16. Hukuk Dairesi 2012/2478 E. , 2012/3882 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 103 ada 3 parsel sayılı 3500,82 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, toprak tevzii çalışmaları sonucunda oluşmuş tapu kaydı ile ... adına kayıtlı olmakla birlikte, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına, 103 ada 4 ve 5 parsel sayılı 3367,84 ve 997,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ise aynı nedenlerle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., 4753 sayılı Yasa ile oluşan tapu kaydına ve taşınmazın 1936 yılından beri Hazinenin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişme konusu 103 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi davalı ... adına, 103 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların ise davalı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, tapunun tesisinden geriye davalı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 46. maddesinde öngörülen 20 yıl süre ile malik sıfatıyla zilyetlik koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taşınmazların bulunduğu bölgede Toprak Komisyonunca 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca çalışmalar yapılmış, bu çalışmalarda kadastro tespiti sırasında taşınmazlara uygulanan ve uyduğu tespit edilen 8.11.1963 tarih ve 414 sıra numaralı tapu kaydı ile taşınmazlar ... adına tescil edilmiştir. Hazinenin dayanağı olan tapu kaydı 4753 sayılı Yasa"ya göre tescil ilamı ile oluşan 11/10/1954 tarih ve 240 ila 243 sayılı tapu kayıtlarının miktar fazlası olması nedeniyle oluşturulmuş olup haritası vardır. Ne var ki kayıt uygulamaları yeterli değildir. Toprak Tevzi Çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazlara uygulanan, ..."nin taraf olmadığı davalıların bayi ... ve arkadaşları tarafından açılan tescil davası sonucu oluşan 11.10.1954 tarih ve 242 sayılı tapu kaydının kuzeyi "mera" sınırı okuması nedeniyle, gayri sabit hudutlu kabul edilip miktar fazlası yönünden davacı ... adına 8.11.1963 tarih 414 sayılı tapu kaydı oluşturulmuştur. Davacı ..."nin taraf olmadığı tescil ilamıyla oluşan 27.09.1954 tarih, 240, 1.10.1954 tarih 241 ve 243, 11.10.1954 tarih 242 sayılı tapu kayıtları ... yönünden kesin hüküm oluşturmamakla birlikte, tapu kayıt malikleri ve devralanlar aleyhine sonuç doğurur. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı ..."nin tutunduğu 08.11.1963 tarih ve 414 sayılı tapu kaydının haritası, tapu kaydı revizyon görmüş ise revizyon gördüğü parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ile ... taşınmazının ayrıldığı belirtme parseli olan 43 parselin belirtme tutanağında uygulanan Eylül 1954 tarih ve 240, Ekim 1954 tarih 241, 242 ve 243 sayılı tescil ilamı ile oluştuğu anlaşılan tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tüm tedavül kayıtları ile kadastro sırasında herhangi bir taşınmaza revizyon görmüşlerse bu taşınmazların kadastro tutanakları özellikle 53 sayılı Toprak Tevzi Komisyonunun 29-K paftası ve 43 sayılı parselinden ifrazen oluşan 103-107 sayılı komisyon parsellerine ait dağıtım cetvelleri ile dağıtım haritası, oluşmuş ise tapu kayıtları, fen bilirkişi rapor ve krokisine göre davacı ..."nin dayanağını oluşturan 08.11.1963 tarih ve 414 sayılı tapu kaydı kapsamında kalan tüm parseller ile bu parselleri dıştan çevreleyen tüm taşınmazlara ait onaylı kadastro tespit tutanak örnekleri ile dayanağı kayıtlar, varsa haritaları ile birlikte getirtilerek, dosya tamamlandıktan sonra; taşınmazlar başında elverdiğince yaşlı, taraflarla akrabalığı olmayan yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tapu fen memuru ve uzman ziraatçi bilirkişi ve tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü, hayatta olmaları halinde belirtme tutanağında imzası bulunan muhtar ve azalar hazır olduğu halde keşif yapılmalıdır. Keşifte, yerel bilirkişiler yardımı ile 08.11.1963 tarih ve 414, Eylül 1954 tarih 240, Ekim 1954 tarih 241, 242 ve 243 sayılı tapu kayıtları uygulanarak hudutları zeminde tek tek göstertilmeli, gösterilen hudutlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli; kayıtların haritaları varsa kapsamları haritalarına göre, aksi halde gayri sabit sınırlı kayıtlar olmaları nedeniyle miktarlarına göre belirlenmeli, tapu kaydı kapsamları belirlenirken söz konusu kayıtların revizyon gördüğü parseller de nazara alınmalı; kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar yönünden tanık bilgisine başvurulmalı; uzman bilirkişiden keşfi denetlemeye imkan verecek şekilde ve tapu kayıtlarının haritaları ile kadastro paftasının ölçeği eşitlenip çakıştırılarak haritaların kapsamını belirleyecek rapor alınmalı; dava konusu taşınmazların, tescil ilamı ile oluşan tapu kayıtlarının miktar fazlası oldukları ve ... tapu kayıtları kapsamında kaldıklarının anlaşılması halinde zilyetlikle edinilemeyecekleri göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Davacı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 30.04.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.