Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1826
Karar No: 2020/4070
Karar Tarihi: 14.09.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/1826 Esas 2020/4070 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2019/1826 E.  ,  2020/4070 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakanları ..."ın adına kayıtlı 618 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerini ölünceye kadar bakma akdi ile davalı gelini ...’a temlik ettiğini, mirasbırakanın bakıma ihtiyacı olmadığını, aylık düzenli geliri olduğunu, bu suretle temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, mümkün olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, 35 yıl boyunca mirasbırakan ile aynı konutta yaşadığını, bakım borcunu yerine getirdiğini, ayrıca mirasbırakanın dava konusu taşınmazlar haricinde iki taşınmazını satarak bedelini çocukları arasında paylaştırdığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, mirasbırakanın davalıya yaptığı pay temliklerinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin karar, Dairece; “...Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Hal böyle olunca, mirasbırakan adına ölüm tarihi itibariyle başka taşınmaz olup olmadığının araştırılması, var ise bunların değeri de keşfen saptanarak makul oranın buna göre belirlenmesi, murisin davacı ile dava dışı çocuklarına da taşınmaz temlik edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması ve kayıtlarının getirtilmesi, toplanan ve toplanacak tüm deliller yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca değerlendirilip mirasbırakan Aliye’nin gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerekirken noksan soruşturma ile yetinilip yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1922 doğumlu mirasbırakan ...’ın 21.11.2009 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı oğlu Salahattin ile dava dışı çocukları Muazzez ve Mehmet’i bıraktığı, davalı ...’in Mehmet’in eşi olduğu; mirasbırakanın adına kayıtlı 618 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerini 08.02.2008 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile davalı gelinine temlik ettiği, davalı adına tescilin 19.08.2011 tarihinde yapıldığı; Çerkezköy Tapu Müdürlüğünün 27.09.2018 tarihli cevabi yazısında, mirasbırakanın dava konusu taşınmazlardan başka aktif-pasif taşınmaz kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
    Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
    Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 01.04.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
    Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
    Somut olaya gelince; davalı tanıkları mirasbırakanın başka taşınmazlarını satıp bedelini mirasçılarına verdiğini beyan etmişseler de; dosyaya yansıyan belgelerden mirasbırakanın halen adına kayıtlı taşınmazı olmadığı gibi sağlığında temlik ettiği davaya konu taşınmazlar haricinde başka taşınmazının da olmadığı anlaşılmıştır.
    Diğer yandan; mahkeme, bozma ilamındaki muhalif üyenin gerekçesini “kes, kopyala, yapıştır” tekniğiyle aktararak gerekçesini oluşturmuş, hangi tanığın beyanına hangi gerekçe ile üstünlük tanıdığını belirtmemiştir.
    Hal böyle olunca, mirasbırakanın sağlığında sattığı başkaca taşınmaz bulunup bulunmadığı hususunun bu doğrultuda beyanda bulunan tanıklar yeniden dinlenmek suretiyle açıklığa kavuşturulması, dinlenen tanıklardan hangisine hangi nedenlerle üstünlük tanındığının irdelenmesi ve diğer delillerle birlikte yukarıdaki ilkeler gözetilmek suretiyle temlikin ölünceye kadar bakım amacıyla mı, yoksa mal kaçırma amacıyla mı yapıldığı hususu tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi