14. Hukuk Dairesi 2016/10237 E. , 2019/3623 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.07.2009 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, irtifak hakkına elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
Davacı, müvekkilinin irtifak hakkı sahibi olduğu 1561 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalının ruhsatsız bina yapmak sureti ile havai irtifak hakkını ihlal ettiğini belirterek emniyet mesafesine müdahalenin önlenmesini ve binanın irtifak hakkına tecavüzlü kısmının kal’ini talep etmiştir.
Davalı, binanın 30 yıl önce yapıldığını, bütün aboneliklerin bulunduğunu, irtfak hakkına müdahalenin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere irtifak hakkı, eşyayı kullanma ya da ondan yararlanma veya gerek kullanma ve gerekse yararlanma yetkisini sağlayan sınırlı ayni haktır. İrtifak hakkının içeriğini oluşturan yetkiler, kural olarak sınırlıdır. Böyle olduğu için de hak sahibine, hakkın konusu eşya üzerinde kullanma ve yararlanma yönünden sınırlı bir egemenlik sağlar. Bu ayni hak, herkese karşı ileri sürülebilir. Türk Medeni Kanununda irtifak hakkının hak olarak korunması için özel bir hüküm yoksa da, bu konuda mülkiyete ilişkin kurallar örnek olarak uygulanır. Böyle olunca da, irtifak hakkı sahibi, Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesinden yararlanarak, müdahalenin önlenmesi davası açabilir.
Davacının, lehine irtifak hakkı tesis edilen taşınmazdan, davalının müdahalesinin men’ini ve inşa edilen binanın yıkımını istemesi, ayni nitelikteki irtifak hakkının kendisine verdiği bir hakkı kullanmaktan ibarettir.
Öte yandan, kural olarak taşınmaz üzerinde yapılan bina ve inşaat, o yerin tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz’ü) olup, hukuksal durumu arza bağlıdır.
Dava ehliyeti davada taraf olma ehliyetidir. 6100 sayılı HMK’nun 50.maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı hüküm altına alınmıştır. Yasa hükmünde belirtildiği üzere taraf ehliyeti, medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Maddede gerçek ve tüzel kişi ayırımı yapılmaksızın, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkin bu tür davalarda, davalı taşınmazın tüm kayıt maliklerinin davalı olarak davada yer alması zorunludur. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmesi gerekir.
Yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olaya gelince; mahkemece, Belediye Başkanlığının yazılarında dava konusu taşınmazda bulunan binada dava dışı ...’ın da malik olarak müşterek kullanıcı olduğunun belirtildiği, davalının, dava konusu taşınmazdaki binada bulunan dairelerin 4 tanesinin dava dışı ...’a 4 tanesininde kendisine ait olduğunu beyan ettiği, ...’a karşı açılmış bir dava olmadıkça binanın yıkımına karar verilemeyeceği, anılan kişi aleyhine açılan bir davada bulunmadığı gerekçeleri ile, davanın reddine karar verilmiş ise de; karar yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu verildiğinden isabetli olmamıştır.
Şöyle ki; davacı Türkiye Elektrik İletim A.Ş irtifak hakkı sahibi olup, taşınmaz üzerine bina inşa eden davalı’nın tapuda paydaş olmadığı, Belediye Başkanlığının 29.08.2014 tarihli ve 14.04.2014 tarihli yazılarında dava konusu taşınmazda bulunan binada dava dışı ...’ın da malik olarak müşterek kullanıcı olduğunun belirtilerek emlak beyannamelerinin gönderildiği ve davacının irtifak hakkına sahip olduğu dava konusu 1561 parsel sayılı taşınmazın uyap sistemi üzerinden yapılan sorgusunda, taşınmazdaki tüm hisselerin ... Belediye Başkanlığı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda dava taşınmazın malikine ve irtifak hakkına tecavüzlü olduğu iddia edilen binanın diğer kullanıcısına yöneltilmediğinden pasif dava ehliyetinin gerçekleştiğinden söz edilemez.
Mahkemece yapılması gereken iş; davacıya 1561 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında malik olarak gözüken ... Belediye Başkanlığı ve irtifak hakkına tecavüzlü olduğu iddia edilen binanın diğer kullanıcısı olduğu sabit olan ... oğlu ... hakkında ayrı bir dava açıp bu dava ile birleştirilmesi hususunda süre vermek, taraf teşkili sağlandığı takdirde işi esastan sonuçlandırmak, taraf teşkili sağlanamadığı takdirde ise davanın husumet eksikliğinden reddetmek olmalıdır.
Taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,18.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.