Esas No: 2022/5229
Karar No: 2022/8300
Karar Tarihi: 27.10.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/5229 Esas 2022/8300 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/5229 E. , 2022/8300 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İZMİR 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali - alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Özel ... İzmir Hastanesi ismiyle sağlık hizmeti sunduklarını, SGK'nın 01/07/2016 tarihli yazısı ile Sayıştay raporuna göre kurum mensubu hastalardan fazla ilave ücret aldıklarının tespit edildiği gerekçesiyle haklarında 143.626,25 TL tutarında cezai işlem uyguladığını, ancak hastaların veya yakınlarının kredi kartları ile hangi amaçla, hangi mal veya hizmet için ödeme yaptığının tespitinin mümkün olmadığını, hastalardan tahsil ederek kuruma ödemekle yükümlü oldukları katılım paylarının da fazla ilave ücret olarak değerlendirildiği, varsayıma dayalı hatalı bir denetim raporu üzerine başlatılan ve ceza kararı ile sonuçlanan davalı SGK incelemesinin tamamen usul ve hukuka aykırı olması nedeniyle cezai işlemin iptalini istemiştir.
Davalı; hastalarla yapılan görüşmeler neticesinde fazla ilave ücret alındığının tespit edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; ikinci heyetten alınan bilirkişi raporuna göre cezai işlem ile ilgili olarak toplam 107.317,30 TL'lik kısmın yerinde olduğu, 36.308,95 TL'lik cezai işlemin yerinde olmadığının tespiti ile bu bedelin kesinti tarihi olan 15/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; tarafların istinaf talebinin reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK'nın 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut uyuşmazlıkta; davacının işletmekte olduğu hastane tarafından Kurum mensubu hastalardan fazla ilave ücret alınıp alınmadığının tespiti için mahkemece iki ayrı heyetten rapor alınmıştır. Ancak ilk heyetten alınan ek raporda Sezgin Çilek adlı hastaya yapılan apse drenajının daha önce yapılan ameliyat için belirlenen paket ücrete dahil olduğu gerekçesi ile uygulanan cezai işlemin yerinde olmadığı yönünde görüş bildirilmiş olmasına rağmen, ikinci heyetten alınan raporda cezai işlemin yerinde olduğu görüşü bildirilerek raporlar arasında çelişki oluşturulmuş ve ikinci rapora itiraz edilmiş olmasına rağmen itirazları karşılar ek rapor da alınmamıştır. Ayrıca ilk heyetten alınan ek raporda toplam 96.757,70 TL kesinti yerindedir şeklinde kanaat bildirilmesine rağmen, ikinci heyetten alınan raporda 107.317,30 TL kesinti yerinde denilerek ... dışında bir kısım hastalara ilişkin kesintilerin de yerinde olup olmadığına dair çelişkili görüş bildirildiği anlaşılmaktadır. Raporlar arasında çelişki oluşmasına rağmen kararda neden ikinci bilirkişi heyetinden alınan rapora itibar edildiğine dair gerekçe de bildirilmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece yapılması gereken; tereddüde yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, davalı tarafın itirazlarını karşılayacak, alınan raporlar arasındaki çelişkileri giderecek, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, SUT ve ilgili mevzuattan anlayan, uyuşmazlık konusunda yeterli uzmanlığa sahip üç kişilik yeni bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, itiraza uğramış bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 27/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.