Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4421
Karar No: 2019/12755

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/4421 Esas 2019/12755 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2019/4421 E.  ve 2019/12755 K. sayılı kararda, boşanma davası sürecinde yapılan muhakeme sonucunda davacı erkeğin sürekli sorgulayan telefon görüşmeleri olduğu, bu hususta davacının çalışma arkadaşlarını da arayıp davacı hakkında nerede kiminle olduğu hususunda bilgi talep ettiği, bunun süreklilik gösterdiği tanık beyanları ile sabit olduğu belirtilerek, davalı kadının bu şekilde kusurlu olduğu, buna karşın davacı erkeğin bir başka bayan ile ilişkisini ortaya koyan mesajlaşma ve görüşmelerin ortak çocuk ve davalı kadın tarafından tespit edilip bu hususun davalı tanığı tarafından doğrulanması karşısında sadakate aykırı ve geçimsizlikte bu şekilde kusurlu olduğu belirtilmiştir. Kararda, mahkemenin davacının ağır kusurlu olduğu yönündeki değerlendirmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı ve bu nedenle davacının istinaf başvurusu bulunmadığından bu hususa değinilmekle yetinildiği ifade edilmiştir. Ayrıca, davalı kadına yapılan tebligatın geçersiz olduğu ve dava dilekçesine süresinde cevap verdiği belirtilerek, davalı kadının süresinde sunduğu cevap dilekçesinde bildirmiş olduğu savunmalar ve iddia ettiği vakıalar kapsamında
2. Hukuk Dairesi         2019/4421 E.  ,  2019/12755 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından eksik inceleme, kusur belirlemesi, iştirak nafakalarının miktarı, yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    İlk derece mahkemesince davacı erkek tarafından Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi kapsamında açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda “Davalı kadının davacı erkeğin sürekli sorgulayan telefon görüşmeleri olduğu, bu hususta davacının çalışma arkadaşlarınıda arayıp davacı hakkında nerede kiminle olduğu hususunda bilgi talep ettiği, bu hususun süreklilik gösterdiği tanık beyanları ile sabit olmakla davalı kadının geçimsizliğe sebep olaylarda bu şekilde kusurlu olduğu buna karşın davacı erkeğin bir başka bayan ile olağan dışı görüşmeleri davalı kadın tarafından tespit edilip dargınlıkların barışma ile sonuçlanmasına rağmen davacı erkeğin bir başka bayan ile ilişkisini ortaya koyan mesajlaşma ve görüşmelerin ortak çocuk ve davalı kadın tarafından tespit edilip bu husus davalı tanığı ... tarafından doğrulanması karşısında sadakate aykırı ve geçimsizlikte bu şekilde kusurlu olduğu” gerekçesi ile boşanma davasının kabulüne, ortak çocukların velayetinin davalı anneye verilmesine, her bir çocuk için aylık 250 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalı lehine tedbir nafakası takdirine yer olmadığına, davacı erkeğin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi ve iştirak nafakasının miktarı yönünden istinaf edilmiştir.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 12.03.2019 tarihli, 2017/2662 esas ve 2019/438 sayılı kararı ile davalı tarafın usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, yasal süre geçtikten sonra davaya cevap verdiği, bu sebeple usulüne uygun olarak vakıaya dayanmadığından ve delil ileri sürmediğinden, davacıya kusur izafe edilemeyeceği, davalı kadının, kıskançlık göstererek, sürekli davacının iş yerini arayarak onu zor durumda bıraktığının tanık beyanı ile ispatlandığı, buna göre davalı kadının tam kusurlu olduğu, mahkemenin davacının ağır kusurlu olduğu yönündeki değerlendirmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı, buna rağmen davacı tarafın istinaf başvurusu bulunmadığından bu hususa değinilmekle yetinildiği ve bu nedenlerle davalının kusura yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği belirtilmiştir.
    Tebligat Kanununun 20"nci ve 6099 sayılı Kanunla değişik 21"nci ve özellikle bu Kanunun uygulanmasına dair Yönetmeliğin 30"ncu maddesi uyarınca; adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Gösterilen koşul geçerlilik koşuludur. Davalı kadına dava dilekçesinin tebliğine ilişkin mazbatada tebligattan haberdar edilen kişi sadece imzadan imtina etme hakkına sahipken isim vermekten de imtina etmiştir (Teb. K. m.23/7, m.24/5). Ayrıca muhatabın adreste geçici bulunmama sebebi de tevsik edilmemiştir. Bu haliyle davalı kadına yapılan tebligat geçersizdir. Davalı kadın 26.09.2016 tarihli cevap dilekçesi ile dava dilekçesine cevap vermiş, dilekçesinde davacı tarafından ileri sürülen vakıalara karşı savunmalarını ve davacı erkeğin kusurlu olduğu iddiasına dayanak vakıalarını bildirmiştir. Yukarıda açıklanan sebeple davalı kadına yapılan tebligat geçersiz olduğundan taleplerinin süresinde kabulü zorunludur.
    Şu halde istinaf incelemesinde bulunan bölge adliye mahkemesince yapılacak iş, davalı kadının süresinde sunduğu cevap dilekçesinde bildirmiş olduğu savunmalar ve iddia ettiği vakıalar kapsamında, ilk derece mahkemesince kurulan hükme esas kusur belirlemesine yönelik istinaf sebeplerinin esastan incelenmesinden ibaret iken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme sonucu istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24.12.2019 (Salı)

















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi