Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1453
Karar No: 2020/2030

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/1453 Esas 2020/2030 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2020/1453 E.  ,  2020/2030 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı 06/02/2007 tarihli dava dilekçesi ile; Ormana beldesi, Sünü mevkiinde bulunan taşınmazın yörede 2004 yılında ilk kez yapılan ve 09.08.2006 - 10.02.2007 tarihleri arasında ilan edilen orman kadastrosu sırasında, öncesi tamamen orman dışında olan taşınmazın kadastro komisyonu tarafından orman alanı içinde bırakıldığını bildirerek işlemin iptali ile orman alanı dışına alınmasını talep etmiş, yargılama sırasında arazi kadastrosu yapılmış ve dava konusu yer ve etrafındaki geniş yüzölçümlü olan ve Kavanoz Dağı Devlet Ormanı olarak sınırlandırılan taşınmaza 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince işlem yapılmak üzere tutanağı düzenlenmeden 541 ada 1 parsel sayısı verilmiştir. Mahkemece; davacının davasının kısmen kabulü ile (2B) işaretli kısmın orman sınırları dışına çıkartılmasına karar verilmiş; hükmün Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2008/4979-6741 ve 2008/8695 E. - 11323 K. sayılı bozma kararı ile özetle; “Orman Yönetiminin (A) ve (C) ve (2B) bölümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince; 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde "orman kadastro komisyonlarınca sınırlama ve 2. maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı hak sahibi gerçek ve tüzel kişilerin altı aylık askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde itiraz edebilecekleri" hükmü bulunduğu, kanun metninde yazılı "hak sahibi" ya da "sahiplik" kavramının orman kadastrosunun yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve bu davada uygulanması gereken 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 20/j ve 21. maddeleri ile dava sırasında 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/j ve 24. maddesinde belirtildiği, herhangi bir belgeye dayanmayan ya da orman kadastro tutanağının düzenlendiği tarihe kadar 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı koşulları taşımayan davacı zilyetliğinin korunmaya değer ve kanunda öngörülen "hak sahibi" olmaya ve dolayısıyla davacı kişiye orman kadastrosuna itiraz davası açma konusunda aktif davacı olma sıfatı vermeyeceği öncelikle düşünülerek buna göre inceleme ve araştırma yapılmalı, fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftası yerine uygulanarak bu paftanın düzenlendiği tarihte davacının zilyetliğini gösterir tasarruf çizgileri bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacının kullanımı bulunmuyorsa bu resmi belge karşısında başka bir araştırmaya gerek kalmadan davacının "hak sahibi" olmadığı, dolayısıyla aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmeli, davanın esasının incelenmesine karar verilmesi halinde mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye
    de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; bu şekilde yapılacak araştırmada taşınmazların, orman sayılan yerlerden olduğunun belirlenmesi ya da orman olmamakla birlikte zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığının veya 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde anılan orman içi açıklığı olması veya davacıların hak sahibi (orman kadastrosunun yapıldığı güne kadar 20 yıllık çekişmesiz-aralıksız malik gibi zilyetliğin bulunmaması) olmadığının belirlenmesi halinde yine davanın reddine, orman olmadığı ve orman kadastro tespit tutanağının düzenlendiği güne kadar davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı koşulların oluşması halinde davanın kabulüne” karar verilmesi gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra birleştirilen 2008/304 esas sayılı dosyada davacı ..."ın dava konusu ettiği ve fen bilirkişi ...’ın 28/05/2010 tarihli rapor ve eki krokide 2B (12464,22 m²) harfi ile gösterilen taşınmaza yönelik davasının davacının bu taşınmaza ilişkin orman kadastrosuna itiraz davası açması konusunda aktif dava ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla reddine, birleştirilen 2008/304 Esas sayılı dosyada davacı ..."ın dava konusu ettiği ve önceki keşifte görev yapan fen bilirkişi Gürsel Dönmezkılıç"ın 28.06.2007 tarihli rapor ve eki krokide 1(551,30 m²), 2A (316,66 m²), 3A (421,40 m²) ve 3B (1640,41 m²) ile gösterilen taşınmazlar hakkındaki davanın mahkememizin 20/07/2007 tarihli kararı ile ret edildiği ve bu kısımlar hakkındaki kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, bozmanın da bu kısımlar yönünden olmadığı gözetilerek bu taşınmazlar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı olmadığı halde sehven tutanak aslı gönderilen 534 ada 1, 533 ada 1, 505 ada 12, 315 ada 3 ve 322 ada 1 sayılı parsellere ilişkin kadastro tutanak asıllarının kadastro işlemlerinin olağan usulünce tamamlanması için Manavgat Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, hükümün temyizi üzerine Dairemizin 2011/12274 E. - 2011/11040 K. sayılı kararıyla “Davacı ...’ın çekişmeli (2B) işaretli bölüme ilişkin temyiz itirazları yönünden; mahkemece, davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde belirtilen zilyetlik koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Davacı, 16 Eylül 1993 tarih 2 sıra sayılı tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasıyla tapu kaydına tutunarak dava açtığı halde, tapu kaydı ilk tesisinden itibaren bütün tedavülleri ile birlikte getirtilip uygulanmamış, taşınmazın tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmemiştir. Bu nedenle; mahkemece, davacının dayandığı tapu kaydı ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Müdürlüğünden getirtilmeli, tapu kaydının dava dışı başka taşınmaz yada taşınmazlara revizyon görüp görmediği, tapu müdürlüğü ve kadastro müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmaz yada taşınmazlarla birlikte revizyon gördüğü dava dışı taşınmazları ve bu taşınmazlara dıştan komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita kadastro müdürlüğünden getirtilmeli, bundan sonra dıştan komşu taşınmazların tespit tutanakları ve varsa dayanakları kayıtlar davalı iseler dava dosyaları getirtilmeli, daha sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, uygulamada kaydın revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar varsa özellikle gözönünde tutulmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu taşınmazın dayanılan tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, taşınmazın sınırında eylemli orman olduğundan tapu kaydının miktarı ile geçerli olacağı gözönünde bulundurulmalı, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.” değinilerek bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece davacı ...’ın davasının reddine, İbradi ilçesi, Ormana beldesi, Sünü mevkiinde 541 ada 1 parsel sayılı orman tahdidi içerisinde fen bilirkişisi ...’ın 28.5.2010 tarihli rapor ve eki krokide (2B) (12.464,22 m²) ile gösterilen taşınmazın orman sınırları içerisinde bırakılmasına, Akseki Kadastro Mahkemesinin 2008/262 E. - 2010/238 K. sayılı dosyasında 24.11.2010 tarihli kararına konu ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2011/12274 E. - 2011/11040 K. sayılı kısmen onama kapsamında kalan kısım yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir.
    Dava, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi hükmüne göre altı aylık orman kadastrosuna itiraz olarak açılmış, yargılama sırasında yapılan genel kadastroda temyize konu taşınmazlar tesbit tutanağı düzenlenmeyen 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince kütüğe aktarılmak amacıyla 541 ada 1 parsel sayısı verilen orman parseli içinde gösterilmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 23/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi