10. Hukuk Dairesi 2015/14737 E. , 2015/17664 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Davacı, davalı işveren ait ... 1.4.1995-10.8.2009 tarihleri arasında (1 Nisan - 31 Aralık) tarihleri arası sürekli çalıştığı halde, bir kısım çalışmalarının bildirilmediğini beyanla, eksik bildirime konu çalışma sürelerinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı vekillerinin tüm davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1. maddesi hükmünde “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı, 02/09/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08/06/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20"nci maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” düzenlemesinin yer alması ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağının 506 sayılı Kanun, giderek 79. madde olduğu kabul edilmelidir.
506 sayılı Kanunun 79. maddesine dayalı bu tür davaların kamu düzenine ilişkin bulunmaları, sigortalılığın zorunlu, kişiye bağlı ve devredilemez bir hak olması nedeniyle özel bir duyarlılıkla araştırma yapılarak deliller resen toplanmalıdır.
Davacı, davalı işveren ait ... 1.4.1995-10.8.2009 tarihleri arasında (1 Nisan-31Aralık) tarihleri arası sürekli çalıştığı halde, bir kısım çalışmalarının bildirilmediğini beyanla, eksik bildirime konu çalışma sürelerinin tespitine karar verilmesini istemiş Mahkemece, 1.4.1998 - 30.11.1998, 1.4.1999 - 30.11.1999, 1.4.2000 - 30.11.2000, 1.4.2001 - 30.11.2001, 1.4.2002 - 30.11.2002, 1.4.2003 - 28.8.2003 tespitine karar verilmiştir.
Davacıya ait hizmet cetveli ve ibraz edilen bildirgeler incelendiğinde; vergi kayıtlarından davalı işyerinin 20.4.1995 tarihinde faaliyete başladığı, işyerinin davalı Kurum tarafından 20.7.1996 tarihinde kapsama alındığı, davalı işyerinden 20.7.1996 tarihinde işe başladığına dair davacı adına işe giriş bildirgesi verildiği, davacı adına davalı işyerinden 1.7.1997 - 31.7.1997, 28.3.2003 - 3012.2003, 24.5.2004 - 30.11.2004, 22.8.2006 - 31.12.2006, 15.5.2007 - 20.10.2007, 12.4.2008 - 12.10.2008, 27.3.2009-22.10.2009 tarihleri arası ve 12.5.2006-3.7.2006 tarihi arası dava dışı işyerinden sigortalı hizmetinin SGK"ya bildirildiği, Mahkemece, 1.4.1998 - 30.11.1998, 1.4.1999 - 30.11.1999, 1.4.2000 - 30.11.2000, 1.4.2001 - 30.11.2001, 1.4.2002-30.11.2002, 1.4.2003-28.8.2003 tarihler arası dönemler yönünden hizmetin tespiti yönünde verilen hüküm yerinde ise de talebe konu 1.4.1995-1.7.1997 ile bildirim yapılmakla birlikte talebe konu çalışıldığı belirtilen nisan-aralık döneminde eksik bildirilen süreler yönünden reddine karar verilmesi hatalıdır.
Mahkemece, davacı adına dava dışı işyerinden 12.5.2006-3.7.2006 tarihleri arası bildirim bulunduğundan çalışma kesintiye uğradığı, bu kapsamda dava dışı işyeri kayıtları getirilerek davalı işverenle organik bağının bulunup bulunulmadığı araştırılmalı şayet organik bağ var ise reddilen 1.4.1995 - 30.11.1996 ile eksik bildirilen süreler yönünden irdeleme yapılmalı şayet organik bağ yok ise, çalışma kesintiye ugradığından işe giriş bildirgesi öncesi olan 1.4.1995 - 20.7.1996 dönemi hak düşürücü süreye uğrayacağı açık olup 20.7.1996-30.11.1996 ile bildirim dışı bırakılan süreler (1.4.2004 - 23.5.2004, 1.4.2006 - 21.8.2006, 1.4.2007 - 16.5.2007, 1.4.2008 - 11.4.2008, 12.10.2008 - 30.11.2008) yönünden irdeleme yapılarak çalışma olgusunun araştırılması gerekir.
Bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Talebe konu tüm dönemleri kapsayacak şekilde dönem bordrolarının tamamı getirtilmeli, resen bordro tanıklarının beyanına başvurulmalı, bordro tanıklarına ulaşılamaması durumunda, aynı yörede komşu veya benzer işleri yapan işverenler ile bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak, re’sen bilgi ve görgülerine başvurulmalıdır. Böylece bu konuda yeterli ve gerekli tüm araştırma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.