16. Hukuk Dairesi 2012/3151 E. , 2012/4044 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında 1607 ada 4 parsel sayılı 861.19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bahçe niteliğiyle, beyanlar hanesinde "taşınmaz ve üzerindeki kargir 2 katlı binanın kullanıcısının bilinemediği" şerhi verilerek Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmaz üzerindeki 2 katlı binanın kendisine ait bulunduğunu ileri sürerek; bu hususun beyanlar hanesinde gösterilmesi istemi ile ... Kadastro Genel Müdürlüğüne karşı dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişme konusu 1607 ada 4 sayılı parselin Hazine adına tesciline, beyanlar hanesinde “iş bu taşınmaz ve üzerindeki 2 katlı ikiz binanın kullanıcısının bilinemediği, Maliye Hazinesi adına tespit yapıldı” ibaresi kaldırılarak yerine “iş bu taşınmaz ve üzerindeki 2 katlı kargir bina ..."in kullanımındadır” sözlerinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm davalı ... Müdürlüğüne vekaleten Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmaz ve üzerindeki 2 katlı binanın davacı ..."in kullanımında olduğu gerekçesi ile tutanağın beyanlar hanesinin bu yönde düzeltilmesine karar verilmiş ise de; dava 3402 sayılı kadastro kanununun Ek-4 maddesi gereğince yapılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen EK 4/1. madde gereğince “6831 sayılı Orman Kanununun 20/06/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2"nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2"nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11"inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil…” edilir. Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı, tespit malikiyle birlikte var ise beyanlar hanesinde yararına zilyetlik veya muhdesat şerhi bulunan kişi ya da kişilere aittir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 17.02.2010 gün 2010/7-70 Esas-2010/86 Karar sayılı kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatlarının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. HUMK"nun 179/1. maddesi gereğince dava dilekçesinde tarafların ve varsa temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gerekmektedir. Bu bildirim esnasında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi, davalının temsilcisinde yanılmış olması halinde olduğu gibi olanak dahilindedir. Somut olayda Kadastro Müdürlüğünün davalı gösterilmesinin ve Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmanın temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gerekir. Dava, tutanağın malik hanesinde “taşınmaz ve üzerindeki kagir iki katlı binanın kullanıcısının belirlenemediğinden Maliye Hazinesi adına tespiti yapıldı” şeklindeki şerhin iptali ile taşınmaz ve üzerindeki binanın kendisinin kullanımında bulunduğu yönünde beyanlar hanesine şerh verilmesi istemi ile açılmış olup, davanın niteliğine göre , husumetin Hazine"ye yöneltilmesi gerekirken, dava dilekçesinde sadece Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, dava edilmek istenenin aslında Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın sadece kadastro Müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılgı hali vardır. O halde Mahkemece temsilcide yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın tespit maliki Hazine"ye yönlendirilmesi için davacı yana olanak verilmeli, davanın Hazine"ye yaygınlaştırılması halinde davaya devam edilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeden yargılamaya devam ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 07.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.