MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO


Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 166 ada 13 parsel sayılı 1.792,80 ve 166 ada 15 parsel sayılı, 2.527,39 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, ... ve ... adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle; 166 ada 19 parsel sayılı 6.493,01 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz... mirasçıları adına, 166 ada 20 parsel sayılı 4.341,94 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... adına tapu kaydı nedeniyle tespit edilmiştir. Davacı Hazine, yasal süresi içerisinde adına tespit gören çekişmeli parsellerin sınırındaki 166 ada 16 parsele uygulanan tapu kaydının miktar eksikliğinin komşu parsellerde kaldığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine çekişmeli parsellerin tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı Hazinenin eksik ölçüldüğünü iddia ettiği taşınmazın tespitinin kesinleştiği, ayrıca Hazinenin dayandığı tapu kaydının güney sınırının değişken nitelik taşıdığı bu nedenle tapu kaydında miktar düzeltme imkanı bulunmadığı belirtilerek hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. Davacı Hazine dava dışı 16 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören tapu kaydının miktarından daha az yerin Hazine adına tespit edildiğini bir başka deyişle Hazine adına kayıtlı tapu kaydının bir kısmının davaya konu taşınmazlar içerisinde kaldığını öne sürerek dava açmıştır. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için Hazinenin dayandığı tapu kaydı ile dava konusu 19 ve 20 parsellerin tespitine esas alınan tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren varsa haritaları ve tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmeli, başkaca taşınmazlara revizyon görüp görmedikleri sorulup saptanmalı, ondan sonra mahallinde keşif yapılarak dava konusu taşınmazların davacı Hazinenin dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız olarak saptanmalı, kayıt kapsamı belirlenirken varsa haritası ölçekleri eşitlenip kadastro paftası ile çakıştırılarak yapılacak uygulama sonucunda haritasına göre kapsamının belirleneceği, haritası yoksa sınırlarına göre kapsamının belirleneceği, gayrisabit hudutlu olması durumunda tapu kaydının yüzölçümü ile geçerli olduğu gözönünde bulundurulmalı, taşınmazların tamamı veya bir kısmının davacı Hazine dayanağı olan tapu kaydı ile tespite esas alınan tapu kayıtlarının her ikisinin de kapsamında kaldığının anlaşılması halinde tespite esas alınan davalı tarafın dayanağı tapu kaydının tescil ilamı ile oluştuğu dikkate alındığında bu tescil ilamında Hazinenin taraf olması halinde taraflar arasında kesin hüküm olacağı, Hazineyi bağlayacağı düşünülmeli ve aksi halde sahih esaslı eski tarihli tapu kaydına değer verileceği düşünülmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.