MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO


Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, 134 ada 64 parsel sayılı, 256.991,55 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, zilyetlikle iktisabı mümkün olan yerlerden olup sahibinin kim olduğunun belirlenememesi nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış, yargılama sırasında davacılardan ...’ın vefat etmesi üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda keşif avansının verilen kesin süre içerisinde yatırılmaması sebebiyle davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36. maddesinin, mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için dosyanın keşfe hazır hale gelmesinden sonra keşifle ilgili olarak alınacak ara kararında hâkim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayı, tanık ve teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta masrafının, yapılacak tebligatlarla ilgili giderlerin kalemler halinde gösterilip, toplam keşif avansının teminini ve yatırılması için ilgiliye makul bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları ve tanıklara keşif günü çekişmeli taşınmaz başında hazır olmalarının davetiye ile tebliği için uygun bir sürenin bulunmasına azami özen gösterilmesi gerekmektedir. Somut olayda; davacıların tamamına ihtarlı davetiye çıkarılmadığı gibi, mahalli bilirkişi, tanıklar ve tespit bilirkişilerine keşif mahallinde hazır bulunmalarını temin için çıkarılacak davetiyeler nedeniyle ücret tayin edilmemiş ve bu kişilere davetiye çıkarılmasına da karar verilmemiştir. Bu nedenlerle kesin mehile ilişkin ara kararlar usulsüz olup; usulüne uygun bulunmayan kesin süreye dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Hal böyle olunca; mahkemece davacı tarafa eksiksiz olarak belirlenip maddeler halinde gösterilen keşif masrafını yatırması için makul bir kesin süre verilip, buna ilişkin ara karar ile kesin süreye uymamanın sonuçları tüm davacılara yöntemince duyurulmalı, masraf yatırıldığında arazi başında keşif icra edilip, tarafların tüm delilleri değerlendirilip sonucuna göre karar bir verilmelidir. Mahkemece, usulüne uygun olmayan kesin süre kararına dayanarak karar verilmesi isabetsiz ve temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.