Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6268
Karar No: 2022/8240
Karar Tarihi: 26.10.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/6268 Esas 2022/8240 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/6268 E.  ,  2022/8240 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE MAHKEMESİ : RİZE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı ve adli yardım talepli olarak davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyadaki bilgi ve belgelere dayanılarak davalıların adli yardım taleplerinin ve tarafların temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    YARGITAY KARARI

    Davacı, Emniyet Genel Müdürlüğünde görev yapan 3.sınıf emniyet müdürü olan davalı ...'in 22.08.2005-21.08.2008 tarihleri arasında İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün 19.08.2005 tarihli onayıyla belirtilen eğitim kurumlarında eğitim görmek üzere gerekli harcamaların Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesinden karşılanması suretiyle ABD'ye gönderildiğini, davalı ile idare arasında 23.08.2005 tarihlinde kefalet senedi düzenlendiğini, Devlet Personel Başkanlığının 05.02.2015 tarih ve 840 sayılı görüşü nedeniyle meşru ve zorunlu sebepler dışında bahsi geçen sürelerde çalışma programını gerçekleştiremeyen, geciktiren ve sonuçlandıramayanların yetkili disiplin kurulu kararıyla geri çağrılarak başarısız olarak nitelendirilmesi gerektiğine dair görüş bildirildiğini, 657 sayılı Kanununun 34.maddesi gereğince EGM Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı tarafından davalıya ödeme olarak 175.381,89 ABD doları kişi borcu çıkartıldığını, davalının borca itiraz etmesi neticesinde borcun tahsilinin sağlanamadığını belirterek kurum zararı olan 175.381,89 ABD Doları değerindeki kişi borcunun 22.05.2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'dan ve kefalet senedi nedeniyle müşterek ve müteselsil borçlu diğer davalı ...'dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, davanın reddini dilemiştir.
    İlk derece mahkemesince, davacının davalı ... aleyhine açmış olduğu davasının reddine, davacının davalı ... aleyhine açmış olduğu davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 151.075,50TL' nin temerrüd tarihi olan 25/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş, hükmün taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekili ile davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b.2. maddesi gereğince kabulü ile Rize 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 18/04/2019 tarih 2015/991E.-2019/132K. sayılı hükmünün kaldırılmasına, davacının, davalı ... aleyhine açmış olduğu davasının, yasal şartları oluşmadığından reddine, davacının, davalı ... aleyhine açmış olduğu davasının, kısmen kabul kısmen reddi ile, 95.404,04 ABD dolarının dava tarihindeki T.C Merkez Bankasınca tespit edilen efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası olarak temerrüd tarihi olan 25/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Hüküm taraflarca temyiz edilmiş, Dairemizin 24/03/2022 tarihli, 2022/740E. ve 2022/2734 K. sayılı ilamı ile; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları reddedilerek, davalının, kendisine tanınan süre içerisinde doktora diplomasını sunamadığı anlaşıldığından 23.08.2005 tarihli Yurtdışına Gönderilen Kamu Personeline Mahsus Yüklenme Senedi ve Muteber İmzalı Müteselsil Kefalet Senedi başlıklı sözleşmenin 7.maddesinin ihlal edildiği, bu maddeye göre(... fiilen döviz cinsinden yapılan masrafların tümünün ...)yapılan masrafların tamamı istenebileceğinden yazılı şekilde mecburi hizmet süresi oranlanarak karar verilmesinin hatalı olduğu, taraflar arasında yapılan 13/08/2003 tarihli Yurtdışına Gönderilen Kamu Personeline Mahsus Yüklenme Senedi ve Muteber İmzalı Müteselsil Kefalet Senedi'nin 6 ve 7. maddeleri ile son hükümleri uyarınca; taraflarca borç tutarının fiili geri ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesap edilerek Türk Parası karşılığının yasal faizi ile tahsilinin kararlaştırıldığı, bu durumda, dava tarihinde ki T.C Merkez Bankasınca tespit edilen efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığı yönünde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde Rize 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 18/04/2019 tarih 2015/991E.-2019/132K. sayılı kararına karşı davalılar tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b(1) maddesi uyarınca esastan reddine, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b.2. maddesi gereğince kabulü ile Rize 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 18/04/2019 tarih 2015/991E.-2019/132K.sayılı hükmünün kaldırılmasına, hükmün; davacının, davalı ... aleyhine açmış olduğu davasının, yasal şartları oluşmadığından reddine, davacının, davalı ... aleyhine açmış olduğu davasının, kabulü ile, 175.381,89ABD dolarının fiili ödeme tarihindeki T.C Merkez Bankasınca tespit edilen efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığının temerrüd tarihi olan 25/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ve davalılardan ...'ın temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) Davalılardan ... lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, yurtdışına gönderilen davalı ...'in eğitimini başarıyla tamamlayamaması nedeniyle kendisine yapılan eğitim giderlerinin davalı ... ve kefili ...'dan tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davalı ... aleyhine açılan
    davanın kabulüne, davalı ... aleyhine açılan davanın ise reddine karar verilmiştir. Karar taraflarca temyiz edilmiş, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nce hüküm, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları reddedilerek yukarıda açıklanan gerekçeyle bozulmuştur. Bu nedenle Dairemizce bozma konusu yapılmayan davalı ... yönünden verilen red hükmü ve dolayısıyla hükmedilen vekalet ücretine yönelik mahkeme kararı kesinleşmiştir. Mahkemece bu husus gözardı edilerek; bozma sonrası kesinleşen kısım yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümlerine göre maktu vekalet ücreti bedeline hükmedilmiştir.
    Bu aşamada usuli kazanılmış hak kavramına kısaca değinilmesinde fayda vardır.
    Mülga 1086 sayılı HUMK ve 6100 sayılı HMK'da “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
    Bu kavram davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle de, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Hemen belirtelim ki; bir mahkemenin Yargıtay dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK).
    Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
    Somut uyuşmazlıkta; bölge adliye mahkemesi bozma öncesi verdiği davalı ... aleyhine açılan davanın reddi kararı yönünden davalı lehine 34.153,99 TL vekalet ücretine hükmetmiştir. Kararın temyizi aşamasında, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları reddedilerek, yukarıda belirtilen nedenlerle karar bozulmakla davalı ... yönünden verilen red ve reddedilen tutar yönünden kurulan vekalet ücretine ilişkin hükmün, davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturacağı açıktır.
    Ancak; bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda mahkemece, kesinleşen davanın reddi yönünden davalı lehine " 5.100TL" vekalet ücretine hükmedildiği görülmüştür.
    Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde; bozma kararına uymuş olan Bölge Adliye Mahkemesince, davalı yönünden davanın reddine dair verilen hüküm kesinleşmiş olduğundan davalı lehine maktu vekalet ücreti hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    Ne var ki bu yanlışların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nun 370/2. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesi hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı ...'ın temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının B. bendinin 6. fıkrasında yazılı "Davalı ... kendisini bir vekille temsil ettirdiklerinden, A.A.Ü.T. 13/4.maddesi gereğince 5.100TL vekalet ücretinin davacı kurumdan alınarak bu davalıya verilmesine," cümlesinin karar yerinden çıkartılarak yerine "Davalı ... kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden, A.A.Ü.T. gereğince bu davalı yönünden tümden reddolunan dava miktarının dava tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan 34.153,99TL nispi vekalet ücretinin davacı kurumdan alınarak bu davalıya verilmesine," cümlesinin yazılmasına, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 26/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi