Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7214
Karar No: 2022/8927
Karar Tarihi: 24.11.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/7214 Esas 2022/8927 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/7214 E.  ,  2022/8927 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; karın ağrısı şikayetiyle davalı şirkete ait ... Hastanesine başvurduğunu ve diğer davalı doktor ... tarafından muayene edildiğini, davalı doktorun muayenesi sonucu hastaneye yatışının yapıldığını, ertesi gün safra kesesi ameliyatı olduğunu, ancak ameliyat öncesinden gerekli işlemlerin yapılmadığını, operasyon süreci ve operasyonun riski ve olabilecek diğer tehlikeler hakkında aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, ameliyat ile safra kesesinin alınması sonucu ertesi gün fenalaştığını ve ardından ambulans ile üniversite hastanesine sevk edildiğini, üniversite hastanesinde uzun süre tedavi gördüğünü, yapılan ameliyat ile kendisine stent takıldığını ancak iyileşemediğini, davalıların dikkat ve özen yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediklerini ileri sürerek, 150.000,00 TL manevi tazminatın 16.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar; davalı doktor ...’nin davacının şikayetleri doğrultusunda gereken tüm tedavileri eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, davacıya ameliyat sonucu meydana gelebilecek komplikasyonlar hakkında bilgi verildiğini, ameliyat sırasında yapılan kontrolde bir anormallik gözlemlenmediğini, ancak ertesi gün sarılık değerlerinin yüksek çıkması nedeniyle davacının üniversite hastanesine sevk edildiğini, dikkat ve özen yükümlülüğünü eksiksiz şekilde yerine getirdiklerini savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne, 50.000 TL manevi tazminatın 16.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, bozmaya uyularak verilen kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Davanın temeli, doktor ve özel hastanenin sorumluluğuna ilişkin olup, bir davada dayanılan olguları hukuksal açıdan nitelendirmek ve uygulanacak yasa hükümlerini arayıp bulmak hâkimin doğrudan görevidir. (1086 sayılı HUMK. 76.md., 6100 sayılı HMK. 33.md.) Dava, davalı özel hastane ve doktorun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. (dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK. 386, 390. md.)
    Mahkemece davanın reddine dair hüküm, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 06.11.2018 tarih, 2016/4382 Esas, 2018/10280 Karar sayılı ilamı ile “...Duruşmada tanık olarak dinlenen ve davacının sonradan sevk edildiği Erciyes Eğitim ve Araştırma Hastanesinde başhekim olarak görevli ve davacıya stent takılması ameliyatını gerçekleştiren hekimin, normalde müdahale edilmemesi gereken safra yolunun yukarıdan kesilmesi durumunun olduğunu beyan ettiği görülmektedir. Davacının Adli Tıp Kurumu Genel Kurul raporuna karşı itirazında, ameliyatı yapan davalı doktorun safra kanalı diye tabir edilen bölgede pay bırakmadan en dipten keserek bağlantı yapma imkanını bırakmamış olması nedeniyle daha sonradan stent takılmasına sebebiyet verdiğini belirtmiştir. O halde, Mahkemece; üniversiteden, davacının itirazları karşılayan, konusunda uzman, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, davalıların gerekli özen ve dikkate gösterip göstermediği, yapılan işlemlerin tıp bilimi açısından yeterliliği tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda davalıların sorumluluğunu gerektirecek ihmal ve hata bulunup bulunmadığı hususlarını gösteren, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, değinilen bu yön gözardı edilerek eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...” gerekçesiyle bozulmuş; davalıların karar düzelme istemi dairemizin 18.01.2021 tarih, 2020/7812 Esas, 2021/9 Karar sayılı ilamı ile reddedilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, alınan bilirkişi raporlarında davacıda meydana gelen durum komplikasyon olarak nitelendirilerek, davalılara kusur izafe edilmemiş ise de davacının safra kanalının dipten kesildiği ve onarılmaz sağlık sorunlarının meydana geldiği, buna göre safra kanalı dipten değil de olması gereken yerden kesilmesi halinde oluşan durumun komplikasyon olarak nitelendirilmesi gerektiği, safra kanalının dipten kesilmesinin komplikasyon sayılamayacağı, durumun komplikasyon olarak kabul edilmesi halinde dahi TBK’nın 71. maddesi gereği denkleştirme sorumluluğunun söz konusu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. (BK.390/11) Vekil, özenle davranmak zorunda olup, hafif kusurundan bile sorumludur. (BK.321/1) O nedenle doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları (hafifte olsa) sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktor, hastanın zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Doktor tıbbi çalışmalarda bulunurken bazı mesleki şartları yerine getirmek hastanın durumuna değer vermek, tıp biliminin kurallarını gözetip uygulamak tedaviyi her türlü ihtiyat tedbirlerini alarak yapmak zorundadır. Doktor ufak bir tereddüt gösteren durumlarda bu tereddüdü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve orada koruyucu tedbirler almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında seçim yaparken hastanın özelliklerini gözönünde tutmalı onu gereksiz risk altına sokmamalı en emin yolu tercih etmelidir. Gerçekte de mesleki bir iş gören; doktor olan vekilden, ona güvenen müvekkil titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemekte haklıdır. Titizlik ve özen göstermeyen bir vekil, BK. 394/1 uyarınca vekâleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.
    Somut olayda, bozma ilamından önce alınan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu ile Adli Tıp Genel Kurulu tarafından hazırlanan bilirkişi raporlarında ve bozma sonrasında üniversitede görevli doktorlardan oluşan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, davacıya yapılan safra kesesi ameliyatı sırasında safra kanalı hangi seviyeden kesilmiş olursa olsun, bu durumun komplikasyon olduğu, nitekim komplikasyon oluştuğu fark edilir edilmez hastanın zamanında daha deneyimli olan üniversite hastanesine sevk edildiği, davalıların herhangi bir özen ve dikkat eksikliğinin bulunmadığı belirtilmiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; tazminata hükmedilebilmesi için yalnız eylem ile ortaya çıkan sonuç arasında illiyet bağı bulunması yeterli olmayıp, bunun yanında diğer şartların da bulunması gerekmektedir. Buna göre gerek maddi gerekse manevi tazminata hükmedilebilmesi için ortada hukuka aykırı bir eylem, bir zarar, bu zarar ile eylem arasında illiyet bağı ve kusur bulunmalıdır. O halde, yargılama sırasında alınan tüm bilirkişi raporlarında ameliyat sırasında oluşan safra kanalı kesilmesinin herhangi bir dikkat ve özen eksikliğini dayanmayan komplikasyon olduğunun tespit edildiği dikkate alınarak, davalıların eylemi ile meydana gelen zarar arasında davalılara yüklenebilecek bir kusur bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi