Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1976
Karar No: 2019/4496
Karar Tarihi: 18.06.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/1976 Esas 2019/4496 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/1976 E.  ,  2019/4496 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

    Asıl dava bakımından davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesini talep etmiş, birleşen davalar bakımından davacı, meydana gelen olay nedeniyle uğramış olduğu zararların ve davalıya ödenen avans bedellerinin tespiti ve tahsilini talep etmişlerdir. Yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen 2016/204 Esas sayılı davanın kabulüne, birleşen 2016/203 Esas sayılı davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı ve ... San. Tic.Ltd. Şti. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, ... San. Tic.Ltd. Şti. Vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen 2016/204 Esas sayılı davanın kabulüne, birleşen 2016/203 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararının süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve ... San. Tic.Ltd. Şti. Vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18/06/2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı-birleşen dava davacısı ... San. Tic.Ltd. Şti. Vekili Av. ... ile karşı taraf vekili Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    K A R A R
    A)Davacı İstemi – Birleşen Davalarda Cevabı;
    Davacı (birleşen davada davalı) vekili dava dilekçesinde özetle, davacının, davalıya ait fabrikada imalat işçisi olarak çalışırken 24.01.2013 tarihinde uğradığı iş kazasında yaralandığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, kaza tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Islah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 81.375,79 TL’ye arttırmıştır.
    Birleşen 2016/203 Esas sayılı dosya cevap dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki hususların tamamının gerçekdışı olduğunu, kaza nedeniyle mahkemenin 2015/612 Esas sayılı dosyasıyla maddi-manevi tazminat istemli dava açtıklarını ve o davanın derdest olduğunu, bu nedenle öncelikle davaların birleştirilmesini talep ettiklerini; davalının geçim darlığına düştüğü ve 7.500 TL avans borcu olduğunun doğru olmadığını, davalıya kaza sonrası tedavi için destek olunduğunu ve bunun Yargıtay içtihatları gereği maddi yardım niteliğinde olduğunu; kazanın davalının tebliğ aldığı iddia edilen haciz yazısıyla ilgili olmadığını zira yazıyı davalının değil işverene tebliğ edildiğini ve davalının bu tebligattan haberi dahi olmadığını; kazanın sorumlusunun işçisine eğitim vermeyen ve kaza yerinde gerekli koruyucu önlemleri almayan işveren olduğunu; kaza nedeniyle diğer işçilerin performanslarının düştüğü ve bu sebeple işverenin zarara uğradığı iddialarının da asılsız olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
    Birleşen 2016/204 Esas sayılı dosya cevap dilekçesinde özetle, dosyanın mahkemenin 2015/612 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, haksız olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
    B)Davalı Cevap ve Birleşen Davalarda İstemi ;
    Davalı (Birleşen Davalarda Davacı ) vekili cevap dilekçesinde özetle, ilk olarak zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazları ile yetki itirazlarının bulunduğunu, dava konusu olayın tamamen davacının dikkatsiz davranışından ve kaynaklandığını, kendisine borç para verildiğini, bu borcun da ödenmediğini, tüm bu nedenlerle mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Birleşen 2016/203 Esas sayılı davanın dava dilekçesinde özetle, davalının davacı işyerinde çalışırken piyasadaki çeşitli firmalara borçlanması sebebiyle hakkında 11 ayrı icra takibi yapılarak maaşından kesinti yapılmasının davacı firmadan istendiğini, davalının maaşından kesinti yapılması sonucu geçim darlığına düşmesi nedeniyle davacı işverenden değişik tarihlerde toplam 7.500,00 TL avans aldığını; yine 24.01.2013 tarihinde hakkındaki bir icra takibiyle ilgili tebligatı alınca moralinin bozulması sebebiyle işyerinde iş kazası geçirdiğini davacının kusuru nedeniyle gerçekleşen söz konusu iş kazası sonucunda davalı işyerinde bir süre üretime ara verildiğini, işçilerin de işi bırakarak kaza mahalline geldiklerini, işçilerin morallerinin bozulması sonucu performanslarının düştüğünü beyanla davacının bu nedenlerle uğradığı zararlara karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen 2016/204 Esas sayılı davanın dava dilekçesinde özetle, davalının müvekkili şirkette çalışırken üst üste iki günden fazla görevine gelmemesi nedeniyle iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davalı hakkında müvekkili şrkete alacaklı üçüncü kişi firmalar tarafından ayr ayrı toplam 11 adet icra takibi yapıldığını, icra takiplerinden dolayı davalının ücretlerinden kesinti yapıldığını ancak davalının takriben 20.000 TL borcu olması nedeniyle maaşından yapılan kesintilerle bu borçların tamamının davalı tarafından üçüncü kişilere ödenemediğini, davalının mali sıkıntıları nedeniyle müvekkili şirkete başvurarak ücretinden icra kesintisi yapılması nedeniyle geçim darlığına düştüğünü bu nedenle kendisine avans verilmesini talep ettiğini, bunun sonucunda ekli listede belirtilen avansların davalıya verildiğini, tüm bu nedenlerle davalının almış olduğu avans miktarlarının tespiti ile şimdilik 7.500 TL’nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
    Özetle 31/07/2016 tarihli kusur bilirkişi heyeti raporu ile kazazede davacının %20, davalı işverenin %80 oranında kusurlu olduğu, hesap bilirkişinin 11/01/2017 tarihli raporu ile davacı kazalının iş kazasından kaynaklanan maddi zararının 81.375,79 TL olduğunu, birleşen 2016/203 Esas sayılı dosyada davacının maddi tazminat talebini ispatlayamadığı, birleşen 2016/204 Esas sayılı dosyada davalı işverenin 7.500,00 TL"yi davacıdan talep edebileceğini tespit edildiği,
    Asıl dava ile ilgili olarak, somut olayda kusur durumunun tespitine ilişkin olarak 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporun dosya kapsamına ve olayın gelişimine uygun olduğu gibi kapsamlı, gerekçeli ve denetime elverişli olması nedeniyle bu rapora itibar edilmesi gerektiği, hesap raporun dosya kapsamına ve olayın gelişimine uygun olduğu gibi kapsamlı, gerekçeli ve denetime elverişli olması nedeniyle bu rapora itibar edilmesi gerektiğ, bu nedenlerle davacının maddi zararının 81.375,79-TL olduğu anlaşıldığından bu miktarın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği, 818 sayılı Borçlar Kanununun 47 .maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi) hükmüne 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre somut olay değerlendirildiğinde, manevi tazminat olarak 40.000,00 TL takdir edildiği,
    Birleşen 2016/203 Esas sayılı dava ile ilgili olarak ; davaya konu iş kazasının meydana gelmesinde davacı şirketin asli kusurlu olduğu, ..."a izafe edilen kusurun ise tali nitelikte bulunduğu, bu durum dikkate alındığında kaza olayının öncelikli olarak davacı şirketin kusurundan meydana geldiğinin ve bu nedenle de şirket aleyhine asıl dosyada maddi ve manevi tazminata hükmedildiği, diğer yandan davacı şirketin tüm dosya kapsamına göre meydana gelen olay nedeniyle üretime ara verildiği, işçilerin kaza nedeniyle morallerinin bozulup performanslarının düştüğü hususundaki iddialarını da ispat edemediği gibi meydana gelen iş kazası ile davacı şirketin zarara yönelik iddiaları arasında illiyet bağı bulunduğuna yönelik herhangi bir delil de ibraz ederek bu konudaki iddiasını da ispat edemediği anlaşıldığından 2016/203 esas sayılı dosyası ile açmış olduğu davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kanaatine varıldığı,
    Birleşen 2016/204 Esas sayılı dava ile ilgili olarak, tüm dosya kapsamına göre davalı tarafça, şirketin yapmış olduğu ödemelerin kabul edildiği ancak iddiaya konu ödemelerin iş kazası nedeniyle işveren tarafından yardım amaçlı olarak verildiği yönünde beyanda bulunulduğu, davalı işçinin iş kazasını 24/01/2013 tarihinde geçirmiş olduğu, davacı şirket tarafından davalıya yapılan ödemeler incelendiğinde iş kazasının meydana geldiği tarihten öncede davacı şirket tarafından davalıya ödemeler yapıldığı anlaşıldığından davalı tarafın davacı şirket tarafından yapılan ödemelerin iş kazası nedeniyle yardım amaçlı yapılan ödemeler olduğu yönündeki savunmasına itibar edilemeyeceği, ayrıca davalının maaşı üzerindeki hacizler ve davalının elden almış olduğu 1.000,00 TL ile ilgili olarak senet düzenlemesi hususu da davacı şirket tarafından davalıya yapılan ödemelerin avans mahiyetinde ödemeler olduğunu ve davacı tarafın bu konudaki iddialarını teyit ettiği, davalı tarafın ödendiğini kabul ettiği ancak bu miktarın iş kazası nedeni ile ve yardım amaçlı yapılan ödemeler olduğu hususunu ileri sürmesi nedeniyle bu ödemelerin davalının ücretinden kesilip kesilmediğinin tespiti açısından yeniden bilirkişiden rapor alınmasına gerek olmadığı, bu konudaki ispat yükünün ileri sürmüş olduğu iddia nedeniyle davalı tarafa ait olduğu, bu konudaki ispat yükünün gereğinin de davalı tarafça yerine getirilemediği, ayrıca davalı tarafın, davacı tarafça yapıldığı iddia edilen ödemeyi kabul ettiği anlaşıldığından tüm bu nedenlerle 2016/204 esas sayılı dosyası ile açılan davanın kabulü ile 7.500,00 TL avans alacağının davalı ..."dan alınarak davacı şirkete ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
    D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı :
    Yerel Mahkeme kararına karşı hem davacı hem davalı tarafça istinaf bvaşvurusunda bulunulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, Davalı taraf istinafı değerlendirilerek:
    “Davalı işveren vekili öncelikle asıl davada kusur oranlarının tespitinde hata yapıldığını belirterek istinaf yoluna başvurduğu, dosyada mevcut İş Müfettişi tarafından tanzim olunan 09.09.2015 tarihli raporda olayın iş kazası olduğu ve kazanın meydana gelmesinde işverenin %80, işçinin ise %20 kusurlu olduğuna ilişkin rapor ile mahkemece alınan kusur heyet raporundaki tespitlerin birbirini teyit ettiği dikkate alındığında istinaf talebinin yerinde olmadığı sonucuna varıldığı, davacının iş göremezlik derecesinin %23 olduğuna ilişkin tespiti ve bu rapor ile kusur raporu doğrultusunda alınan hesap bilirkişi raporunda hata bulunmadığı, bu dosya ile birleştirilen ve davacı şirketin davalı işçiden maddi tazminat talebinde bulunduğu dava ile ilgili olarak ise mahkeme gerekçesinde belirtildiği üzere olay nedeniyle işyerinde üretime ara verildiği, işçilerin kaza nedeniyle morallerinin bozulup performanslarının düştüğü hususundaki iddiaların ve meydana gelen iş kazası ile davacı şirketin zarara yönelik iddiaları arasında illiyet bağı bulunduğuna yönelik herhangi bir delil de ibraz ederek bu konudaki iddia da ispat edilemediğinden davacı şirketin mahkemenin asıl dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilen 2016/203 E. sayılı dosyasındaki talebin reddedilmesinde hata bulunmadığı, diğer yandan, davalı şirket vekilinin mahkemece hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurduğu, Mahkemece meydana gelen olayda kaza tarihi, ilgililerin kusur oranları, tarafların sosyal ekonomik halleri, paranın satın alma gücü, gerçekleşen eylemin davacı üzerinde oluşturduğu manevi acı ve ızdıraplar ve özellikle davacının maluliyet oranı dikkate alınarak tarafların zenginleşmesine sebebiyet vermeyecek ve manevi tatmin duygusunu da rencide etmeyecek bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek 40.000,00-TL manevi tazminata hükmedildiği, ancak meydana gelen olaydaki kusur oranı ile birlikte davacının iş göremezlik derecesinin %23 olduğu kabulüne göre hüküm altına alınan miktarın yüksek olduğu kabul edilerek, emsal Yargıtay kararları da dikkate alındığında manevi tazminatın 25.000,00 TL olarak takdirinin hakkaniyete uygun olacağı sonucuna varıldığı belirtilerek davalı şirket vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353-(1) b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verildiği anlaşılmıştır.
    E) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    Dava, sigortalının iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    İlk derece mahkemesince verilen karar ile davacı (birleşen davada davalı) lehine 81.375,79 TL maddi ve 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden faiziyle verilmesine karar verildiği, Birleşen 2016/203 Esas sayılı davanın reddine, Birleşen 2016/204 Esas sayılı davada ise davalı (birleşen davada davacı) lehine 7.500 TL avansın davacı (birleşen davada davalı)dan dava tarihinden faiziyle verilmesine karar verildiği, taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yukarıua açıklandığı şekilde davalı vekilinin istinaf başvurusunun manevi yönünden istinaf başvurusunun kabul edilerek davacı (birleşen davada davalı) lehine 25.000 TL manevi tazminata hükmetttiği, diğer hususlarda ilk derece mahkemesi kararında olduğu gibi karar verdiği, davacı istinaf başvurusu ile ilgili bir değerlendirmede bulunummadığı anlaşılmıştır.
    Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nun istinaf incelemesinin kapsamını düzenleyen 355.maddesinde istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözeteceği belirtilmiştir. Aynı Kanunun 359.maddesinde de istinaf incelemesi neticesinde verilecek kararın içeriği hakkında düzenleme yer almakta olup maddenin “d” bendinde ileri sürülen istinaf sebeplerinin, “e” bendinde ise taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin kararda belirtilmesi gerektiği, aynı maddenin 2. fıkrasında da hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
    Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan incelemede, davalı tarafın istinaf sebepleri değerlendirilmişken, davacı tarafın istinaf sebeplerinin kararda gösterilmemesi, gerekçe kısmında bu sebeplerin tartıtışılmaması, kararın sonuç kısmında da davacı istinaf istemiyle ilgili bir hükme yer verilmemesi hatalı olmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş davacı vekilinin istinaf bavurusu değerlendirilerek yukarıda açıklandığı şekilde bir karar vermekten ibarettir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları ile 6100 sayılı HMK’nun 371/1-ç maddesi gereğince Karara etki eden yargılama eksiklikleri gözetilerek, bu aşamada tarafların temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın incelenmek üzere BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, davacı birleşen davanın davalısı ile davalı-birleşen davanın davacısı ... San. Tic.Ltd. Şti. yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma Avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 18/06/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi