21. Hukuk Dairesi 2018/4632 E. , 2019/4595 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
Davacı vekili; davacının ilk işe başlama tarihinin 01/02/1986 olarak tesciline, 01/02/1986 tarihi ile 1990 yılı arasında kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B)Davalı Cevabı;
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin beş yıllık hak düşürücü süreye uğradığını, Kurum kayıtlarının esas alınması ve davanın yöntemince ispat edilmesi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalılar beyanda bulunmamıştır.
C)İlk derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı;
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulü ile; “davacının 1986/1.dönem 90 günlük asgari ücret , 1986/2.dönem 120 günlük asgari ücret , 1986/3.dönem 120 günlük asgari ücret , 1987/1.dönem 120 günlük asgari ücret , 1987/2.dönem 120 günlük asgari ücret , 1987/3.dönem 120 günlük asgari ücret üzerinden 02.0322686.034 sicil numaralı davalı Evrim Çamaşırları ünvanlı işyerinde 1989/3.dönem 120 günlük asgari ücret, 1990/1.dönem 120 günlük asgari ücret , 1990/2.dönem 60 günlük asgari ücret üzerinden 02.06003042.034 sicil numaralı davalı ... ünvanlı işyerinde hizmet akdi ile çalıştığının tespitine, ” karar verilmiştir.
D) İstinaf Başvurusu :
Davalı Kurum vekili tarafından sunulan istinaf başvuru dilekçesi ile hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddi gerektiği belirtilerek eksik inceleme ve araştırma neticesi kurulan ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
E)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı;
Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek davalı Kurumun yapmış olduğu istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
F)Temyiz;
Davalı Kurum vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile davacının çalışmalarının Kurum kayıtlarında görüldüğü kadar olduğu, iddianın yazılı delil ve belge olmadan sadece tanık beyanlarına dayanılarak ispat edilmesini kabul etmedikleri, dosyada dinlenen tanıkların bu tip davalarda Yargıtayın tanıklık edebilmek için aradığı niteliklere sahip olmadığı, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu, davacının çalışmalarının kesintisiz olduğu noktasında toplanan delillerin yetersiz olmasına rağmen Mahkemece yeterli kabul edilerek davanın kabulüne karar verildiği, davacının hizmet tespiti yapılan süreleri nazara alındığında 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olmasına rağmen bu hususun dikkate alınmadığı, kısmî ret durumu söz konusu olduğundan kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği özet olarak belirtilerek usul ve yasaya aykırı olarak kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
G)Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun"un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun"un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden sözedilemeyeceği açıktır.
Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
Çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemez.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/02/1996 tarihli işe giriş bildirgesinin 17/02/1986 tarihinde 126113 varide no ile Kurum kayıtlarına intikal ettiği, davacı adına 01/02/1986-31/12/1986 tarihleri arasında 110 gün ve 1987/3 dönemi için 40 gün olarak davalı işyerleri tarafından Kurum’a hizmet bildirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; her ne kadar Mahkemenin davacının sigortalılık başlangıç tarihine ilişkin tespiti yerinde ise de; Mahkemece kesintili çalışmanın kabulü ile sonuca gidildiği ve kesintili olan dönem (01/01/1988 –30/09/1989 tarihleri arasındaki) ve sonraki tarihli dönemler içerisinde yukarıda anılan ve hak düşürücü süresinin işlemesine engel olan belgelerden herhangi birinin bulunmadığı dikkate alındığında kabulüne karar verilen 1989/3-1990/2 dönemi yönünden hizmet tespiti isteminin hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekir iken yazılı şekilde kurulan hüküm usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, sair yönleri incelenmeksizin ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
H- SONUÇ : Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı KALDIRILMASINA, ilk derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın ilk derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 20/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.