1. Hukuk Dairesi 2021/6508 E. , 2021/3952 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescili davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Hazine, asli müdahil ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği görüşüldü.
Davacı ..., taşınmazın evvelinde babasına ait iken mirasçılar arasında yapılan rızai taksim sonucunda çekişmeli ... ada ..., ... ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazların davacı ve kardeşleri ... ve ...a düştüğünü kadastro tespitinin ise Hazine adına yapıldığını belirterek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Kadastro sonucu ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ... ada ... ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazlar devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, ... ada ... parsel sayılı taşınmaz ise kamu orta malı niteliğinde mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir.
Yargılama sırasında ... ve ... davacı yanında davaya katılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile ... ada ... ve ... parsellerin içerisinde bulunan 17/03/2015 havale tarihli fen raporunda (A), (B), (C), (D), (E) harfi ile gösterilen bölümlerin davacının murisinin veraset ilamındaki hissesi oranında tesciline, ... ada ... parsel yönünden davanın reddine, karar verilmiştir.
Mahkemece, tespit tarihine göre çekişmeli taşınmazların bir bölümü üzerinde davacı ... yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle murisi ...’nun veraset ilamındaki hissesi oranında davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmadığı gibi, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama da hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, bir davanın esası hakkında değerlendirme yapılabilmesi için öncelikle taraf ehliyetinin bulunması zorunlu olup, bu husus dava şartı olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/1-d maddesi gereğince mahkemelerce re"sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda, davacı tarafından, çekişmeli taşınmazın kendisi ve asli müdahillere ait olduğu ileri sürülerek, Hazineye karşı tescil istemiyle dava açılmıştır.
Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, taşınmazların davacı ve kardeşlerine babası ve dedesinden intikal ettiğini, onların ölümü ile mirasçılarının kullandığını, taşınmazların mirasçıları arasında taksim edilmediğini beyan etmişlerdir. Ne var ki, davacı ... gerek dava dilekçesinde, gerekse aşamalardaki beyanında, taşınmazın kendisi ve kardeşlerine taksim edildiğini iddia etmişse de bu hususu ispatlayamamıştır. Davalı Hazine, davacının murisi ... terekesine karşı 3. kişi konumundadır. Davacı ile müdahil davacıların murisinin, davacılar ve müdahil davacı dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşılmakta olup, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK"nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının temyiz eden asli müdahile iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.