20. Hukuk Dairesi 2017/5821 E. , 2018/488 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi katılan Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 2004 yılında yapılan kadastro sırasında, ... köyü 142 ada 197, 114 ve 116 nolu sırayla 7833,66 m2, 905,68 m2 ve 2974,97 m2 yüzölçümlü taşınmazlar ... adına; 142 ada 247 nolu 1960,34 m2 yüzölçümlü taşınmaz ... adına; 142 ada 241 nolu 1605,28 m2 yüzölçümlü taşınmaz .... ve ... adlarına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak, belgesizden, tarla niteliği ile tesbit edilmiştir.
Davacılar, mirasçılıktan gelen hakka dayanarak, çekişmeli taşınmazlarda kendilerinin de hisselerinin olduğunu iddia ederek, tüm mirasçılar adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Katılan Hazine, çekişmeli parsellerin sınırlarında yol ve orman olduğunu iddia ederek, adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Orman Yönetimi 15.11.2006 tarihli harçlandırılmamış dilekçe ile bir kısım parsellerin orman olma ihtimali olduğunu iddia ederek davaya katılma isteğini bildirmiştir.
Mahkemece, davalı ... Bahçivan"ın davayı kabul ettiği, davacıların 142 ada 247 nolu parsele yönelik açtıkları davadan feragat ettikleri, diğer parseller yönünden davalı ... "ın davayı kabul ettiği gerekçesiyle, 142 ada 247 nolu parsele yönelik davanın feragat nedeniyle reddi ile tesbit gibi tesciline, 142 ada 197, 114, 116 ve 241 nolu parsellerin kök muris ... mirasçıları adlarına hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12/03/2013 gün 2012/14130 – 2013/2680 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Davalılardan ...."ın 03.11.2004 tarihli celsede davayı kabul ettiği, davacıların, 08.12.2004 tarihli celsede, 142 ada 247 parsele yönelik açtıkları davadan feragat ettiklerini bildirdikleri, tarafların imzalı beyanlarının zapta geçirildiği, bu duruma göre, bu tarihlerde, kabul beyanına göre 142 ada 197, 114 ve 116 nolu parsellerin, feragat beyanına göre 142 ada 247 nolu parselin kadastro tesbitlerinin kesinleştiği Hazinenin ise 28.12.2006 havale tarihli dilekçesi ile davaya katıldığı, Hazinenin davaya katıldığı tarihte belirtilen parsellerin tespitlerinin kesinleşmiş olduğu ve katılanın davasının kesinleşen tapulamaya karşı açılmış bir dava niteliğinde bulunduğundan, genel mahkemede görülmesi gerektiği, mahkemece; davacıların 142 ada 247, 142 ada 197, 114 ve 116 parsellere yönelik feragat ve kabule göre kurulan hükümler ile birlikte, Hazinenin bu parsellere yönelik
- 2 -
2017/5821 - 2018/488
davasının görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine, 6100 sayılı HMK"nın 1 ve 2. maddeleri gereğince dosyanın görevli .... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kadastro tutanaklarının, tutanaklar tapu müdürlüğüne devredilmişse, tapu müdürlüğüne, aksi halde, kadastro müdürlüğüne geri gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu, Hazinenin 142 ada 241 nolu parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince ise her ne kadar mahkemece bu parsel yönünden de davalılardan ...."ın kabul beyanı esas alınarak, davanın kabulüne karar verilmiş ise de kadastro sırasında 142 ada 241 nolu parsel davalı ... , davalı .... ve davacılardan ... adına tesbit edildiğinden, bu parsele yönelik açılmış dava yönünden davanın kabul edildiğinin kabulü için davalıların tamamının davayı kabul etmelerinin geretiği, dosya kapsamından, bu parsel yönünden sadece ...."ın kabul beyanın bulunduğu, ölü davalı ...."ın mirasçılarının davayı kabul ettiklerini gösterir beyan ya da dilekçelerinin bulunmadığı anlaşıldığından, davanın bu gerekçe ile kabulünün isabetsiz olduğu, Hazinenin bu parsel yönünden davaya müdahil olduğu da dikkate alınarak, işin esasına girilip, toplanacak delillere göre oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, aksine görüş ve kanaatle yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu"" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra çekişmeli 142 ada 197, 114, 116 ve 247 sayılı parseller dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiş ve yargılamaya 142 ada 241 sayılı parsel yönünden devam edilmiştir. Yargılama devam ederken ... 142 ada 241 parsele yönelik ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak davaya harçlı katılmış, mahkemece davacılar ..., ... ve ..."un davasının reddine, müdahil davacılar Hazine ve Orman Yönetiminin davasının reddine, müdahil davacı ..."nın davasının kabulü ile .... köyü, İdamlı mevkii 142 ada 241 parselin kadastro tespitinin iptaline, taşınmazın müdahil davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm müdahil Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 6831 sayılı Kanun gereğince yapılıp 12.3.1991 tarihinde tamamlanan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır.
Şöyle ki; çekişmeli 142 ada 241 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu yörede 1991 yılında orman kadastrosu yapılmış olup, hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın orman tahdit haritasına göre orman sınırları dışında orman sayılmayan alanda yer aldığı, 1957 tarihli memleket haritasına göre ise ibreli ağaç sembolu ihtiva eden yeşil renkli orman alanında kaldığı belirlenmiş olup, Dairenin geri çevirme kararı üzerine alınan ek raporda ise 1952 tarihli hava fotoğrafında taşınmazın üzerinde münferit halde ibreli ağaçlar bulunan çalılık alanda kaldığı tespit edilmiştir. Somut olayda orman kadastrosunun 1991 tarihinde kesinleştiği eldeki davanın ise 2004 yılında açıldığı dikkate alındığında, öncesi orman olan dava konusu taşınmazın orman sınırları dışında bırakıldığı bir başka deyişle orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten itibaren 20 yıllık zilyetlikle kazanım süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece dava tarihi itibariyle 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı dikkate alınarak davacıların ve müdahil davacı ...’nın davalarının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle katılan Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 24/01/2018 günü oybirliğiyle karar verildi.