21. Hukuk Dairesi 2019/3288 E. , 2019/4478 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davası nedeniyle verilen hükmün red onanmasına ilişkin Dairemizin 11/02/2019 gün ve 2018/1276 Esas - 2018/815 Karar sayılı ilamına karşı davalılardan ... Temizlik Ltd. Şti. vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Davalı ... End. Tem. Güv. Ltd. Şti. vekili 12/04/2019 havale tarihli dilekçe ile Dairemizin 11/02/2019 tarih, 2018/1276 Esas, 2019/815 Karar sayılı Onama ilamında maddi hata olduğunu ifade etmiş ve maddi hatanın giderilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8/3. maddesi gereğince İş Mahkemesi kararlarına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama ya da bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
Maddi yanılgı kavramından amaç; Hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin Kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, Adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.
Bu nedenledir ki Yargıtay bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltmesini kabul etmiştir. Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/10-895E ve 2002/838K, 2003/21-425E ve 2003/441K sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, Dairemiz kararında maddi hatanın söz konusu bulunduğu anlaşılmakla Dairemizin 11/02/2019 tarih, 2018/1276 Esas, 2019/815 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına karar verilerek itiraz kapsamında dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Bu aşamada usuli kazanılmış hak kavramının da üzerinde durulması faydalı olacaktır. Usuli kazanılmış hak davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Bu kapsamda, davalı ... Ltd. Şti. vekilinin, maddi tazminat isteminde ileri sürdüğü, Dairemizin onama ilamındaki temyiz harcının hatalı bir şekilde temyiz talebinde bulunmayan ... Temizlik Ltd. Şti.’ye yüklenilmesi itirazı dikkate alınarak, maddi hatanın giderilmesi gerekmiştir.
Bu kapsamda dosyanın yeniden incelenmesi ile;
Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlar için kesinlik sınırı, karar tarihi itibariyle 41.530,00TL’dir.
Davacı vekili, 153.081,49TL maddi, 10.000,00TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece 153.081,49TL maddi, 9.000,00TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen 20/12/2017 tarihli kararda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Bölge Adliye Mahkemesi kararını, davalı ... AŞ vekili temyize getirmiştir. Bu kapsamda;
1- Manevi tazminat miktarının, aleyhine hüküm verilen yönünden temyiz sınırının altında kaldığı açıktır.
O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden temyiz kabiliyeti olmayıp, davalı ... AŞ vekiline ait temyiz itirazlarının 6100 sayılı HMK."nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİNLİKTEN REDDİNE karar verilmiştir.
2- Maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise temyiz kapsamına ve nedenlerine, dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçelere, maddi delillere göre ve özellikle Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmaması gözetilerek, davalı ... AŞ vekilinin temyiz itirazlarının reddine, usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalı ...ye yükletilmesine, 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.