16. Hukuk Dairesi 2012/2781 E. , 2012/4060 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen ek 4. madde kapsamında 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında 272 ada 10 parsel sayılı 15821,75 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın ..."ın kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin iptali ve kendisi adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi rapor ve krokisinde 10/B ile mavi çizgi ile taralı olarak gösterilen 8310,56 metrekarelik bölümün davacının kullanımında olduğunun anlaşılması nedeniyle bu bölümün çekişmeli taşınmazdan ifrazı ile ayrı bir parsel numarası altında davacının kullanımında olduğu belirtilerek ve Hazine adına tarla vasfı ile tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ve davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi rapor ve krokisinde 10/B ile gösterilen bölümünün davacının kullanımında olduğu kabul edilmek sureti ile bu bölümün kullanıcısının davacı olduğunun kadastro tutanağının beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasa"ya eklenen ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle Hazine adına tescil edileceği düzenlenmiştir. Çekişmeli taşınmazın 1981 yılından beri ..."ın kullanımında olduğu beyanlar hanesine yazılmıştır. Davacı, taşınmazın 2.5 dönümünü babası ..."dan satın aldığı, kalan bölümünün de miras olarak kalan 173 sayılı parseldeki hissesine karşılık taksimen kendisine verildiği iddiasına dayanmış; keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ..."ın taşınmazları çocukları arasında paylaştırdığını belirtirken, davacı tanıkları, muris ... mirasçıları arasında taksim yapıldığını, davacının babasından 2.5 dönüm yer de satın aldığını beyan etmişlerdir. Mahkemece miras bırakan ..."ın aile nüfus kayıt örneği getirtilerek tüm mirasçıların davada taraf olup olmadığı belirlenmediği gibi toplanan deliller de taksimin varlığı konusunda hüküm vermeye yeterli değildir. Ayrıca mahkemece, mahalli bilirkişiler ile davacı tanıklarının beyanları arasındaki çelişki giderilmemiş, davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tüm mirasçılar adına mı, kendi adına mı sürdürüldüğü belirlenmemiş; gerekçeli kararda da paylaşmaya mı satış senedine mi değer verildiği açıkça gösterilmemiş; tespite aykırı sonuca ulaşıldığı halde tespit bilirkişileri de dinlenilmemiştir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, muris ..."ın ölüm tarihi itibari ile mirasçıları kesin olarak belirlenmeli, davada taraf olmayan mirasçıları varsa, davaya dahil ettirilerek taraf koşulu sağlanmalı; bundan sonra mahallinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve tespit bilirkişilerinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Davacının miras bırakandan 2.5 dönüm yer satın aldığına ilişkin 05.08.1997 tarihli senetteki tanıkların tamamı dinlenilerek taşınmazın kimin kullanımında olduğu, senede konu olan yerin taşınmazın davacının zilyet olduğu kabul edilen bölümüne ait olup olmadığı belirlenmeli, bu bölümün senet kapsamında olmadığının belirlenmesi halinde tarafların ortak miras bırakanı ..."ın ölüm gününde terekesine dahil olan taşınmazların tüm mirasçıları ya da yasal temsilcilerinin katılımı ile usulüne uygun biçimde paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşma yapılmış ise kimlerin adına tespit edildikleri, kimlerin payına hangi taşınmazların düştüğü, akıbetlerinin ne olduğu, taşınmaz almayan mirasçısı varsa miras hissesine karşılık ne aldığı gibi hususlar tek tek sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, gerektiğinde beyanlar arasındaki çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de (B) harfi ile gösterilen bölümün ifrazı ile ayrı ayrı parseller oluştuğu halde bu bölümler hakkında infazı kabil hüküm kurulmayışı da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 07.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.