3. Hukuk Dairesi 2020/3476 E. , 2020/7133 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 03/02/1999 tarihli tarla satış senedi ile davalılardan 5 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını, o tarihten bu yana taşınmazı kullandığını, ancak davalıların taşınmazı tapuda devretmediklerini ileri sürerek; taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, dava konusu taşınmazın keşifte belirlenecek bedeli veya denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenecek bedeli olan 12.000 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, 27/10/2014 havale tarihli dilekçesi ile tapu iptali ve tescil isteminden vazgeçtiğini bildirmiş, 28/01/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile de alacak talebini 68.182,14 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar; cevap dilekçesi sunmamış, davalılardan ... ve ... ön inceleme duruşmasında alınan beyanlarında; sözleşme üzerindeki imzaları kendilerine ait olduğunu, taşınmaz üzerinde davacının hakkı bulunduğunu, davayı bu şekilde kabul ettiklerini, davalı ... ise taşınmazı halen davacının kullanmakta olduğunu bildirmişlerdir.
Mahkemece; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, alacak isteminin kabulü ile davaya konu taşınmazın davalılara iadesine dair verilen hüküm, davalıların temyizi üzerine Dairece verilen 08/11/2018 tarihli ve 2018/4819 E. 2018/11301 K. sayılı kararla; talep bulunmamasına rağmen dava konusu taşınmazın davalılara iadesine karar verildiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararına uyan mahkemece; davacının tapu iptal tescil talebinin reddine, 68.182,14 TL alacağın 12.000 TL"sinin dava tarihinden, kalan kısmının ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava; davalılara (satıcı) ait tapulu taşınmazın, davacıya (alıcı) satışı için haricen imzalanan sözleşme nedeniyle ödenilen bedelin, yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Davaya konu 03/02/1999 tarihli sözleşme; TMK"nın 706, TBK"nın 237, Tapu Kanunu"nun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 ve 89 uncu maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Bu nedenle, taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri isteyebilirler. Esasen bu hususlar, mahkemenin de kabulündedir.
Öte yandan, davaya konu taşınmazın taşınmazın davanın açıldığı tarihte davacının zilyetliğinde olduğu ikrarıyla sabittir. Her ne kadar, davacı 30/03/2015 tarihinde taşınmazdaki zilyetliğine son verdiğini ileri sürmüş ise de, davalılar taşınmazın halen davacı tarafından kullanılmakta olduğunu bildirmişlerdir.
Bu durumda, mahkemece; davacının, halen davaya konu taşınmazda zilyet olması nedeniyle, satış bedeli olarak ödenen paranın faizsiz, taşınmazın ise bedelsiz olarak iade edileceği gözetilerek, alacağın taşınmazın davalıya iade tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken, alacağın dava ve ıslah tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nın 438 /7. maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (1) nolu bendi çıkartılarak yerine "Davacının tapu iptal tescil talebinin REDDİ ile 68.182,14 TL alacağın davaya konu taşınmazın davacı tarafından davalılara iade edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. madde atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.