Esas No: 2022/4393
Karar No: 2022/7181
Karar Tarihi: 29.09.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4393 Esas 2022/7181 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, kiralanan aracın alt kiracı elinde iken zarar görmesi nedeniyle kiraya veren tarafından, kiracıya ve sigorta şirketine karşı tazminat davası açmıştır. İlk derece mahkemesi, davanın usulden reddine karar vermiştir. Bölge adliye mahkemesi, ilk kararın kaldırılmasına ve dosyanın yeniden değerlendirilmesine karar vermiştir. Ancak ikinci derece mahkemesi, davacının temyiz dilekçesinin kesin olduğu gerekçesiyle reddine karar vermiştir. Temyiz başvurusu sonrasında yapılan incelemede, belirsiz alacak davası olarak açılan davanın kesinlik sınırının olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu nedenle bölge adliye mahkemesinin kararı kaldırılmış ve ilk derece mahkemesi kararı onanmıştır.
- HMK 341. madde: Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
- HMK 362. madde: Temyiz edilemeyen kararları düzenler.
- HMK 107. madde: Belirsiz alacak davası açılabileceğini düzenler.
"İçtihat Metni"
ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kiralananın zarar görmesinden kaynaklan tazminat davasında verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın açılmamış sayılmasına dair verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince temyiz dilekçesinin kararın miktar itibariyle kesin olduğu gerekçesiyle reddine karar verildiği, davacı tarafça bu sefer ek kararın temyiz edildiği anlaşılmakla dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava, kiralanan aracın alt kiracı elinde iken zarar görmesi nedeniyle kiraya veren tarafından, kiracıya ve sigorta şirketine karşı açılan tazminat davası olup; davacı, davasını belirsiz alacak davası olarak açtığını belirterek, şimdilik 1.000 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk olarak Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/530 sayılı esasında görülen davada, Mahkemece davalı kiracı hakkındaki davanın, sigorta şirketi hakkındaki davadan tefrikine karar verilerek ayrı esasa kaydedilmiş ve yeni esas numarasıyla dosya üzerinden davaya bakmakla görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Görevsizlik kararı hakkında istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; tefrik kararı verilen celsede davacı vekilinin duruşmaya katılamamasına ilişkin mazeretinin mahkemece reddedilmesi ve davalının da davayı takip etmediğini bildirmesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, bu yapılmayarak tefrik kararı ile birlikte görevsizlik kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu
gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve eksiklikler giderilerek yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
Bunun üzerine ilk derece mahkemesince, HMK m.150'de davanın yenilenmesi için öngörülen 3 aylık sürenin başlangıç tarihinin ne olacağı konusunda belirsizlik bulunduğu, tefrik kararı verilen celse tarihinde dosyanın işlemden kaldırılmış sayılması durumunda davacının kusuru olmadığı halde 3 aylık sürenin dolmuş olacağı ve yenileme hakkını kullanamayacağı belirtilerek, davacının duruşmaya gelmiş olmasının onun davayı yenileme iradesini gösterdiği gerekçesiyle yeniden davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
2.kez verilen görevsizlik kararı hakkında tekrar istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, ilk verilen istinaf kararının davacıya tebliğ edilmesi ile davacının işlemden kaldırmaya ilişkin koşulları öğrendiğinin kabulü gerektiği, bu tarihten duruşma tarihine kadar yenileme talebinde bulunmadığı belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; bu kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kararın miktar itibariyle kesin olduğu gerekçesiyle reddine karar verildikten sonra davacı tarafça bu sefer ek karar temyiz edilmiştir.
1-)HMK 341. maddesinin üçüncü fıkrasına göre alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Yine temyiz edilemeyen kararları düzenleyen HMK m.362 uyarınca da alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
Belirsiz alacak davası HMK'nın 107. Maddesinde dava çeşitlerinden biri olarak açıklanmıştır. Hükme göre: "(1)Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2)Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır."
Somut olayda dava, belirsiz alacak davası olarak açılmış olup tahkikat tamamlanmadan karar verilmiş olduğundan, alacağın miktarı karar tarihinde tam ve kesin olarak belirgin değildir. Alacağın tamamının ne kadar olduğu henüz belirlenmediğine göre kararın miktar itibariyle temyiz sınırının altında kaldığından bahsedilemez.
Bu nedenle bölge adliye mahkemesinin, davacının temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek kararının kaldırılmasına karar verilerek davacının asıl karara ilişkin temyiz sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir.
2-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, usul ve yasaya uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: 1. bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adiye Mahkemesinin 14/04/2022 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle 08/03/2022 tarihli bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 29/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.