşmeyi feshettiğinden BK’nin 340. maddesi gereğince ihbar tazminatına da hak kazanmıştır. Ayrıca davalının, davacıya yıllık izin kullandırdığına dair yazılı bir belge sunmamış olması nedeniyle de yıllık izin ücreti alacağının bulunduğu kabul edilerek çalışma süresine göre yapılacak hesaplama neticesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
    4-Davalı taraf, dava konusu alacaklara ilişkin ödeme def’i ileri sürmüş ancak bu husus mahkemece değerlendirilmemiştir. Oysaki dava dilekçesinde da, davalının bir kısım ödeme yaptığı ve bu ödemenin 9.231,00 TL olduğu davacının kabulündedir. Bu durumda davacının alacaklarından bu miktarın mahsubu ile bakiye kısım yönünden davanın kabulü gerektiği dikkate alınmadan karar verilmiş olması da bozma nedenidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci, üçüncü ve dördüncü bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi